9. Hukuk Dairesi 2018/455 E. , 2018/4441 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Taraflar arasındaki, temettü alacağının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hüküm süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 27/02/2018 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına Avukat ... ile karşı taraf adına Avukat ... geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, 02/08/2005 tarih 16 sayılı ortak yönetim kurulu kararı ile 15/08/2005 tarihinden geçerli olmak üzere ...’nin el koyduğu davalı Şirketinde aralarında olduğu şirketlere genel koordinatör olarak atandığını, bu çalışmasının iş akdinin feshedildiği 15/01/2007 tarihine kadar kesintisiz sürdüğünü, davalı şirketin 2005 ve 2006 yıllarını karlı bilançolarla kapadığını ve şirket ana sözleşmesine uygun olarak kar dağıtımı gerçekleştirdiğini, 2005 yılı için 87.000,00 TL, 2006 yılı için 250.000,00 TL temettü ikramiye ödenmesi gerekirken 2005 yılı için sadece 15.600,00 TL temettü ikramiye ödendiğini, bakiyelerinin ödenmediğini, bunun üzerine .... 21. Noterliği"nin 08/07/2008 tarih ... yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide edildiğini, buna rağmen ödeme yapılmadığını iddia ederek, asıl davada 2005 ve 2006 yıllarına ait 321.400,00 TL temettü ikramiyesinden şimdilik 1.000,00 TL’nin, birleşen davada da 2006 yılına ait 166.725,64 TL temettü alacağının tahsilini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacının 25/06/2005 tarihinden şirkete el koyan ... tarafından 15/08/2005 tarihinde işe başlatıldığını, bir kamu kuruluşu olan ..."nin kendi atadığı davacıyı yine kendi iradesi ile çalışmaktan men etmesinin haklı sebeplere dayandığını, davanın yasal süre içinde açılmadığını, davanın davacıyı görevden uzaklaştıran ..."ye karşı açılması gerektiğini, el koyma işlemlerinin idari yargıda iptaline karar verildiğinden, buna bağlı yapılan işlemlerin de ortadan kalktığını, bir şirketin temettü dağıtmasının şirketin en büyük organı olan genel kurul kararına bağlı olduğunu, ... zamanında var olduğu iddia edilen genel kuruldan bahsedilemeyeceğini, bu genel kararlarının mahkemelerce iptaline karar verildiğini, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkili mahkemenin ... Asliye Hukuk İş Mahkemesi olduğunu, 2005 ve 2006 yıllarının karlı bilançolarla kapatıldığı iddiasının doğru olmadığını savunarak asıl ve birleşen davanın reddini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemenin asıl dava ve birleşen davanın kısmen kabulüne dair verdiği ilk kararı hakkında Dairemizce verilen 15/03/2016 tarihli, 2014/30281 E. ve 2016/6174 K. sayılı düzeltilerek onama kararına karşı, davalı vekilinin başvurusu üzerine hükme esas alınan bilirkişi raporunun maddi hataya dayalı açık hesap hatası olduğu gözden kaçırılıp karar verildiği anlaşılarak sözkonusu onama kararının ortadan kaldırılmasına ve ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına Dairemizce karar verilmesini takiben Mahkemece bu bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada; 05/09/2017 tarihli bilirkişi raporundaki hesaplamalar değerlendirilerek ... Asliye Hukuk İş Mahkemesi"nin 16/06/2009 tarih 2008/291 Esas - 2009/149 Karar sayılı kesinleşen dosyasında 2005 yılı için dağıtılabilir karın 39.456.093,33 TL, personele ayrılan temettü miktarının 1.380.963,00 TL olduğu, 2006 yılı için dağıtılabilir karın 42.724.309,83 TL personele ayrılan temettü miktarının 1.708.972,00 TL olarak belirlendiği, şirket ana sözleşmesinin 28. maddesinde belirlenen oranlara göre yönetim kurulu üyeleri ile memur ve çalışanlara net kardan ödeme yapıldığı anlaşılmakla, davacıya 2005 yılı için 15.600,00 TL ödeme yapıldığı, davacıya 2005 yılı için temettü ikramiyesi ödenmiş olması karşısında davacının temettü alacağı olduğu kabul edilerek ... Asliye Hukuk İş Mahkemesinin 2008/291 Esas-2009/149 Karar sayılı dosyası ile kesinleşip belirlenen 2005 ve 2006 yıllarına ait dağıtılacak temettü miktarına göre, davacıya 2005 yılında fazla ödenen 2.660,78 TL temettünün net olduğu, 2006 yılı için ödenecek temettüden brüt miktarın düşürülmesi gerektiği, buna göre 2005 yılında fazla ödenen 2.660,78 TL"nin brütünün 4.093,50 TL olduğu, 2005 yılında davacıya brüt 4.093,50 TL fazla temettü ödendiği, bu miktarın 2006 yılı için ödenmesi gereken 175.180,09 TL"den düşürülmesi sonucu davacıya ödenmesi gereken temettü miktarının 171.086,59 TL olduğu gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Mahkemenin verdiği bir hükmün Yargıtay tarafından bozulması ve bu bozma ilamına gerek iradi ve gerekse kanunî şekilde uyulması halinde yerel mahkemece, bozma kararı doğrultusunda inceleme yapmak ve hüküm kurmak zorundadır.
Mahkeme uyma kararını kaldırarak, direnme kararı veremeyeceği gibi, hükmünün bozma kararının kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan bölümleri hakkında da önceki hükümden farklı yeni bir hüküm kuramaz.
Mahkemece verilen ilk karar Dairemizin 29/09/2016 tarihli ve 2016/24659 esas sayılı kararında yer verilen, “Davacının temettü alacağı hesaplanırken hükme esas alınan 12.02.2014 havale tarihli bilirkişi raporunda 2005 yılında dağıtılması için personele ayrılan 1.380.963 TL içinde davacıya 360 gün için isabet eden rakamın 34.504,58 TL bunun oranının 34.504,58/1.380.963 = 0,0249859053 olduğu hesap edilmiştir.
2006 yılı için davacının alması gereken temettü miktarının 2006 yılında personele dağıtılması için ayrılan 1.708.972 TL ile bir önceki yıl için bulunan oranla çarpılarak sonuca gidilmesi gerekirken bu oranın davacının bir yıl için brüt alması gereken temettü miktarı 64.000 TL olarak bulunup, bunun personele dağıtılan 624.352 TL’ye bölünüp önceki yıldaki davacının oranından farklı bir oran baz alınarak sonuca gidilmesi hatalıdır.” gerekçeleri ile bozulmuştur.
Hükme dayanak bilirkişi raporunda ise bozma konusu hesap tarzına ve bunun dışında kalan ayrı bir hesap tarzı olmak üzere seçenekli bir hesaplamanın yapıldığı, Mahkemenin ise bozma ilamına uymayan 1.seçenekteki 171.086,59 TL brüt miktara göre hüküm kurduğu görülmüştür.
Mahkemece bozma ilamının gereği olarak 2. seçenekteki 61.599,05 TL brüt alacak yerine yazılı şekilde hüküm kurulması usule aykırı olup, bozma sonrası verilen yeni hükmün tekrar bozulması gerekmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, davalı yararına takdir edilen 1.630.00 TL duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 27/02/2018 gününde oybirliği ile karar verildi.