11. Hukuk Dairesi 2019/3306 E. , 2020/793 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ADLİYE MAHKEMESİ 11. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada İzmir Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 30/03/2017 tarih ve 2015/161 E- 2017/28 K. sayılı kararın davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nce verilen 11/06/2019 tarih ve 2017/1079 E- 2019/923 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili, davalı ... ve davalı ... Kahraman adına 2011/05725 Y sayılı "Açık En Örme Kumaş İndigo Makinesi" faydalı model belgesi bulunduğunu, müvekkilinin aynı zamanda dava dışı Kral Tekstil Örme San. ve Tic. Ltd. Şti"nin ortağı ve yetkili müdürü olduğunu, davalı gerçek kişilerin de bu şirkette çalıştıkları sırada faydalı modele konu makinanın şirket tarafından finanse edilerek yapıldığını, Kral şirketi ile davalılar arasında imzalanan 12.01.2012 tarihli Kar ve/veya Zararın Paylaşımı Esasına Dayalı İş Sözleşmesinde bu hususunu açık ve net ifade edildiğini, taraflar arasında imzalanan aynı tarihli Açık En İndigo Boyama Makinası İmalatı ve Gizlilik Sözleşmesinde tüm teknik çizim ve projelerin iade edileceğinin ve kesinlikle çoğaltılamayacağının, imalatçının bu makinanın tüm fikri ve sınai haklarının şirkete ait olduğunun, başka firmalara bu ve buna benzer makine üretilemeyeceğinin kararlaştırıldığını, bu sözleşmelerin faydalı modelin sadece ve sadece Kral şirketinin kullanımı için geliştirilip davalıların elde edilen kâr ve zararda adi ortaklığa sahip olduklarını gösterdiğini, davalıların birlikte tekstil işine girerek davalı Best İndigo şirketini kurduklarını, İzmir Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi"nin 2015/54 D. İş sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda davalı şirketin kullanmakta olduğu makinanın müvekkiline ait faydalı model tarifnamesindeki makina ile aynı olduğunun tespit edildiğini, davalıların kötüniyetli olduklarını ileri sürerek, faydalı modele tecavüzün durdurulmasına, tecavüzün giderilmesine, tecavüze konu makinanın ve ürünlerin imhasına, kararın ilanına, 2.000,00 TL manevi, şimdilik 10.0000,00 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, müvekkillerinin de dava konusu faydalı model belgesi sahibi olduklarını, delil tespitine konu olup incelenen makinenin yine müvekkillerine ait 2013/15561 sayılı faydalı modele ilişkin bulunduğunu, müvekkillerinin dava dışı Kral şirketi ile bir adi ortaklığı bulunmasına rağmen müvekkillerinin iş sözleşmesine haksız olarak son
verilerek şirketten uzaklaştırıldıklarını, bunun üzerine faydalı modele ve adi ortaklığa konu müvekkillerinin haklarına ilişkin olarak Manisa 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/288 E sayılı derdest dosyası bulunduğunu, bu ilişkinin sonlandığı tarih itibariyle faydalı modele konu makine ve ilgili faydalı model üzerinde anılan şirketin hiçbir kullanım yetkisi ve hakkı kalmadığını, delil tespiti dosyasında alınan rapora itiraz ettiklerini savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma ve bilirkişi raporu doğrultusunda, davalı şirket ve davalı gerçek kişilerin kullanımının dava konusu 2011/05725 sayılı faydalı model kapsamında kaldığı, KHK"nın 78. maddesi uyarınca davalının sonraki tarihli faydalı modeli kullanımına haklılık yaratmadığı, davacı ..."un belgeden doğan haklarının ihlal edildiği, diğer davalıların da belgeyi kullanma hakları bulunduğundan men, el koyma ve imha imkanı bulunmadığı, davacının ortak olarak bedel isteyebileceği, davacının BK"nın adi ortaklığa ilişkin TBK 623. maddesi uyarınca kazanç ve zarara katılım payının değerine veya niteliğine bakılmaksızın eşit olarak bedel isteyebileceği, bu durumda toplam net kazançın 1/3 payına denk gelen 18.612,16 TL"ye hükmetmek gerekiyor ise de davacının 10.000,00 TL maddi tazminat talep ettiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile tecavüzün önlenmesi ve ref ve ilan istemlerinin reddine, 10.000,00 TL maddi, 2.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı davalılar vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, mahkemenin tecavüzün vaki olmadığına ilişkin gerekçesi yerinde değil ise de bu hususta davacı yanca istinaf yoluna başvurulmadığı, mahkemenin, tecavüzün vaki olmamasına rağmen davacının hissesine düşen belge bedelini isteyebileceği şeklindeki gerekçesinin TMK’nın 2. maddesine uygun görüldüğü, zira davacının faydalı model belgesindeki hissesi oranında belge ücreti istemesi hakkaniyete uygun olup aksi takdirde davalı taraf sebepsiz zenginleşeceği, belge bedelinin adi ortaklık hükümlerine göre makinadan elde edilen net kazanca göre belirlenmesi doğru değil ise de dosyada dava konusu faydalı modele ilişkin emsal lisans sözleşmesi sunulmamış olması, dava konusu faydalı modelin niteliği, davacının belge üzerindeki hisse oranı gözetildiğinde, davacı için takdir edilen belge ücreti makul ve ılımlı görülmekle verilen kararın sonucu itibariyle yerinde görüldüğü gerekçesiyle davalılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalılar vekili temyiz etmiştir.
6100 sayılı HMK"nın 6763 sayılı Kanunun 42. maddesi ile değişik 362/1-a maddesi hükmüne göre, bölge adliye mahkemelerinin miktar veya değeri 40.000.- TL"yi geçmeyen davalara ilişkin verdiği kararlar aleyhine temyiz yoluna başvurulamaz. Bu miktar, HMK"nın Ek 1. maddesi uyarınca, bölge adliye mahkemesi kararının verildiği 2019 yılı itibariyle 58.800,00 TL"dir.
Dava, faydalı modele tecavüzün durdurulması, önlenmesi, hükmün ilanı ve maddi ve manevi tazminatın davalılardan tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, yazılı gerekçelerle, tecavüzün durdurulması, önlenmesi ve hükmün ilanı istemlerinin reddine, tazminat isteminin ise kabulü ile, 10,000,00 TL maddi ve 2.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmamış, davalılar vekilince, hükmedilen tazminata ilişkin yapılan istinaf başvurusu ise bölge adliye mahkemesince esastan reddedilmiştir. Davalılar vekilince, bölge adliye mahkemesi kararına karşı, hükmedilen tazminat bakımından temyiz isteminde bulunulmuşsa da, yukarıda yapılan açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, tecavüzün durdurulması ve önlenmesine ilişkin talepler davacı yanca istinaf konusu edilmemesi sebebiyle kesinleşmiştir.
Davalı aleyhine kabul edilen tazminat miktarı ise bölge adliye mahkemesi kararının verildiği tarih itibariyle kesin olup, yukarıda anılan Yasa hükmüne göre temyizi kabil olmadığı anlaşılmaktadır. HMK"nın 366. maddesi delaletiyle kıyasen uygulanması gereken aynı kanunun 346/2. maddesi hükmü uyarınca, kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında Bölge Adliye Mahkemesince bir karar verilmesi gerekmekle birlikte, Yargıtay tarafından da bu yönde karar verilebileceğinden, davalılar vekilinin kesin olan karara yönelik temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin Bölge Adliye Mahkemesince verilen hükme yönelik temyiz isteminin miktar bakımından REDDİNE, dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edenlere iadesine, 03/02/2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.