8. Hukuk Dairesi 2014/10511 E. , 2015/11635 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Şikayet
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire"ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
K A R A R
Borçlu vekili İcra Mahkemesi"ne başvurusunda; haczedilen .. . ada . parsel 1,2,3,4 ve 5 nolu bağımsız bölümlerin muris ... adına kayıtlı olup intikal görmediğini, diğer mirasçılarla beraber iştirak halinde malik olduklarından müvekkilinin borcu için taşınmazın tamamına ve tüm paylara haciz konulamayacağını, bağımsız 5 nolu bölümün kök muristen ... kalmadığı, hacizlerin dosya borcunu aşan taşkın haciz nileliğinde olduğu ve 4 nolu bağımsız bölümün müvekkilinin haline münasip evi olup hacze kabil olmadığını belirterek taşınmazlar üzerindeki hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, "uyuşmazlığa konu gayrimenkulün değerinin 85.000,00TL olduğu yine davacının belirlenen sosyal ekonomik durumu, halen kirada oturduğu meskenin mevkii, sosyal yapısı, çevresi, bakmakla yükümlü olduğu eşi, zeka özürlü bir oğlunun bulunması dikkate alındığında; haline münasip evi de 85.000,00 TL civarında alabileceği" gerekçesiyle meskeniyet iddiasının her iki şikayet dosyası için kabulü ile taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm borçlu ve alacaklı vekillerince ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
1)Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
İİK.nun 82/1-12. maddesi gereğince, borçlunun “haline münasip” evi haczedilemez. Bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığı adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir. Buradaki “aile” terimi, borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan, bakmakla yükümlü olduğu kişileri kapsar. İcra Mahkemesi"nce, borçlunun sözü edilenlerle birlikte barınması için zorunlu olan haline münasip meskeni temin etmesi için gerekli bedel bilirkişilere tespit ettirildikten sonra, haczedilen yerin kıymeti bundan fazla ise satılmasına karar verilmeli ve satış bedelinden yukarıda nitelikleri belirlenen mesken için gerekli olan miktar borçluya bırakılmalı, kalanı alacaklıya ödenmelidir. Bu kıstasları aşan nitelik ve evsaftaki yerlerle, makul ölçüleri geçen oda ve salonu kapsayan ve ikamet için zorunlu öğeleri içeren bir meskenin dışındaki yerler, maddede öngörülen amaca aykırıdır.
Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda . ada .. parsel 4 nolu bağımsız bölümün arsa payı dahil toplam değerinin 85.000 TL olarak belirlendiği ve şikayet eden ... hissesine düşen payın hesap edilmediği anlaşılmaktadır.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda meskeniyet iddia edilen 4 nolu bağımsız bölümün değeri, borçlu payı belirlenmeksizin tüm mirasçıların paylarını kapsar şekilde 85.000,00 TL olarak belirlenmesi inceleme kurallarına uygun değil ise de borçlu/şikayetçi payının değeri bulunan değerden az olacağı ve haline münasip evin değerinin de 85.000,00 TL olduğu değerlendirildiğinde haczedilemezlik şikayetinin kabul edileceği anlaşıldığından anılan hata sonuca etkili görülmemiştir. Bu nedenle alacaklı vekilinin temyiz talebinin reddine karar verilmiştir.
2. Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;
Borçlunun şikayet nedenleri arasında taşkın haciz şikayeti de bulunmaktadır. Bu hususta değerlendirme yapılarak olumlu olumsuz bir karar verilmemesi doğru değidir.
SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenle İİK"nun 366 ve 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca borçlu yararına BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİKnun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 25,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 25.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.