
Esas No: 2016/16977
Karar No: 2019/8248
Karar Tarihi: 19.09.2019
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/16977 Esas 2019/8248 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, Müvekkil ... 01/10/2012 günü davalı ... adına yapılmakta olan " Prof. Dr. ... İlköğretim Okulu" inşaatı için hazır beton getiren ... Lojistik Beton San. Ve Tic. Ltd. Şti. şirket adına tescilli ve davalı ...’ın sürücüsü olduğu ... plakalı beton mikserinin hızla ve yalpalayarak sokağa girdiğini, sol tarafından müvekkile çarpıp yere düşürdüğünü, kaza neticeside her iki ayağının koptuğunu belirterek, belirsiz alacak davası olarak şimdilik 2.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan tahsili ile davacı ... yaralanmasından dolayı 100.000,00 TL, eşinin yaralanmasından dolayı davacı ... için 20.000,00 TL, babalarının yaralanmasından dolayı diğer davacılar ayrı ayrı 10.000,00’er TL manevi tazminatın davalılardan tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile maddi tazminata ilişkin talebini 91.548,94 TL’ye yükseltmiştir.
Davalılar, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre;Davanın davalılar İl Özel İdare (Milli Eğitim Bakanlığı) ve ... İnşaat şirketi yönünden husumet nedeniyle tüm talepler yönünden davanın reddine,Davalı ...Ş yönünden feragat nedeniyle tüm talepler yönünden davanın reddine, Maddi tazminat talebi açısından davalılar ... ve ... Lojistik şirketi bakımından davanın reddine,Manevi tazminat talebine dair davanın tüm davalılar yönünden kısmen kabulü ile,Davacı ... için 30.000 TL, davalı ... için 5.000 TL, diğer davalılar ...,...,... için ise ayrı ayrı 2.000"şer TL manevi tazminatın olay tarihi olan 01/10/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ... ve ... Lojistik şirketinden müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine, karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarara dayalı tazminat ile manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davalı ... Özel İdaresi, 06.12.2012 tarih ve 28489 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan On dört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmiyedi İlçe Kurulması İşle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelere de Değişiklik Yapılmasına Dair 6360 Sayılı Kanunun 1.madddesinin 4. ve 5. fıkraları gereği ...’nin tüzel kişiliği 30.03.2014 tarihli ilk yerel seçimlerle birlikte sona erdiği, 6360 sayılı Kanunun geçici 1.maddesinin 1. fıkrası gereğince teşekkül eden, 6360 Sayılı Kanunun Geçici 1.Maddesi Çerçevesinde Kurulan Devir, Tasfiye Ve Paylaştırma Komisyonu tarafından 25.03.2014 tarih ve 04 numaralı kararının 6.maddesi kapsamında,İl Özel İdaresinin ekte bulunan icra ve dosyalarının ilgilisine göre dosyada belirtilen kurumlara devrine kararı verilmiş olup, dosya içerisinde ek bulunmamaktadır. Eldeki davanın Komisyon tarafından hangi kuruma devredildiği araştırılması, bu surette belirlenecek kurumun davalı sıfatının varlığı kabul edilip , taraf teşkilinden sonra yargılamaya devam edilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması dopru görülmemiştir.
3-Kabule göre kaza, davalı sürücü ...’ın okul inşaatına hazır beton götürdüğü sırada meydana geldiği anlaşılmaktadır.
