Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2013/1297
Karar No: 2014/908
Karar Tarihi: 12.11.2014

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2013/1297 Esas 2014/908 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2013/1297 E.  ,  2014/908 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ : Yalova 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 19/09/2012
    NUMARASI : 2012/401 E.-2012/261 K.

    Taraflar arasındaki “nüfus kaydının iptali” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Yalova 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce davanın reddine dair verilen 08.02.2012 gün ve 2011/175 E., 2012/23 K. sayılı kararın incelenmesi davacı tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 18. Hukuk Dairesi’nin 10.05.2012 gün ve 2012/3509 E., 2012/5335 K. sayılı ilamı ile,
    (Davacı, hayatında hiç doğum yapmadığı halde kendi nüfusunda Necla isimli şahsın kayıtlı olduğu ve annesi göründüğünü, bu durumu 01.04.2011 tarihinde eşinin ölümü üzerine öğrendiğini belirterek N..A.. isimli şahsın kendi kaydından çıkarılmasını istemiş, mahkemece dinlenen tanıkların yaşları itibariyle doğum olayını bilmelerinin mümkün olmadığı gerekçesi ile davanın reddi yönünde hüküm kurulmuştur.
    Soybağı ve miras hukukunu ilgilendiren nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkin davada nüfus kaydının iptali istenilen N.. A.. ile tespit edilebiliyorsa annesi ile davacının ölen eşi S.. A.."nun çocuklarının da davaya dahil edilmesi gerekirken, mahkemece re"sen gözetilmesi gereken bu durum nazara alınmadan ve taraf teşkili de sağlanmadan, ayrıca N....le annesi olmadığını iddia eden davacının bu iddiasını ispat için DNA testi de yaptırılmadan eksik inceleme ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir…)
    gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
    TEMYİZ EDEN: Davacı
    HUKUK GENEL KURULU KARARI
    Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava, nüfus kaydının iptali istemine ilişkindir.
    Mahkemece, davacının davasını ispat edemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
    Davacının temyizi üzerine karar, Özel Dairece, yukarıda başlık bölümünde metni aynen yazılı gerekçeler ile bozulmuş; yerel mahkemece önceki kararda direnilmiş olup, kararı davacı temyiz etmiştir.
    Hukuk Genel Kurulundaki görüşme sırasında, işin esasının incelenmesinden önce, mahkeme kararının usule ilişkin (taraf teşkili) olarak bozulması halinde esasa ilişkin hususlarında (eksik inceleme) bozma sebebi yapılıp yapılamayacağı hususunun öncelikle çözümlenmesi gerektiği ön sorun olarak görüşülmüştür.
    Hemen belirtmelidir ki, kural olarak, mahkemece bir davada, usulden ret kararı verilmiş ise ayrıca, esastan da bir inceleme yapılıp, hüküm kurulamaz. Aynı şekilde Yargıtay tarafından eğer bir karar usulden bozulmuş ise; esastan da ayrıca inceleme yapılıp, kararın esas yönünden de bozulmasına karar verilemez.
    Somut olayda, mahkemece ilk kararda, işin esasına girilmiş; davacının davasını ispat edemediği gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
    Özel dairece, bozma ilamının “Soybağı ve miras hukukunu ilgilendiren …” diye başlayan ikinci paragrafının ilk cümlesinde: mahkemenin ilk kararı “nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkin davada nüfus kaydının iptali istenilen Necla Aydoğdu ile tespit edilebiliyorsa annesi ile davacının ölen eşi S.. A.."nun çocuklarının da davaya dahil edilmesi gerekirken, mahkemece re"sen gözetilmesi gereken bu durum nazara alınmadan ve taraf teşkili de sağlanmadan” gerekçesiyle usulden bozulmuştur.
    Ne var ki, yine özel dairenin bozma ilamında, aynı paragrafın “ayrıca…” kelimesi ile başlayan ikinci cümlesinde, işin esasına da girilerek esastan da bozma nedeni serdedilmiştir.
    Şu haliyle, bozma ilamı kapsamıyla yerel mahkemenin ilk kararı hem usule ilişkin yönüyle hem de işin esası yönüyle bozulmuştur. Bu bozma yukarıda açıklanan usul hukuku ilkelerine aykırıdır.
