8. Hukuk Dairesi 2014/5355 E. , 2015/11642 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katkı payı alacağı ve katılma alacağı
..... ile ..... aralarındaki katkı payı alacağı ve katılma alacağı davasının reddine dair .... Aile Mahkemesi"nden verilen 30.05.2013 gün ve 521/411 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, mal rejiminin tasfiyesi ile evlilik birliği içerisinde edinilen taşınmazlara ilişkin olarak alacağın davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının katkısının bulunmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece; Davacı tarafın açtığı davanın HMK"nun 114, 115, 116 ve 119 maddeleri gereğince dava şartlarını yasal süresi içinde tamamlanmamış olduğu ve verilen kesin süreye rağmen tamamlanmadığı gerekçesi ile açılan davanın reddine karar verilmesi üzerine hüküm süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun "Hâkimin davayı aydınlatma görevi” başlıklı 31. maddesine göre, “Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu olduğu durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir.”
Hâkimin davayı aydınlatma ödevi olarak ifade edilen bu düzenleme ile doğru hüküm verebilmesi ve maddi gerçeğin bulunabilmesi amaçlanmıştır. Düzenlemede her ne kadar “açıklama yaptırabilir" denilmişse de, bunun, hâkimin davayı aydınlatması için bir “ödev” olduğunu kabul etmek gerekir. Çünkü davayı aydınlatma ödevi sayesinde hâkim, iddia ve savunmanın doğru ve tam olarak anlaşılmasını sağlayacak ve bu şekilde doğru olmayan bir kararın verilmesini önleyecektir
Mahkemenin hüküm vermesi için, kendisine yöneltilen talebin formüle edilmesi ve ileri sürülmesi tarafların görevi ise de. bunları anlamlandırmak veya gerektiğinde açıklattırmak hâkimin görevidir. Ancak bu durum, hâkimin tarafların ileri sürmediği vakıaları ileri sürmelerine imkan vermesi veya hatırlatması anlamını taşımaz. Burada mevcut olmayanın talep edilmeyenin ortaya çıkartılması değil, talep edilenin netleştirilmesi, aydınlatılması, belirlenmesi sözkonusudur.
Kural olarak, her dava açıldığı tarihte yürürlükte bulunan kanun hükümleri uyarınca dava koşulları değerlendirilir ve dava şartı araştırılır. 6100 sayılı HMK"nun 115/2. maddesinde "Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder” hükmü yer almaktadır. Yine aynı kanunun 120. maddesinde "Davacı, yargılama harçları ile her yıl ... Bakanlığınca çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutarı, dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorundadır. Avansın yeterli olmadığının dava sırasında anlaşılması hâlinde, mahkemece, bu eksikliğin tamamlanması için davacıya iki haftalık kesin süre verilir.” şeklinde düzenleme mevcuttur. Yargılama sırasında dava konusu değerin dava dilekçesinde bildirilenden daha fazla olduğunun tespiti halinde yanlız o oturum için davaya devam edilir. Ondan sonraki oturuma kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz; yani dosya işlemden kaldırılır (Harçlar Kanunu m. 16/4, m. 30,; HMK m. 150).
Yukarıda yapılan açıklamaların ışığında, somut uyuşmazlık incelendiğinde, dava dilekçesinde açıkça ada ve parsel numarası belirtilen 6 adet taşınmaz ile ada ve parsel numarası belirtilmeyen ve fakat bulunduğu mevki ve cinsi belirtilen arsa, dükkan ve depo olmak üzere taşınmazların 1/2 payının davalı adına olan tapudaki kayıtların iptali ve davacı adına tescili, mümkün değilse taşınmazların yarı değerinin davalıdan faizi ile birlikte tahsili talep edilmiş, dava değeri 20.000,00 TL olarak belirtilmiş ve bu değer üzerinden hesaplanan peşin harç davacı tarafça mahkeme veznesine depo edilerek dava açıldığı anlaşılmakla harç yönünden bir eksiklik bulunmamaktadır.
Dava dilekçesinde ada ve parsel numarası belirtilmeyen ve fakat bulunduğu mevki ve cinsi belirtilen arsa, dükkan ve depo olmak üzere taşınmazlarla ilgili olarak ise Mahkemece yapılacak iş; hâkimin davayı aydınlatma yükümlülüğü gözetilmek suretiyle davalının kimlik bilgisi de eklenerek ve ilgili yer Tapu Müdürlükler"ine yazı yazılarak tapu kayıtlarının getirtilmesidir.
Mahkemece, yukarıda belirtilen esaslar gözetilmeksizin davacı tarafa davaya konu taşınmazları bildirmesi ve eksik harcı tamamlaması için kesin süre verilip devamında dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK"nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 25.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.