11. Hukuk Dairesi 2019/2911 E. , 2020/792 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Uşak 2. Asliye Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 13/12/2018 tarih ve 2015/661-2018/873 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacılar vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, müvekkillerinin davalı şirketin ortağı olup, müvekkili ..."ün aynı zamanda şirket müdürü olduğunu, 08.12.2006 tarihli noterlik senetleriyle müvekkillerinin davalı şirketteki tüm hisselerini davalı ... ve davalı ..."na devrettiklerini, aynı tarihte yeni ortaklarca davalı şirketin karar defterinde pay devrinin kabulüne ve münferit yetkili şirket müdürü olarak davalı ..."ın atanmasına karar verildiğini, müvekkillerinin davalı ... Sicil Memurluğu"na hisse devrine ilişkin bildirim gönderdiğini, davalılar ... ve ..."nun hisse devir alımını ve şirket müdürlüğü durumunu bu güne kadar Ticaret Sicil Memurluğuna başvurarak tescil ve ilan ettirmediklerini ileri sürerek, müvekkillerinin davalı şirketteki ortaklık kayıtları ile müvekkillerinden ..."ün şirket müdürü kaydının silinmesine/iptal edilmesine, diğer davalılar ... ile ..."nun davalı şirketin ortakları, davalı ..."ın şirket müdürü olarak tescil ve ilan edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... mirasçıları davalılar ... ve Hava Uyan, mirasın reddi kararı aldıklarını savunarak, davanın reddini istemişlerdir.
Diğer davalılar, davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre, davanın, limited şirket hisse devir işleminin ticaret siciline tescil ve ilanı istemine ilişkin olduğu, davaya konu hisse devirleri 08.12.2006 tarihinde yapıldığından somut olaya mülga 6762 sayılı TTK’nın 520. maddesinin uygulanması gerektiği, anılan Yasa hükmü uyarınca, limited şirket hisse devrinin gerçekleşmesi için devrin noterde yapılması, esas sermayenin en az dörtte üçüne sahip ortakların devre muvafakat etmesi ve ayrıca devrin şirket pay defterine işlenmesi gerektiği aksi taktirde pay devrinin şirkete karşı hüküm ifade etmeyeceği gibi ilgililer arasında dahi hükümsüz olacağı, somut olayda, davacıların verilen kesin süreye rağmen devrin pay defterine işlendiğini ispata yarar delil ibraz etmedikleri, bu nedenle devrin tamamlanması için gerekli işlemlerden biri eksik olduğundan pay devrinin gerçekleşmediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.
Dava, noterde düzenlenen limited şirket hisse devir sözleşmesi uyarınca şirket hisse devir ve müdür atama kararının tescil ve ilanı istemine ilişkindir. Mahkemece, davacıların verilen kesin süreye rağmen devrin şirket pay defterine işlendiğine ilişkin belgeleri ibraz etmediği, mülga TTK’nın 520. maddesi uyarınca, şirket pay defterine işlenmeyen hisse devrinin geçerli olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Mahkemenin, şirket pay defterine işlenmeyen hisse devrinin geçerli bir devir olarak kabul edilemeyeceği şeklindeki gerekçesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, kural olarak pay defterinin davalı şirket uhdesinde bulunması gerekmekte olup, devrin pay defterine işlenip işlenmediği hususunun da öncelikle pay defterinin celbi suretiyle davalı şirket nezdinde araştırılması gerekir.
6100 sayılı HMK’nın 219. maddesiyle, tarafların kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri ibraz etmek zorunda olduğu düzenleme altına alınmıştır. Aynı Yasa’nın 220. maddesi ise, “İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir. Mahkemece, ibrazı istenen belgenin elinde bulunduğunu inkâr eden tarafa, böyle bir belgenin elinde bulunmadığına, özenle aradığı hâlde bulamadığına ve nerede olduğunu da bilmediğine ilişkin yemin teklif edilir. Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir.” hükmünü haizdir. Bu durumda, mahkemece, devrin pay defterine işlenip işlenmediği hususunun, yukarıda zikredilen yasa hükümlerine göre işlem yapılarak öncelikle davalı şirket pay defterlerinin ibrazının istenilmesi ve sunulması halinde defterler üzerinde inceleme yapılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken ispat yüküne yanlış anlam verilerek ve eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacılar yararına BOZULMASINA, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 03/02/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.