9. Ceza Dairesi Esas No: 2020/3262 Karar No: 2020/476 Karar Tarihi: 09.06.2020
Tefecilik yapmak - 5464 sayılı Yasaya muhalefet - Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2020/3262 Esas 2020/476 Karar Sayılı İlamı
9. Ceza Dairesi 2020/3262 E. , 2020/476 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Müşteki : ... Suç : Tefecilik yapmak, 5464 sayılı Yasaya muhalefet Hüküm : TCK"nın 241/1, 62/1, 52/2-4. maddeleri gereğince mahkumiyet
A) 5464 sayılı Yasaya muhalefet suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik hazine vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesi: CMK"nın 260/1. maddesinin "Hakim ve mahkeme kararlarına karşı Cumhuriyet savcısı, şüpheli, sanık ve bu Kanuna göre katılan sıfatını almış olanlar ile katılma isteği karara bağlanmamış, reddedilmiş veya katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş bulunanlar için kanun yolları açıktır" hükmü gereğince, 02.04.2014 tarihli dilekçe ile katılama talebinde bulunan ve davaya katılma isteği karara bağlanmayan müşteki Hazinenin kanun yoluna başvurma hakkının bulunduğu nazara alınarak yapılan incelemede: Belgelerde herhangi bir tahrifat bulunmadığından 5464 sayılı Yasaya muhalefetten beraat kararı veren mahkemenin gerekçesi doğru değilse de, sanığın tefecilik suretiyle kazanç sağlamaya yönelik kastı ve atılı suçlara ilişkin eylemlerinin koruduğu hukuki yararlar dikkate alındığında hukuksal anlamda fiilin sadece tefecilik suçuna vücut vermesi nedeniyle, sonuca etkili olmayan yanlış gerekçe bozma nedeni yapılmamıştır. Yüklenen suçun sanık tarafından işlenmediğinin sabit olduğu dosya içeriğine uygun şekilde gerekçeleri gösterilerek Mahkemece kabul ve takdir kılınmış; hazine vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmemiş olduğundan hükmün ONANMASINA, B) Tefecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik sanık müdafiinin temyiz itirazlarının incelenmesi: Yüklenen suçtan katılan sıfatını alabilecek surette zarar görmüş olan ve katılma talebi karara bağlanmayan ...’nın, 5271 sayılı CMK"nın 237/2. maddesi uyarınca katılan, vekilinin de katılan vekili olarak davaya kabullerine karar verilerek inceleme yapılmıştır. Karar başlığında hatalı olarak gösterilen suç tarihinin, suça konu eylemlerin en son gerçekleştirme tarihi olan 2008 Ekim olarak mahallinde düzeltilmesi ve 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür. Yapılan yargılama sonunda aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda tartışılıp sanığın suçunun sübutu kabul, olay niteliğine ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 09.06.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.