13. Ceza Dairesi 2016/11162 E. , 2018/748 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, konut dokunulmazlığını ihlal
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Katılanın hazırlık aşamasında alınan beyanına göre eylem saatinin 11:00-22:30 arasında olduğu, aşamalarda alınan savunmasında atılı suçu işlediğini kabul eden sanığın kovuşturma aşamasında alınan beyanında eylem saatinin 20:30-21:30 sıraları arasında olduğunu açıkça belirttiği, müştekinin komşusu olan tanık ...."ın ise evine geldiği saat 21:30 sıralarından 15-20 dakika sonra normal olmayan bir gürültü duyduğunu ancak olay günü herhangi bir şahıs görmediğini söylediği, dolayısıyla tanığın bu anlatımından hareketle eylem saati hakkında kesin bir tespite varmanın mümkün olmadığı, suç tarihi olan 23.06.2010 günün güneşin yaz saati uygulaması da dikkate alınarak 20:38’de battığı 5237 sayılı TCK"nın 6/1-e maddesi gereğince gece vaktinin saat 21:38 sonrası başladığının ve eylem saatinin de sanığın açık beyanına göre 20:30-21:30 olduğu, buna göre suçun gündüz sayılan zaman diliminde işlendiği anlaşılmasına karşın, hırsızlık suçu bakımından, TCK"nın 143. maddesince artırım yapılması, konut dokunulmazlığının ihlali suçu bakımından ise aynı yasanın 116/1. maddesi yerine 116/4. maddesinin uygulanması yoluyla fazla ceza tayin edilmiş olması,
2-28.06.2014 tarihinde 29044 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 81. maddesi ile değişik 5275 Sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 106/3. maddesi ile “hükümlü adli para cezasını ödemezse, Cumhuriyet savcısının kararı ile kamuya yararlı bir işte çalıştırılmasına karar verileceği, buna uymaması halinde kalan kısmın tamamının açık ceza infaz kurumunda yerine getirileceği” düzenlemesi getirildiği halde, anılan düzenleme dikkate alınmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ve müdafiinin temyiz istemleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedenleri yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından 5237 sayılı TCK"nın 143. maddesinin uygulanmasına
ilişkin bölümün çıkartılarak, aynı yasanın 142/1-b, 168/1, 62, 50/1-a ve 52/2. maddeleri gereğince sonuç cezanın 4.000 TL adli para cezası cezası olarak belirlenmesine; yine, TCK"nın 116/4. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün çıkartılarak, aynı yasanın 116/1, 62, 50/1-a ve 52/2. maddeleri gereğince sonuç cezanın 3.000 TL adli para cezası cezası olarak belirlenmesine; hüküm fıkrasından “ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğinin ihtarına” ilişkin ibarelerin bulunduğu kısımların da çıkarılması suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 16.01.2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.