2. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/4506 Karar No: 2017/9812
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2016/4506 Esas 2017/9812 Karar Sayılı İlamı
2. Hukuk Dairesi 2016/4506 E. , 2017/9812 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından asıl karar ve 15.12.2015 tarihli ek karara yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Temyiz isteğinin reddine ilişkin 15.12.2015 tarihli ek kararda, mahalli mahkemece "bu karara karşı kanun yolunun süresi" gösterilmemiştir. Bu bakımdan Anayasa"nın 41. ve Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297/1-c maddesi gereğince, davacının 12.01.2016 tarihli temyiz süresinde kabul edilmiştir. Temyiz dilekçesi verilirken, harç ve giderlerin tamamı ödenir. Bunların eksik ödenmiş olduğu sonradan anlaşılırsa, kararı veren hakim veya mahkeme başkanı tarafından verilecek yedi günlük kesin süre içinde tamamlanması, aksi halde temyizden vazgeçmiş sayılacağı hususu temyiz edene yazılı olarak bildirilir. Verilen süre içinde harç ve giderler tamamlanmadığı takdirde mahkemece kararın temyiz edilmemiş sayılmasına karar verilir. Bu kararın da temyiz edilmesi halinde, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 432. Maddesinin son fıkrası kıyasen uygulanır (HUMK m. 432/son, 432/2). Mahkeme tarafından harç ikmali için düzenlenen bir muhtıra bulunmadığı gibi sonrasında davacı erkek tarafından temyiz harcı da yatırılmıştır. Ayrıca davacı erkek vekili Av. ... Karaaslanoğlu"na gerekçeli kararın tebliği için düzenlenen mazbatada beyanda bulunan ilgili isimden de imtina ettiği için bu vekile gerekçeli kararın tebliği usulsüz olup, davacı vekilinin 14.10.2015 tarihli temyiz isteğinin süresinde olduğunun kabulü gerekir. Bu nedenle, temyiz isteğinin reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden, 15.12.2015 tarihli ek kararın bozularak kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir. 2-Davacı erkeğin asıl hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Mahkemece kısa kararda davalı kadının maddi tazminat (TMK m. 174/1) isteği hakkında olumlu olumsuz bir hüküm kurulmadığı halde gerekçeli kararda davalı kadın lehine maddi tazminata hükmedilerek kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratılmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 294/3. maddesi uyarınca, hükmün tefhimi, her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. (HMK m. 298/2) Buna göre, tefhim edilen hüküm sonucu yanlış da olsa, gerekçeli kararın, tefhim edilen hüküm sonucuna uygun düzenlenmesi gerekmektedir. Yanlışlık ancak temyiz/kanun yoluna başvurulması ve kararın bozulması halinde düzeltilebilir. Tefhim edilen ve duruşma tutanağına geçirilen hüküm sonucu ile gerekçeli karar arasındaki aykırılık diğer yönler incelenmeden tek başına bozma sebebi olur. O halde mahkemece yapılacak iş, 10.04.1992 tarihli 7/4 sayılı içtihadı birleştirme kararı gözetilerek yeniden karar oluşturmaktan ibarettir. SONUÇ: Yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple 15.12.2015 tarihli ek kararın bozularak KALDIRILMASINA, temyiz edilen asıl hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren on beş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 21.09.2017(Prş.)