Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2016/8023 Esas 2017/9788 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
2. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/8023
Karar No: 2017/9788

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2016/8023 Esas 2017/9788 Karar Sayılı İlamı

2. Hukuk Dairesi         2016/8023 E.  ,  2017/9788 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Boşanma

    Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
    Dava; 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 166/1 maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanma istemine ilişkin olup, mahkemece Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114/1-c maddesi uyarınca davanın dava şartı yokluğu nedeni ile reddine ve mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir.
    Türkiye Cumhuriyeti Anayasası yargılamanın açıklığı ilkesi kabul etmiştir. Gerek mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 382 ve devamı maddelerinde gerekse yürürlükte bulunan 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 294 ve devamı maddelerinde hükmün nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca hükme bağlanmıştır. Yargılamanın açık bir şekilde yapılması ve tesis edilen hükmün açıkça belirtilmesi ilke olarak kabul edilmiştir. Bu nedenle hükmün açık, anlaşılır ve şüpheye yer vermeyecek şekilde infazı kabil olarak kurulması ve de en önemlisi sonradan yazılacak gerekçeli kararın kısa karara uygun bulunması grekir. Aksi halde, yargılamanın açıklığı ilkesi dolayısıyla kamu vicdanı zedelenmiş olacaktır. Kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki olmaması gerektiği gibi, gerekçe ile hüküm fıkrası arasında da çelişki bulunmaması yasal bir zorunluluk olup, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 298/2. maddesinde gerekçeli kararın tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacğı düzenlenmiştir. Kararların bu hususlara aykırı oluşturulması mahkeme kararlarına duyulan güveni sarsacağı gibi, verilen kararların hukuki denetiminin yapılmasını da olanaksız kılmaktadır.
    Somut olayda yerel mahkemece, gerekçede "Bu durumda, davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer İstanbul/Güngören olduğundan, davalının yetki itirazının kabulü ile mahkememizin yetkisizliğine karar vermek gerekmiştir." şeklinde karar verildiği belirtilmesine rağmen, hüküm fıkrasında "Davanın mahkememiz açısından HMK"un 114/I.c maddesi uyarınca dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine, mahkememizin görevsizliğine" ifadesi yer verilmek suretiyle, gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratır şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bu husus ilgili kanun maddeleri ve 10/04/1992 Tarih ve 7/4 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereği tek başına bozma sebebi olduğundan usul ve kanuna aykırı olup, bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, oybirliğiyle karar verildi. 20.09.2017 (Çrş.)

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.