12. Ceza Dairesi 2019/7521 E. , 2020/6386 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle yaralama
Hüküm : Katılan sanık ... hakkında TCK’nın 89/1, 89/2-b, 62, 52/2-4, 53/6. maddeleri gereğince mahkumiyet
Sanık ... hakkında TCK’nın 89/4,52/2-4,53/6 maddeleri gereğince mahkumiyet
Taksirle yaralama suçundan sanıkların mahkumiyetlerine ilişkin hükümler, katılan sanık ve sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık ...’un idaresindeki ticari otomobil ile gece,iki yönlü hafif virajlı eğimli yolda seyri sırasında ön ilerisinde seyreden sanık ... idaresindeki otomobili ve onun önünde seyreden aracı sollamak için karşı şeride geçtiği sırada sollama bitmeden ön ilerisinde seyreden sanık ...’in de sollamak için manevra yaptığı sırada çarpışmaları sonucu sanık ... hayati tehlike geçirecek şekilde, aracındaki yolcu orta 3 kemik kırığı şeklinde yaralandığı olayda kaza tespit tutanağı ve trafik bilirkişi raporu ile sanık ...’in asli, sanık ...’un ise tali kusurlu olarak kazaya sebebiyet verdiğinin tespit edildiği olayda;
1-Sanık ...’ın mahkumiyetine yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre,sanık ...’in bir nedene dayanmayan, sanık ...’un ise kusura ilişkin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA,
2-Katılan sanık ...’nın mahkumiyetine yönelik temyiz talebinin incelenmesine gelince;
Sanığa isnat edilen eylemin, 5237 sayılı TCK"nın 89. maddesinin 1-2-3. fıkralarında düzenlenen ""taksirle yaralama"" suçuna ilişkin olduğu, taksirle bir kişinin yaralanmasına sebebiyet verilmesi halinde gerçekleşecek olan taksirle yaralama suçu için TCK"nın 89. maddesinin 1. fıkrasında temel ceza miktarının ""üç aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezası"" olarak belirlendiği; 5271 sayılı CMK"nın, 17.10.2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanunun 24. maddesi ile başlığı ile birlikte yeniden düzenlenmiş olan ""Basit Yargılama Usulü"" başlıklı 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan; ""Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir."" şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanunun geçici 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan ""01/01/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz."" şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin 19.08.2020 tarihli ve 31218 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan, 25.06.2020 tarihli ve 2020/16 Esas-2020/33 Karar sayılı iptal kararı ile; ""...kovuşturma evresine geçilmiş..."" ibaresinin, aynı bentte yer alan ""...basit yargılama usulü..."" yönünden Anayasaya aykırı bulunarak iptaline karar verilmesi sebebiyle, kovuşturma evresine geçilmiş olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanunun 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan düzenlemenin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp, Ceza Muhakemesi Kanununda yapılan değişikliklerin ise derhal uygulanması gerekmekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda CMK"nın 251. maddesinin 3. fıkrasına göre; ""mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir."" şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararının neticeleri itibariyle maddi ceza hukukuna ilişkin olduğunun ve CMK"nın 251. maddesinin 3. fıkrasında yer alan düzenlemenin sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, TCK"nın 7. maddesi ile CMK"nın 251. maddesi hükümleri gözetilmek suretiyle, sanık lehine olan uygulamanın belirlenerek yerine getirilmesi ve gereği için dosyanın, ""Basit Yargılama Usulü"" yönünden yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması;
Bozmayı gerektirmiş olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı sair yönler incelenmeksizin 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; 25.11.2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY:
Sanık ...’un idaresindeki ticari otomobil ile gece, iki yönlü hafif virajlı eğimli yolda seyri sırasında ön ilerisinde seyreden sanık ... idaresindeki otomobili ve onun önünde seyreden aracı sollamak için karşı şeride geçtiği sırada sollama bitmeden ön ilerisinde seyreden sanık ...’in de sollamak için manevra yaptığı sırada çarpışmaları sonucu sanık ... hayati tehlike geçirecek şekilde,aracındaki yolcunun orta 3 kemik kırığı şeklinde yaralandığı, kaza tespit tutanağı ve trafik bilirkişi raporu ile sanık ...’in asli, sanık ...’un ise tali kusurlu olarak kazaya sebebiyet verdiğinin tespit edildiği olayda; sanık ...’un TCK’nın 89/1, sanık ...’in TCK’nın 89/4. maddesi uyarınca cezalandırılmasına hükmedilmiş olup, sanık ...’un eyleminin 5271 sayılı CMK"nın, 17.10.2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanunun 24. maddesi ile başlığı ile birlikte yeniden düzenlenmiş olan ""Basit Yargılama Usulü"" başlıklı 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan; ""Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir."" şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanunun geçici 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan ""01/01/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz."" şeklindeki düzenleme karşısında, bu sanık yönünden basit yargılama usulünün uygulanması gerektiği gerekçesi ile sayın çoğunluk bozma düşüncesinde ise de 5271 sayılı CMK"nın, 17.10.2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanunun 24. maddesi ile eklenen 251/8. maddesi uyarınca basit yargılama usulü kapsamına giren bir suçun, kapsama girmeyen başka bir suçla birlikte işlenmiş olması halinde bu usulün uygulanmayacağına ilişkin açık düzenlemesi karşısında sanık ... yönünden bozma kararı verilmesi yerinde değildir. Zira karşılıklı gerçekleşen yaralamalı trafik kazasında, delillerin birlikte değerlendirilmesi ve kamu davasının birlikte görülmesinde zorunluluk bulunması ve her iki sanık hakkında tek bir iddianame ile kamu davası açılmış olması nazara alındığında sanık ... hakkında CMK’nın 251/8. maddesi uyarınca basit yargılama usulü uygulanamayacağından sanık ... yönünden yasa bozmasına ilişkin sayın çoğunluğun görüşüne iştirak edilmemiştir.