    Bu nedenle, bozma ilamının, ikinci paragrafından “…ayrıca N...A..,ile annesi olmadığını iddia eden davacının bu iddiasını ispat için DNA testi de yaptırılmadan eksik inceleme ile …” kısmının çıkartılması Hukuk Genel Kurulunca kararlaştırılmış; direnme kararında bu yöne ilişkin cevap niteliğindeki hususların da inceleme dışı bırakılması gerektiği oybirliği ile karara bağlanmıştır.
    İşin esasına yönelik temyiz incelemesine gelince;
    Bu haliyle direnme ve bozma ilamının açıklanan kapsamları itibariyle direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; nüfus kaydının iptali istenilen N..A..nun annesi ile S.. A.."nun çocuklarının davaya dahil edilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
    Taraflar duruşmaya çağrılmadan, eş anlatımla; taraf teşkili sağlanmadan hüküm verilememesi, Anayasanın 36. maddesi ile düzenlenen iddia ve savunma hakkının kullanılmasına olanak tanınması ilkesinin doğal bir sonucudur.
    Taraf teşkili dava şartı olup, davanın her aşamasında mahkemece re’sen nazara alınması gereken bir olgudur ve mahkemenin, duruşma gününü, kararını, bozma ilamını, duruşma günü ve direnme kararını taraflara kendiliğinden tebliğ edip taraf teşkilini sağlaması, usulün amir hükmü gereğidir.
    Bu aşamada hukuki dinlenilme hakkı üzerinde durulmasında da yarar bulunmaktadır.
    Hukukî dinlenilme hakkı, Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Haklan Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. Zira, insan onurunun yargılamadaki zorunlu bir sonucu olarak, yargılama süjelerinin, yargılamada şeklen yer almaları dışında, tam olarak bilgi sahibi olmaları, kendilerini ilgilendiren yargılama konusunda açıklama ve ispat haklarını tam ve eşit olarak kullanmaları ve yargı organlarının da bu açıklamaları dikkate alarak gereği gibi değerlendirme yapıp karar vermesi gereklidir.
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 27. maddesi hükmüne göre:
    "(I) Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler.
    (2) Bu hak;
    a) Yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını,
    b) Açıklama ve ispat hakkını,
    c) Mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini,
    içerir".
    Hukukî dinlenilme hakkı olarak anılan maddede ifade edilen ve uluslararası metinlerde de yer bulan bu hak, çoğunlukla "iddia ve savunma hakkı" olarak bilinmektedir. Ancak, hukukî dinlenilme hakkı, iddia ve savunma hakkı kavramına göre daha geniş ve üst bir kavramdır.
    Bu hak, yargılamanın tarafları dışında, müdahiller ve yargılama konusu ile ilgili olanları da kapsamına almaktadır. Ancak, her yargılama süjesi kendi hakkıyla bağlantılı ve orantılı olarak bu hakka sahiptir. Hakkın temel unsurları maddede tek tek belirtilmiş, böylece uygulamada bu temel yargısal hak konusundaki tereddütlerin önüne geçilmesi amaçlanmıştır.
    Bu çerçevede, öncelikle tarafların gerek yargı organlarınca gerekse karşı tarafça yapılan işlemler konusunda bilgilendirilmeleri zorunludur. Kişinin kendisinden habersiz yargılama yapılarak karar verilmesi, kural olarak mümkün değildir.
    Bu hakkın ikinci unsuru, açıklama ve ispat hakkıdır. Taraflar, yargılamayla ilgili açıklamada bulunma, bu çerçevede iddia ve savunmalarını ileri sürme ve ispat etme hakkına sahiptirler. Her iki taraf da bu haktan eşit şekilde yararlanırlar. Bu durum "silahların eşitliği ilkesi" olarak da ifade edilmektedir.
    Bu hakkın üçüncü unsuru, tarafların iddia ve savunmalarını yargı organlarının tam olarak dikkate alıp değerlendirmesidir. Bu değerlendirmenin de, kararların gerekçesinde yapılması gerekir (bkz. 6100 sayılı HMK.nun Hükumet Gerekçesi madde 32).
