Danıştay 10. Daire 1989/257 Esas 1990/950 Karar Sayılı İlamı

Daire : ONUNCU DAİRE
Karar Yılı : 1990
Karar No : 950
Esas Yılı : 1989
Esas No : 257
Karar Tarihi : 19/04/990

1-) BİR KAMU GÖREVLİSİNİN MALULEN EMEKLİYE SEVKEDİLEBİLMESİ İÇİN TEDAVİSİ OLANAKSIZ BİR HASTALIKTAN DOLAYI GÖREVİNİ YAPAMAYACAK DURUMDA OLDUĞUNUN SAPTANMASI GEREKTİĞİ,
2-) MALULEN EMEKLİYE SEVK İŞLEMİNİN İPTALİ İSTEMİNE YÖNELİK DAVADA,BİRBİRİYLE ÇELİŞEN HASTANE RAPORLARININ VARLIĞI HALİNDE, İLGİLİNİN DURUMUNUN ADLİ TIP KURUMUNA İNCELETTİRİLMESİNİN ZORUNLU OLDUĞU HK.
Hazine avukatı olan davacı, şizofren olduğu bu nedenle görevini yürütemeyeceği yolundaki Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesinin raporu ve Emekli Sandığı Sağlık Kurulu kararı dayanak alınmak suretiyle, davalı idarece malulen emekliye sevedilmiştir. Davacının, davalı idare işleminin iptali istemiyle açtığı dava, İdare Mahkemesince, Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi raporu ve Emekli Sandığı Sağlık Kurulu kararıyla adi malül olduğu saptanan davacının malülen emekliye sevkinde mevzuata ayrılık olmadığı gerekçesiyle reddedilmiştir. Davacı, İdare Mahkeesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Yasasının 44.maddesi, "Her ne sebeple ve suretle olursa olsun vücutlarında hasıl olan arızalar veya duçar oldukları tedavisi imkansız hastalıklar yüzünden vazifelerini yapamayacak durumuna giren iştirakçilere "malül" denir ve haklarında bu kanunun malullüğe ait hükümleri uygulanır" hükmünü içermektedir. Aynı Yasanın 47.maddesi son fıkrasında ise, tedavisinin olanaksız olduğu raporla belgelenen hastalıklara uğrayanların, yasalarda öngörülen hastalık izin sürelerinin bitmesi beklenmeksizin rapor tarihinden
itibaren malulen emekliye sevkedilecekleri belirtilmektedir.
Anılan yasal düzenlemeye göre Emekli Sandığı iştirakçisi bir kamu görevlisinin malulen emekliye sevkedilebilmesi için, tedavisi olanaksız bir hastalıktan dolayı görevini yapamayacak durumda olduğunun açıkça saptanması gerekmektedir.
Olayda, hazine avukatı olarak göreve başladıktan sonra rahatsızlanan davacıya … Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinde "Atipik psikoz" teşhisi konduğu, fakat görevli memura hakaret suçunu işlediğinden bahisle hakkında açılan ceza davası nedeniyle mahkemece sevkedilmiş olduğu Adli Tıp Kurumunda ise, davacının hastalığının, kurumun ihtisas kurulunun raporuyla "basit tip şzofreni" olarak belirlendiği ve davacının "şifası tıbben tebeyyün edinceye kadar" bir akıl hastanesinde yatırılmasının önerildiği, bu öneri doğrultusunda uzun bir süre tedaviden
sonra tedavinin yapıldığı … Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesince düzenlenen raporda, "Atipik psikoz" denilen rahatsızlığının "ileri salah" halinde olduğundan bahisle davacının görevine devamının ve birer ay ara ile hastanede kontrolunun uygun görüldüğünün belirtildiği, buna karşılık … Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesinin raporunda şizofreni denilen hastalıktan dolayı davacının görevini sürdüremiyeceği sonucuna varıldığı, davalı idarenin de bu son raporu dayanak olarak davacıya malulen emekliye sevkettiği dosyada mevcut belgelerin incelenmesinden anlaşılmaktadır.
Görüldüğü gibi, davacının hastalığı ve görevini sürdürüp sürdürmeyeceği konusunda, … Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesiyle … Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesinin birbiriyle açıkça çelişen raporları bulunmaktadır. Her ne kadar Adli Tıp İhtisas Kurulunun yukarıda sözü edilen raporu, … Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi raporunu doğrular nitelikte ise de, anılan ihtisas kurulu raporunun 1985 yılında düzenlenmiş olması, geçen süre içinde davacının uzun bir tedaviden geçmiş olması karşında, anılan rapordan hareketle davacının malül olduğu sonucuna varmaya olanak görülmemektedir.
Uyuşmazlığın çözümünün, davacının malulen emekliye sevkini gerektirecek tedavisi olanaksız bir hastalığı olup olmadığının saptanmasına bağlı olması, davacının hastalığının türü ve niteliği, hastalığın görev yapılmasını engelleyip engellemediği konularının 2659 sayılı Yasaya göre adalet işlerinde bilirkişilik yapmakla görevli Adli Tıp Kurumuna incelettirilmesini zorunlu hale getirmektedir. Adli Tıp Kurumunun, daha önce kurumun ihtisas kurulunca davacı hakkında düzenlenen rapor yanında, uzun bir süre yapılan tedaviden sonra … Ruh ve Sinir Has
talıkları Hastanesince düzenlenen davacının görevini sürdürebileceği yolundaki raporu ve … Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesinin aksi yoldaki raporu dikkate alarak, isteği doğrultusunda davacının muayenesini yapıp konuyla iolgili görüşünü bildirmesinden sonra davanın karara bağlanması gerekmektedir.
Adli Tıp Kurumuna gerekli inceleme yaptırılıp görüş alınmaksızın davacı tarafından açılan davanın reddi yolunda İdare Mahkemesince verilmiş olan temyizen incelenen kararda hukuki isabet görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle davacının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49.maddesine uygun bulunan temyiz isteminin kabulüne, İdare Mahkemesi kararının bozulmasına oyçokluğu ile karar verildi.