22. Hukuk Dairesi 2017/2574 E. , 2018/1369 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı isteminin özeti:
Davacı, davalı Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünde kadroya geçmeden önceki dönem mevsimlik işçi olarak çalıştığı hizmetlerinin kıdemine sayılmadığını, 2011-2013 yıllarını kapsayacak 3. Dönem TİS’in geçici 4. maddesi gereği önceki işyerlerinde geçen çalışmaların da davalı işyerinde geçmiş gibi kabul edileceğine dair düzenleme gereği derece ve kademesinin tespiti ile yeni derece ve kademesi dikkate alınarak ilk kadroya geçişlerinden itibaren TİS’den kaynaklanan ücret farkı, yıpranma primi, ilave tediye farkı ve ikramiye farkı alacaklarının ödetilmesini talep etmiştir.
Davalı cevabının özeti:
Davalı, davacıya sözkonusu hakların 2011-2013 yıllarını kapsayan TİS ile tanındığını, bu nedenle taleplerin geçmişe yönelik olarak talebini yerinde olmadığını, derece ve kademe tespitinde hata olmadığını, gerekli ödemelerin TİS’lere göre zaten yapıldığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme kararının özeti:
Bozma ilamına uyulan Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda karar verilmiş olmasına göre; davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Mahkemece verilen 06.06.2014 tarihli ilam Yargıtay (Kapatılan) 7. Hukuk Dairesinin 01.12.2014 tarih ve 2014/16131 esas - 2014/21775 karar sayılı kararı ile bozulmuştur. Bozma ilamının 3. maddesinde “Davacının yasal ilave tediye alacağının 4857 sayılı Yasada düzenlenen ücret alacaklarından olmadığı, bu nedenle taleple bağlı kalınarak yasal faiz oranını aşmamak üzere en yüksek banka mevduat faizi ile tahsiline karar verilmesi gerektiği göz ardı edilerek, yazılı şekilde hüküm kurulması da isabetsizdir.” denilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyulmuş ise de bozma gereği yerine getirilmemiştir. Şöyle ki; Mahkemece bozma sonrası verilen temyize konu kararın hüküm fıkrasının 2/c bendinde, yine yasal ilave tediye farkı alacağının mevduata uygulanan en yüksek faiz düzeyinden hesaplanacak faiziyle birlikte tahsiline karar verilmiştir. 01.12.2014 tarihli bozma ilamında belirtildiği gibi davacının yasal ilave tediye alacağının 4857 sayılı Kanunda düzenlenen ücret alacaklarından olmadığı, bu nedenle taleple bağlı kalınarak yasal faiz oranını aşmamak üzere en yüksek banka mevduat faizi ile tahsiline karar verilmesi gerektiği göz ardı edilerek, bozma gereği yerine getirilmeden yine bozma öncesi karardaki gibi yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olmuştur. Ancak bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 438/7. maddesi uyarınca aşağıda belirtilen şekilde düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.
Sonuç:
Yukarıda açıklanan nedenle, temyiz olunan kararın hüküm fıkrasının;
“2/c” bendi tamamen kaldırılarak yerine “Davacının yasal ilave tediye farkı alacağına ilişkin talebinin kabulüyle, bilirkişi raporunda hesaplanan brüt 2.457,50 TL yasal ilave tediye farkı alacağının davacı tarafın belirsiz alacak davası açmış olması dikkate alınarak dava tarihinden itibaren işleyecek taleple bağlı kalınarak yasal faiz oranını aşmamak üzere en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yasal kesintilerin icra aşamasında dikkate alınmasına” şeklindeki bendin yazılmasına ve hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan temiyz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 25.01.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.