    Yargılama bakımından, sadece bir tarafın dinlenmesi, başka kimsenin dinlenmemesi, tek yönlü karar verilmesi demektir. Yargılamada yer alan taraflar, yargılamanın objesi değil, süjesidir. Hukukî dinlenilme hakkı, doğru karar verilmesinin garantisidir; bu nedenle, haksızlığa karşı koyabilme imkânı tanır. Bu hak, hukuk devletinin, insan onurunun korunması ve eşitlik ilkesinin, hak arama özgürlüğünün, adil yargılanma hakkının bir gereğidir.
    Hukukî dinlenilme hakkı yargılamanın süjesi olan herkese aittir. Dava sonunda hukukî durumu etkilenecek olan kişilere, yargılamadaki durumlarına uygun şekilde bu hak tanınacaktır. Tanık ve bilirkişilerin kendileri ile ilgili bir sonuç doğması halleri dışında, hukukî dinlenilme hakkı bulunmamaktadır. Davada taraflar, çekişmesiz yargı işlerinde ilgililer bu hakka sahip oldukları gibi, fer"i müdahilin de kendi hakkıyla bağlantılı olarak hukukî dinlenilme hakkı bulunmaktadır.
    Hukukî dinlenilme hakkı, sadece belli bir yargılama için ya da yargılamanın belli bir aşaması için geçerli olan bir ilke değildir. Tüm yargılamalar için ve yargılamanın her aşamasında uyulması gereken bir ilkedir. Bu çerçevede gerek çekişmeli ve çekişmesiz yargı işlerinde gerekse bu yargılamalarla bağlantılı geçici hukukî korumalarda, icra takiplerinde, tahkim yargılamasında, hatta hukukî uyuşmazlıklarla ilgili yargılama dışında ortaya çıkan çözüm yollarında, her bir yargılama, çözüm yolu ve uyuşmazlığın niteliğiyle bağlantılı şekilde hukukî dinlenilme hakkına uygun davranılmalıdır.
    Hukukî dinlenilme hakkına aykırılık -bir istinaf gerekçesi ve -temyizde de bozma sebebidir. Hakkın ihlâlinin niteliğine göre, yargılamanın yenilenmesi sebebi olarak kabul edilebilir. Ayrıca adil yargılanma ihlâli çerçevesinde de Avrupa İnsan Haklan Mahkemesi"ne başvurulabilir.
    Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay ele alındığında;
    Davacı, hayatında hiç doğum yapmadığı halde kendi nüfusunda Necla isimli şahsın kayıtlı olduğu ve annesi göründüğünü, bu durumu eşinin ölümü üzerine öğrendiğini belirterek N..A..isimli şahsın kendi kaydından çıkarılmasını istemiştir. Nüfus kaydının düzeltilmesi istemleri soybağı ve miras hukukunu ilgilendirdiğinden nüfus kaydının iptali istenilen Necla Aydoğdu’nun mirasçılarının davada taraf olmaları gerekmektedir. Az yukarda da belirtildiği üzere tanıkların hukukî dinlenilme hakkı bulunmadığı gibi, tanıkların davanın her aşamasından haberdar olması da mümkün olmadığından yerel mahkemenin mirasçıların tanık olarak dinlendiği şeklindeki gerekçesi yerinde değildir.
    Hal böyle olunca, mahkemece yapılacak iş; nüfus kaydının iptali istenilen Necla Aydoğdu’nun mirasçıları davaya dahil edilerek işin esasının incelenmesi ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi olmalıdır.
    Yukarıda açıklanan bu değişik nedenlerle direnme kararı bozulmalıdır.
    SONUÇ: Davacının temyiz itirazlarının kabulü ile;
    Bozma ilamından “…ayrıca N..A..ile annesi olmadığını iddia eden davacının bu iddiasını ispat için DNA testi de yaptırılmadan eksik inceleme ile …” kısmının çıkartılmasına,
    Direnme kararının yukarıda gösterilen değişik gerekçe ile 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 12.11.2014 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi