Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2013/5841 Esas 2014/4752 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/5841
Karar No: 2014/4752
Karar Tarihi: 07.07.2014

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2013/5841 Esas 2014/4752 Karar Sayılı İlamı

15. Hukuk Dairesi         2013/5841 E.  ,  2014/4752 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği
    Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

    - K A R A R -

    Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli alacağının tahsili istemi ile açılmıştır. Mahkemece verilen, akdî ilişkinin kanıtlanamaması nedeniyle davanın reddine dair karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
    2-Mahkemece dava akdî ilişkinin kanıtlanamaması nedeniyle reddedilmiş ve vekille temsil edilen davalı ... yararına 1.909,50 TL nispi vekâlet ücretine hükmedilmiştir.
    Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi"nin 7/2. maddesi uyarınca “Davanın dinlenebilmesi için kanunlarda öngörülen ön şartın yerine getirilmemiş olması ve husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde davanın görüldüğü mahkemeye göre tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçmemek üzere üçüncü kısımda yazılı avukatlık ücretine hükmolunur” düzenlemesine yer verilmiştir. Bu hükme göre husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde hüküm altına alınacak vekâlet ücreti, ikinci kısım ikinci bölümde yer alan maktu miktarları geçemeyecektir.
    Husumet, taraf sıfatı yerine kullanılan bir terimdir. Sıfat ise dava konusu subjektif hak ile davanın tarafları arasındaki ilişkidir. Dava dilekçesinde davacı ya da davalı olarak gösterilen kişiler, şeklî taraf kavramına göre davanın tarafı iseler de, bu her zaman o kişilerin taraf sıfatına sahip oldukları anlamına gelmez. Davacının taraf sıfatına sahip olabilmesi için dava konusu hakkın sahibi olması, davalının taraf sıfatına sahip olabilmesi için de dava konusu subjektif hakkı ihlâl eden, yani hakkın kendisinden istenebileceği kişi olması gerekir.


    Davanın esasına girilebilmesi için öncelikle her iki tarafın da taraf sıfatına haiz olduklarının tespiti, yani akdî ilişkinin varlığının kanıtlanması gerekir. Akdî ilişkinin yokluğu halinde davalının taraf sıfatına haiz olduğundan söz edilemeyeceğinden davanın esası incelenmeksizin husumetten reddi gerekir.
    Akdî ilişkinin kanıtlanamaması nedeniyle verilen ret kararlarının, sıfat yokluğu nedeniyle verilen ret kararları kapsamında değerlendirilmesi gerektiğinden davalı yararına hükmedilecek vekalet ücreti tarifenin yukarıda belirtilen hükmü uyarınca 1.200,00 TL"yi geçemeyecektir. Mahkemece maktu 1.200,00 TL yerine, bu miktarın aşılarak daha fazla vekâlet ücretine hükmedilmesi doğru olmamıştır. Kararın bu nedenle bozulması gerekirse de, yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı HMK"nın geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nın 438/VII. maddesi uyarınca kararın vekâlet ücreti yönünden düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.
    SONUÇ: Yukarıda 1.bentte yazılı nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2.bentte yazılı nedenlerle kararın hüküm kısmının 6 nolu bendinde yer alan “1.909,50” rakamının karardan çıkartılarak yerine “1.200,00” rakamının yazılmasına, kararın değiştirilmiş bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 07.07.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.











    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.