Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/1984
Karar No: 2021/2938
Karar Tarihi: 31.05.2021

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2020/1984 Esas 2021/2938 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2020/1984 E.  ,  2021/2938 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - TENKİS - BEDEL

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, tenkis, taşınmaz bedelinin tahsili davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine karar verilmiş, kararın davacı vekili tarafından istinafı üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince; 6100 sayılı HMK’nin 353/1-b-2 maddesi uyarınca, davacının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar, davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma isteği değerden reddedilip dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
    -KARAR-
    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis, olmadığı takdirde taşınmaz bedellerinin tahsili isteğine ilişkindir.
    Davacı, mirasbırakan babası ..."un 626 parsel sayılı taşınmazdaki 33 numaralı bağımsız bölüm ile 13 parsel sayılı taşınmazdaki 15 numaralı bağımsız bölümünü satış göstermek suretiyle torunu olan davalı ..."e devrettiğini, temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tesciline, olmazsa tenkise, olmadığı takdirde taşınmaz bedellerinin miras payı oranında tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, davacının yapılan temliklerden haberdar olduğunu, mirasbırakanın taşınmazlarını mirasçılarına paylaştırdığını, dava konusu 13 parsel sayılı taşınmazdaki bağımsız bölümlerden bir kısmını dava dışı çocukları ... ile davacı ..."ye devrettiğini, babası olan ..."in mirasbırakan ile arasındaki problemler nedeniyle ..."e devredilecek paya istinaden 15 numaralı bağımsız bölümün kendisine temlik edildiğini, yine mirasbırakanın dava dışı 335 ve 336 parsel sayılı taşınmazları ile 1369 ada 1 parsel sayılı taşınmazlardaki bağımsız bölümlerini de çocuklarına paylaştırdığını, çok sayıda taşınmazı ve başkaca malvarlığı bulunduğunu, temliklerde mal kaçırma amacı olmadığını, tenkis isteği bakımından hakdüşürücü sürenin geçtiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, taşınmazların mal kaçırma amacıyla temlik edildiği iddiasının ispatlanamadığı, mirasbırakan tarafından hak dengesi gözetilerek taksim yapıldığı, tenkis isteği bakımından ise; 15 numaralı bağımsız bölüm yönünden, 1 yıllık hakdüşürücü sürenin geçtiği, 33 numaralı bağımsız bölüm yönünden, taşınmazın saklı payı ihlal etme isteğiyle devredildiğinin ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, kararın davacı vekili tarafından istinafı üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince; 6100 sayılı HMK’nin 353/1-b-2 maddesi uyarınca davacının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, denkleştirmenin kabul edilebilmesi için tüm mirasçılara taşınmaz temlik edilmesi yada hak, para vs. verilmesi ve kendisine taşınmaz devredilen kimsenin mirasçı olmasının zorunlu olduğu, davalı ..."in babası aynı zamanda mirasbırakanın oğlu olan ..."in halen hayatta olup davalının mirasçı olamayacağı, bu nedenle de denkleştirme savunmasına itibar edilemeyeceği, temliklerin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1929 doğumlu mirasbırakan ..."un 12.07.2010 tarihinde ölümü ile mirasçı olarak davacı kızı ... ile dava dışı çocukları ... ve ..."in kaldıkları; davalı ..."in ise mirasbırakanın dava dışı oğlu ..."in oğlu olduğu, mirasbırakan ..."in çekişme konusu, 33 numaralı bağımsız bölümünü 16.12.2004 tarihinde; 13 parsel sayılı taşınmazdaki 1120/1600 olan payından 110/1600 payını, intifa hakkını üzerinde bırakıp çıplak mülkiyetini, 26.01.1990 tarihinde davalı torunu ..."e satış suretiyle temlik ettiği, anılan parselde kat mülkiyeti kurulması üzerine dava konusu 15 numaralı bağımsız bölümün davalı adına tescil edildiği anlaşılmaktadır.
    Uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu"nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu"nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu"nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler. Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
    Bilindiği ve Türk Medeni Kanunu"nun 6. maddesinde düzenlendiği üzere "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür." Yine 6100 sayılı HMK"nun 190/1. maddesi gereğince "ispat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Bu anlamda temlikin mal kaçırma amacıyla yapıldığını ispat yükü davacıdadır.
    Somut olaya gelince; davacı tanık deliline dayanmamış, tüm çocuklarına taşınmaz devreden mirasbırakan tarafından davalıya yapılan temliklerin muvazaalı olduğuna ilişkin olgular ortaya konulamamıştır. Mirasbırakanın başka malvarlıklarının da bulunduğu gözetildiğinde temlikin muvazaalı olmadığı sonucuna varılmaktadır.
    Hal böyle olunca; davanın reddine karar verilmesi gerekirken genel ispat kuralları gözardı edilerek yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
    Davalının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 371/1-a maddesi uyarınca ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, HMK’nun 373/2. maddesi gereğince dosyanın kararı veren ... Bölge Adliye Mahkemesi 1.Hukuk Dairesine gönderilmesine, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 31/05/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi