16. Hukuk Dairesi 2017/5377 E. , 2018/1960 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucunda ..... Köyü çalışma alanında bulunan 102 ada 27, 22, 15 parsel sayılı 49.51, 42.40 ve 179,30 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacılar ... ve arkadaşları, miras yoluyla gelen hakka dayalı olarak taşınmazların tarafların kök murisleri 1875 doğumlu ... adına tescili istemiyle dava açmışlar yargılama sırasında taşınmazların baraj yapımı nedeniyle Hazine tarafından kamulaştırıldığı belirtilerek kamulaştırma bedeli olarak belirlenen miktar üzerinden davacıların miras paylarına denk gelen miktarın davalıdan alınarak kendilerine ödenmesini talep etmişlerdir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece dinlenen tanık ve bilirkişi beyanları doğrultusunda davanın reddi gerektiği belirtilerek hüküm kurulmuş ise de eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak karar verilmez. Davacılar, taşınmazların kök muris 1875 doğumlu ..."e ait iken 1950 yılında ölümüyle mirasçılarına kaldığını, usulüne uygun bir taksimin olmadığını öne sürerek eldeki davayı açmışlardır. Mahkemece yapılan keşifte üç yerel bilirkişi ve iki tespit bilirkişisi ve bir davalı tanığı dinlenmiş, tespit bilirkişileri taşınmazın bulunduğu mahalleyi bilmediklerini, tespitte taşınmazların başında hazır olmadıklarını bildirmişler, dinlenen yerel bilirkişiler ve davalı tanığı da birbirleriyle benzer şekilde beyanlarda bulunarak davalıların murisi Aziz Bayram"dan (kök murisin oğlu) kaldığını, daha öncesini ise bilmediklerini söylemişlerdir. Davacı tarafça isimleri bildirilen üç tanık ve davalı tarafın bildirdiği diğer iki tanık dinlenmemiş, dosya içeriğinden tanıkların dinlenilmesinden vazgeçildiğine dair bir beyana da rastlanılmamıştır. Deliller tam olarak toplanmadan karar verildiği gibi, Mahkemece kararda deliller tartışılmadığı, davanın neden reddedildiğine dair bir gerekçe sunulmadığı için varılan sonuca nasıl ulaşıldığı da anlaşılamamaktadır. Diğer yandan, davacılar eldeki dava ile birlikte aynı gün temyiz incelemesi yapılan ......Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/171 ve 2010/172 Esas sayılı dosyalarına konu davaları da aynı iddia ve sebeplere dayalı olarak eldeki dosyamızın davalısına ve kardeşine karşı açıldığı halde, davalardan biri hakkında verilecek kararın diğerini etkileyecek olması nedeniyle birleştirilerek görülmesi gerektiği düşünülmemiştir. Eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak karar verilemez.
O halde; öncelikle yargılama sırasında Tapu Müdürlüğünden gönderilen cevabi yazı ve ekindeki belgelerden çekişmeli taşınmazların kamulaştırma nedeniyle hükmen Hazine adına tesciline karar verildiği bedellerinin bankaya bloke edildiği ve kararın kesinleştiği bildirildiğine göre çekişmeli taşınmazlara ait güncel durumu gösterir tapu kayıtları getirtilmeli, kamulaştırma ile taşınmazların tapu kaydının Hazine adına oluşup oluşmadığı, kamulaştırma sonucunda davalı tarafa ödenmesi gereken bedelin akıbetinin ne olduğu saptanmalı, yukarıda anlatılan ve davacılar tarafından aynı iddia ve sebeplerle açılan diğer dava dosyalarıyla birleştirilmesi gerektiği düşünülmelidir. Önceden tespit edilen ve keşifte dinlenilen yerel bilirkişiler dışında kök murisin öldüğü 1950 yılı ve öncesini bilebilecek yerel bilirkişiler tespit edilmeli, bundan sonra anılan dava dosyalarının birleştirmesi sonucunda tüm taşınmazlar başında 3 kişilik yerel bilirkişi kurulu, tarafların tanık listesinde bildirmiş oldukları tanıklarının tümü hazır olduğu halde keşif yapılmalı, keşifte yerel bilirkişiler ve tanıklar usule uygun şekilde ayrı ayrı dinlenerek, taşınmazların kimden nasıl kaldığı kim ya da kimler tarafından nasıl kullanıldığı, kök muristen kaldığının anlaşılması halinde mirasçıları arasında usulüne uygun şekilde taksim yapılıp yapılmadığı, hangi mirasçıya taksim karşılığında neyin verildiği sorulup olaylara dayalı olarak cevaplar alınmalı, beyanlar arasında çelişki olması halinde usulüne uygun şekilde ve gerektiğinde yüzleştirme yapılarak giderilmeye çalışılmalıdır. Fen bilirkişisinden keşfi izlemeye elverişli rapor alınmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek taşınmazların kök murise ait olduğu ve ölümüyle mirasçıları arasında yapılmış usulüne uygun bir taksimin bulunmadığı tereddütsüz saptanmalıdır. Bundan ayrı olarak davacılar tarafından dava dilekçesine taşınmazların kök muristen kaldığını öne sürerek tüm mirasçılar adına tescili istemiyle dava açmışlar, yargılama sırasında yalnızca miras payları oranında tescilini istemişler, bilahare taşınmazların baraj yapımı nedeniyle kamulaştırıldığını, bedelinin bankaya bloke edildiğini belirterek miras payları oranında bedelin kendilerine ödenmesi istemiyle ıslah talebinde bulunmuşlar ve tamamlama harcının da dosyaya yatırmışlardır. Bu nedenle; çekişmeli taşınmazların tarafların kök murisinden kaldığı ve usulüne uygun taksimin bulunmadığının anlaşılması halinde davanın artık ıslah ile bedele dönüştüğü gözetilerek bedelin davalı tarafa ödenmiş olması halinde davacıların miras payı oranında davalıdan tahsiline, bedelin ödenmediğinin, halen bankada bloke olarak durduğunun anlaşılması halinde ise miras payları oranında taşınmazların davacılara aidiyetinin tespitine dair karar verilmesi gerektiği düşünülmelidir. Hal böyle olunca; eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacılar vekili temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacılara iadesine,
20.03.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.