Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2019/2885 Esas 2020/791 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/2885
Karar No: 2020/791
Karar Tarihi: 03.02.2020

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2019/2885 Esas 2020/791 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davalı şirketin, şirket müdürleri tarafından illegal faaliyetlerde paravan olarak kullanıldığı ve tefecilik faaliyetlerinde kullanılan senetler ele geçirildiği iddialarıyla dava açılmıştır. Ancak, davacı tarafın husumeti sadece davalı şirkete yöneltilmiş ve temsilci olarak gösterilen şahıslar hakkında usulüne uygun olarak açılmış bir dava bulunmamaktadır. Mahkeme, fesih ve tasfiye talebi bakımından yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına karar vermiştir. Temyiz itirazları reddedilen kararın ONANMASINA karar verilmiştir.
TTK'nın 274/2. maddesi: \"Kooperatife üye olan her gerçek veya tüzel kişi, müşterek borçlarından doğan alacaklardan, öncelikle kooperatife karşı, büyük ortaklık borcuna kefil olan ortak veya üyelerden sorumludur.\"
11. Hukuk Dairesi         2019/2885 E.  ,  2020/791 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 15.03.2019 tarih ve 2019/77-2019/181 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davalı şirket ve temsilcileri vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, davalı şirketin, şirketi temsil ve ilzama yetkili ortakları tarafından kuruluş amacı dışında ve birtakım illegal faaliyetlerde paravan olarak kullanıldığını, şirketin, şirket müdürlerince tefecilik ve yağma suretiyle elde edilen mal varlığı değerlerinin aklanmasında kullanılan yasal bir kalkan haline getirildiğini, ... tarafından işletilen Adil Kuyumculuk isimli iş yerinde yapılan aramalarda tefecilik faaliyetlerinde kullanılan bir takım senetler ele geçirildiğini, adı geçenin 3. şahıslardan koruma parası adı altında haraç aldığını ileri sürerek, davalı şirketin TTK’nın 274/2. maddesi uyarınca feshi ve tasfiyesine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı vekili, davacı yanın husumeti şirket tüzel kişiliğine yöneltmesi gerekirken ortaklara yönelttiğini bu nedenle davanın husumet nedeniyle reddi gerektiğini, davaya konu iddialarla ilgili olarak kesinleşmiş bir mahkeme kararı bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre, davalı şirketin fesih ve tasfiyesine dair verilen kararın bozma konusu yapılmadığı ve bu suretle kesinleştiği, davacının dava dilekçesiyle husumeti sadece davalı şirkete yönelttiği, temsilci olarak gösterilen şahıslar hakkında usulüne uygun olarak açılmış bir dava bulunmadığı gerekçesiyle, davalı şirketin fesih ve tasfiye talebi bakımından yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına, ..., ... ve ... hakkında açılmış bir dava olmadığından adı geçenler hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
    Kararı, davalı şirket ve temsicileri vekili ve katılma yoluyla davacı vekili vekili temyiz etmiştir.
    Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı şirket ve temsilcileri vekili ve katılma yoluyla davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı şirket ve temsilcileri vekili ve katılma yoluyla davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 10,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı şirket ve temsilcilerinden alınmasına, davacı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, 03/02/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.