16. Hukuk Dairesi 2015/19166 E. , 2018/1967 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı ..., Köyü çalışma alanında bulunan ve 2013 yılında yapılan kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmaz bölümü hakkında tapu kaydına dayanarak adına tescil istemiyle 24.4.2013 tarihinde dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne; paftasında 141 ada 2 ve 104 ada 8 parsel sayılı taşınmaz arasında yol olarak bırakılmış bulunan ve fen bilirkişilerin 02.06.2015 havale tarihli rapor ve krokisinde (A) harfi ile işaretli kırmızı renkle taralı 144 metrekarelik alanın, davacı adına arsa vasfı ile tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı,104 ada 8 ve 141 ada 2 parsel sayılı taşınmazların arasında kadastro çalışmaları sırasında yol olarak tespit harici bırakılan taşınmaz bölümüne yönelik olarak; dava dilekçesine ekli 23.09.1992 tarih ve 3 sıra nolu ve 23.09.1992 tarih ve 8 sıra nolu tapu kayıtlarının yön olarak birbirini okuyup hudutlarında yol görünmediği ve bu yerin yol olmadığı iddiasıyla çekişmeli taşınmaz bölümünün 141 ada 2 parsel sayılı taşınmaz ile tevhit edilerek kendi adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, çekişmeli taşınmaz bölümünün çayır olarak kullanıldığı, köyün kullanımında olan yol olmadığı ve Kadastro Kanunu"nun 14. maddesine göre davacının 20 yılı aşkındır nizasız fasılasız eklemeli zilyetliğinin bulunduğu gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de yapılan inceleme ve uygulama hüküm vermeye elverişli bulunmamaktadır. Davacının dayandığı tapu kayıtları yöntemince uygulanıp kayıtların kapsamları tayin edilmemiş; dayanak 8 sıra numaralı tapu kaydında hudut olarak gösterilen “solu” ve “arkası” yol okumakta olup mahkemece bu husus üzerinde dahi durulmamıştır. Öte yandan davacı ...; ırsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle kendi adına tespit gören 141 ada 2 parsel sayılı taşınmazın sınırında yol olmadığı gerekçesiyle Kadastro Müdürlüğü nezdinde yaptığı itiraz sonucu düzenlenen 19.03.2013 tarihli komisyon inceleme tutanağında bilirkişi olarak dinlenen kişilerin tümü 141 ada 2 nolu parselin kuzey(çekişme konusu bölüm) batı ve güney sınırlarında yol bulunduğu ve yolun kadimden beri mevcut olup güzergah değiştirmediğini beyan etmişler; Mahkemece taşınmaz başında yapılan keşifte ise dinlenen taraf tanıkları bu yerin yol olmadığını, 141 ada 2 parsel ile bir bütün olarak kullanıldığını söylemişlerdir. Dolayısıyla bu yerin vasfının ne olduğu, kadim yol olup olmadığı hususundaki dosya kapsamında yer alan beyanlar arasındaki çelişkiler dahi yöntemince giderilmemiştir. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz.
Doğru sonuca ulaşılabilmesi için; kadastro tespit tarihinden öncesine ait olup tespit tarihine en yakın tarihli uydu fotoğrafı temin edilerek dosya arasına konulduktan sonra; çekişmeli taşınmaz başında yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları ve 6100 sayılı HMK"nın 31. maddede düzenlendiği üzere davanın aydınlatılması amacı ile 19.03.2013 tarihli komisyon inceleme tutanağında bilirkişi olarak dinlenen kişilerin tümü; fen bilirkişi ve ziraat bilirkişisi huzuruyla yeniden keşif yapılmalı, davacının dayandığı tapu kayıtları yöntemince uygulanmalı ve kapsamları tayin edilmeli; keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarından davaya konu taşınmaz bölümünün öncesinin ne olduğu,tüm köylünün ortak kullanımında bulunan yol olup olmadığı, taşınmaz üzerinde zilyetliğin bulunup bulunmadığı, zilyetliğin hangi tarihte başladığı, sürdürülüş biçimi, kimden kime ve nasıl intikal ettiği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, beyanlar arasında çelişki bulunması halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli, ziraat mühendisinden çekişmeli taşınmaz bölümünün niteliği, kullanılıp kullanılmadığı, kullanılıyor ise ne zamandan beri ne şekilde kullanıldığı, kullanılmıyor ise ne kadar süredir kullanılmadığı, toprak yapısı, eğimi, bitki deseni konusunda ayrıntılı ve gerekçeli, taşınmazların fotoğrafını da içeren rapor alınmalı, fotoğraflar üzerinde davaya konu taşınmaz bölümü açıkça gösterilmeli, fen bilirkişisinden keşif takibe imkan verir ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; ayrıca, gerektiğinde TMK’nın 713/4-5. maddesi gereğince yasal ilanlar yapılarak üç aylık ilan süresinin dolması beklenerek tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra sonucuna göre karar verilmelidir. Belirtilen şekilde araştırma ve uygulama yapılmaksızın eksik incelemeye dayalı olarak yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 21.03.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.