10. Ceza Dairesi 2018/2358 E. , 2019/5018 K.
"İçtihat Metni"Mahkeme : Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
Hüküm : Tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyulmaması üzerine mahkûmiyet
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipinin doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Hükümden önce 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesi ve aynı Kanunun 85. maddesi ile eklenen 5320 sayılı Kanunun geçici 7. maddesi sanık lehine hükümler içerdiğinden, öncelikle; 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrası ve aynı Kanunun 85. maddesi ile eklenen 5320 sayılı Kanunun geçici 7. maddesinin olaya tatbik kabiliyeti bulunup bulunmadığının tesbiti için, sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı bu suç tarihinden önce açılmış başka dava olup olmadığı, varsa sanığın bu suçu diğer davaya konu olan suç nedeniyle verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemediğinin ve önceki dava sonucunun araştırılması, gerektiğinde Denetimli Serbestlik Müdürlüğünden suç tarihinde sanığın infazda olan başka bir tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararının bulunup bulunmadığı sorulup belirlendikten sonra;
a) Sanık bu suçu, daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş ve önceki suçtan mahkûmiyet kararı verilmiş ise, 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin
kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlâl nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz” hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK"nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca “davanın düşmesine”, karar verilmesi,
b) Sanık hakkında aynı suçtan açılmış başka dava yoksa veya sanık bu suçu daha önce işlediği suçtan dolayı verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş değilse veya daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş ve önceki suçtan beraat kararı verilmiş ise, eksik olan Denetimli Serbestlik Müdürlüğü tarafından düzenlenen sanık hakkındaki tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararının infazına ilişkin belgelerin getirtilip incelenmesi ve bu suç nedeniyle doğrudan tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmış olan sanığın, yükümlülüklerini ihlal ettiğinin sabit görülmesi halinde hakkında, 6545 sayılı Kanunun 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 7. maddenin 3. fıkrası uyarınca, yargılamaya devam olunarak, suç tarihi itibarıyla, 5560 sayılı Yasa ile değişik TCK"nın 191. maddesi çerçevesinde bir karar verilmesi,
Gerekirken eksik araştırma ile hüküm kurulması,
2- Kabule göre;
a) Tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infaz işlemleri, infazın yapıldığı tarihteki kurallara göre yapılacağından, 6545 sayılı Kanun ile TCK"nın 191. maddesinde yapılan ve içinde ""ısrar"" teriminin de yer aldığı değişikliklerin yürürlüğe girdiği 28/06/2014 tarihinden sonra yapılan infaz işlemlerinde, sanığın kendisine yüklenen yükümlülüklere veya tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ""ısrar"" ettiğinin kabul edilebilmesi için; bir yıl içinde yükümlülüklerini uyarıya rağmen iki kez ihlal etmesi gerektiğinden, hükümden önce 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunla TCK"nın 191. maddesinde yapılan değişiklik nedeniyle, TCK"nın 191. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendinde yer alan, "kişinin, erteleme süresi zarfında; kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi hâlinde, hakkında kamu davası açılır" hükmü gereğince sanığa Denetimli Serbestlik Şube Müdürlüğünün 01/07/2014 tarihli çağrı yazısı ile 10 gün içerisinde adı geçen müdürlüğe gelmesi konusunda ihtarda bulunulduğu; ancak sanığın yasal sürede herhangi bir başvuru yapmaması üzerine, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infaz işlemlerine 6545 sayılı Yasanın yürürlüğe girdiği 28/06/2014 tarihinden sonra başlanmış olmasına rağmen, sanığa tekrar yeni bir süre verilerek başvuru yapması konusunda ihtarda bulunulmadığının anlaşılması karşısında; sanığın ilk ihtara uymamasının, kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmamakta ısrar etmesi olarak kabul edilemeyeceği gözetilmeden, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazının devamına karar verilmesi yerine, mahkûmiyetine karar verilmesi,
b) Suç tarihinde 15-18 yaş grubunda olan sanığın cezasından TCK’nın 31. maddesinin 3. fıkrası gereğince indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,
c) Sanık hakkında denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararın infazı için Kırklareli Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce gönderilen 01/07/2014 tarihli çağrı yazısının, bizzat kendisi adına düzenlenip tebliğe çıkarılması gerekirken, velisi adına düzenlenip tebliğe çıkarılması usulsüz olup, bu tebliğden sonra sanığın Kırklareli Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne müracaat etmediği ileri sürülerek, denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüğünü ihlal ettiği kabul edilemeyeceğinden, sanık hakkındaki denetimli serbestlik tedbirinin infazının devamına kararı verilmesi gerekirken, yargılamaya devam edilerek mahkûmiyetine hükmolunması,
d) 5237 sayılı TCK"nın 52/4. maddesi gereğince, 24 eşit taksitle alınmasına karar verilen adli para cezasının taksit aralıklarının gösterilmemesi suretiyle infazda tereddüte neden olunması,
Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 09/07/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.