14. Hukuk Dairesi Esas No: 2018/490 Karar No: 2018/7757 Karar Tarihi: 14.11.2018
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2018/490 Esas 2018/7757 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2018/490 E. , 2018/7757 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 03.06.2015 tarihinde verilen dilekçeyle ... iptali ve tescil talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda davanın reddine dair verilen 09.03.2017 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi davacılar vekili tarafından talep edilmiştir. ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi"nce istinaf talebinin esastan reddine dair verilen kararın davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü. KARAR Davacılar, 163 ve 203 parsel sayılı taşınmazlarda paydaş olduklarını, dava konusu her iki taşınmazda 106/956"şer payın maliki olan ..."ın, taşınmazlardaki paylarını 06.03.2015 tarihinde davalı şirkete sattığını, satış bedelinin muvazaalı olarak yüksek gösterildiğini, rayiç değerinin tesbiti ile depo edilmek suretiyle tapunun iptali ile adlarına tesciline karar verilmesini talep etmişlerdir. ... 3.Asliye Hukuk Mahkemesince eylemli taksim bulunduğundan dava reddedilmiş, ... Bölge Adliye Mahkemesince de aynı gerekçelerle istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir. Hükmü davacılar vekili temyiz etmiştir. Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması TMK"nin 2.maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ile bağdaşmaz. Kötü niyet iddiası 14.2.1951 gün ve 17/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir. Somut olayda dava konusu 163 ve 203 parseller öncesinde 23 parselde bir bütün iken 1997 tarihinde Belediye tarafından yapılan imar çalışmaları sırasında ortasından yol geçirilmek suretiyle ikiye bölündüğü dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Taraflarca gösterilen tanıklar, taşınmazlar bir bütün iken maliklerin aralarında taksim yaptıkları ve bir kısım maliklerin yerlerine ev yaptıklarını bildirmişlerdir. Ancak ifraz edildikten sonra oluşan 163 ve 203 parsel sayılı taşınmazlarda taksim yapıldığı belirlenememiştir. Davalı, dava konusu payları oluşan imar parselleri üzerinden edinmiş olduğundan ve bu parsellerde de taksim olgusu ispatlanamadığından davanın kabulü gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda yazılı nedenlerle davacılar vekilinin temyiz talebinin kabulüyle ... 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 09/03/2017 tarih, 2015/215 E. 2017/74 sayılı Kararının BOZULMASINA, bozma kararının bir suretinin ... Bölge Adliye Mahkemesi 7 Hukuk Dairesine gönderilmesine, dosyanın yerel Mahkemesine gönderilmesine, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 14.11.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (Muhalif)
KARŞI OY Yapılan yargılamaya, toplanan delillere, dosya içeriğine, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onaması görüşünde olduğumdan sayın çoğunluğun kararına katılamıyorum.