14. Hukuk Dairesi 2020/4345 E. , 2021/2112 K.
"İçtihat Metni" 14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 21/10/2011 ve birleştirilen davada 25/11/2016 günlerinde verilen dilekçeler ile asıl davada tapu iptali ve tescil veya tazminat, birleştirilen davada tapu iptali ve tescil talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; asıl ve birleştirilen davanın kısmen kabulüne, asıl davada davalı ... Belediyesinin tapu iptali ve tescili yönünden karar verilmesine yer olmadığına dair verilen 01/07/2020 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi asıl davada davacı ..., birleştirilen davada davacı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Asıl dava, tapu tahsis belgesine dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün olmadığı takdirde ödenen bedelin tahsili, birleştirilen dava tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı ... vekili, müvekkilinin zilyedi ve tapu tahsis belgesi sahibi olduğu 60473 ada 7 parsel sayılı taşınmazın ... adına tescilli iken, satış suretiyle davalılar adına tescil edildiğini, 60473 ada 7 parsele ait tapu kaydının iptali ile müvekkili adına arsa payı oranında tescilini, olmadığı takdirde davalı belediyeye arsa bedeli olarak ödenen bedelin güncelleştirilmiş değerinin faiziyle tahsilini talep ve dava etmiştir.
Birleştirilen davada davacı ... vekili, 60473 ada 7 parsele ait tapu kaydının iptali ile müvekkili adına arsa payı oranında tescilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece ilk hükümde, davalı vakıf bakımından davanın reddine, davalı belediye yönünden tapu iptal ve tescil isteminin reddine, bedel talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili ile davalı belediye vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizin ilamı ile;
""1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davalı Belediye vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiş reddi gerekmiştir.
Somut olayda; davacı, tapu iptali ve tescil talebinin kabul edilmemesi halinde ödediği arsa bedeli ile vergi, harç ve diğer ödemelerinin güncellenerek faiziyle tahsilini istemiş olup; dava 21.10.2011 tarihinde açıldığına göre, davacının ödediği arsa bedelinin dava tarihi itibariyle güncelleştirilmiş değerinin yasal faiziyle tahsiline karar verilmesi gerekirken, mahkemece çekişmeli taşınmazın tescil tarihi olan 06.03.2007 tarihi itibariyle güncelleştirilmiş değerine hükmedilmiş olması doğru değildir.
Öte yandan, davacının tapu tahsis belgesi almak için imar affı başvurusu sırasında 2.000,00 TL ödediği dosya kapsamıyla sabit olup, bu bedelin de dava tarihi itibariyle güncelleştirilmiş değeri belirlenerek davalı belediyeden tahsiliyle davacıya ödenmesine karar verilmesi gerekirken bu husus gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması da doğru görülmemiştir."" şeklindeki gerekçe ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak bedel tahsili yönünden asıl ve birleştirilen davalarda davanın kısmen kabulüne, asıl davada tapu iptali ve tescil istemi yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Hükmü asıl davada davacı ..., birleştirilen dosya davacısı vekili ve davalı ... vekili temyiz etmişlerdir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve tüm dosya içeriğine göre birleştirilen dosyada davacı ... vekilinin tüm, davalı ... ve davacı ..."ün aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Hükmün hangi hususları kapsayacağı 6100 sayılı HMK"nın 297. maddesinde belirtilmiştir. Ayrıca hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır, hükmün hedefine ulaşmasını engeller, kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz. Bozma kararı ile ilk hüküm hayatiyetini ve ifa kabiliyetini yitirir.
Bozma kararından sonra bozmaya uyularak verilen hüküm yeni bir hükümdür ve hüküm bir bütündür.
Mahkemece, davacı ..."ün açtığı asıl davada tapu iptali ve tescile ilişkin kurulan hükmün kesinleşmiş olması sebebiyle yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek söz konusu talep açısından Dairemizin bozma ilamından sonra hüküm tekrarı ile yeniden bir hüküm kurulmaması doğru görülmemiş, bu durum 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 297. maddesine aykırı görülmüştür.
Öte yandan; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 26. maddesi hükmü gereğince hakim, kural olarak tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır. Ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Buna usul hukukunda taleple bağlılık ilkesi denilmektedir.
Mahkemece, birleştirilen dosyada davanın davalı ... yönünden kabulüne karar verilmiş ise de, varılan sonuç 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 26. maddesinde düzenlenen taleple bağlılık kuralına uygun bulunmamaktadır. Birleştirilen dosya davacısı tarafından tapu iptali ve tescil istendiği, tazminat istenmediği halde yazılı şekilde hüküm tesisi taleple bağlılık ilkesine aykırıdır.
Bu durumda mahkemece Dairemizin bozma ilamı doğrultusunda, asıl dosyada davacının tapu iptali ve tescil isteminin reddine, tazminatın tamamının davacı ..."e ödenmesine, birleştirilen dosyadaki davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş hükmün bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle birleştirilen davada davacı ... vekilinin tüm, davalı ... ve davacı ..."ün diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatıranlara iadesine, 24.03.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.