Davalı ... ile davalı ... İnş. San. Tic. A.Ş. (müteahhit firma) arasında düzenlenen yapım işleri genel şartnamesinin 9. maddesi gereğince işin yapımı
sırasında meydana gelen kaza, hasar, kayıp ve zararların mali, hukuki ve cezai bütün sorumluluk ve sonuçlarının müteahhit firmaya ait olacağı hüküm altına alınmış ise de; bu hüküm sözleşmenin tarafları arasındaki iç ilişkiyi düzenlediği, zarar gören ve onun halefi olan şahıslar bakımından bağlayıcılığı bulunmadığı açıktır. Ayrıca taraflar arasında düzenlenen yapım işlerine ait sözleşmesinin 22. maddesinde Yapım İşleri Genel Şartnamesi hükümleri uygulanacağı belirtilmiş olup Yapım İşleri Genel Şartnamesi’nin Yapı Denetim Hizmetleri başlığı altında düzenlenen maddeler gereğince, davalı idarenin sözleşme konusu işleri kendi kontrol birimi ile denetim ve gözetim altında tuttuğu, işin her evresinde yüklenici ile birlikte görev üstlendiği anlaşıldığından ..."nin söz konusu zarardan sorumlu olduğu dolayısıyla sözleşmeden de anlaşılacağı üzere davalı yüklenici ... İnşaat San. Ve Tic. A.Ş ile birlikte davalı ...’nin birlikte sorumlu olduğu dikkate alınarak hüküm kurulması gerekirken,yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
4-Borçlar Kanunu"nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı"nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında takdir olunan manevi tazminatların az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
5-Müteselsil sorumluluğa ilişkin hukuki sonuçlar BK"nun 61, 62, 106, 155, 162, 163, 166, 168. maddelerinde düzenlenmiştir. Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca müteselsil sorumluluğun bazı hukuki sonuçları vardır.
Müteselsil borçlulardan her biri, alacaklıya karşı borcun tamamından sorumludur.(BK 162/1). Borç tamamen ifa edilinceye kadar alacaklıya karşı bütün borçluların sorumluluğu devam eder.(BK 163/2).
Alacaklı, borçluların birinden, bir kısmından veya hepsinden alacağını talep etme ve dava açma hakkına sahiptir.(BK163/1).
Borçlulardan birinin yaptığı ödeme kadar, müteselsil sorumluların alacaklıya karşı sorumlu oldukları toplam miktar eksilmiş olur (BK 166/1). Borcun tamamı borçlulardan biri tarafından ödenirse, diğer borçlular da alacaklıya karşı borçtan kurtulur.
Alacaklının borçlulardan biriyle yaptığı ibra anlaşması, diğer borçluları da ibra edilen borçlunun borca katılma payı oranında borçtan kurtarır.(BK 166/3). Müteselsil borçlu, alacaklıyı tatmin ettiği oranda diğer müteselsil borçlulara karşı alacaklının halefi olur.(BK 168/1) ve alacaklının hakları ona geçer. Borçlu yalnızca kendi payına düşen kısmı ödemişse, diğer müteselsil borçluya rücu edemez.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı Yasa"nın 85/1. maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı Yasa"nın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1.maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Yukarıda açıklanan 2918 sayılı KTK madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması
halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere davalı işletenin aracının işletilmesi sırasında doğacak 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu trafik sigortacısı karşılamak durumunda olduğundan, somut olayda; davacının 13/12/2013 tarihli ibraname ile 44.750,00 TL ödeme karşılığında davalı ... yönünden feragat etmiştir. Şayet yeni alınacak bilirkişi raporu ile sigorta şirketinin ibra karşılığı davacıya yaptığı 44.750,00 TL ödemenin zararı tamamen karşılamaması halinde davalı işleten; poliçe limitini aşan miktarda zarar varsa limiti aşan kısımdan sorumlu olacaktır. (aradaki poliçe ilişkisi nedeniyle) Eğer limitin altında bir zarar varsa davalı işleten ibra nedeni ile bu oranda sorumluluktan kurtulmuş olacaktır. Davalı araç sürücüsü ise poliçe ilişkisinin tarafı olmadığı ve haksız fiil sorumlusu olarak sürücünün sigorta şirketine rücu hakkı sözkonusu olmadığından, sigorta şirketi tarafından yapılan 44.750,00 TL TL ödeme kadar davalı sürücünün borcu sona erecek, sigorta ödemesinin üstünde kalan zarar miktarından ise sürücü sorumlu olacağı gözetilerek karar verilmesi gerekirken davalı sürücü hakkında davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
6-Davalı ... ile davacılara arasında yapılan sulh sözleşmesinde, davalı ... şirketinin maddi tazminata ilişkin yargılama gideri ve vekalet ücretine ilişkin talep etmeyeceği belirtilmiş olmasına rağmen davalı ... ve ödemeden yararlanan sigortalı ... Lojistik Beton Sanayi Tic.Ltd.Şti. Lehine maddi tazminata ilişkin yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2),(3),(4),(5),(6) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine, 19/09/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.