15. Hukuk Dairesi 2013/5624 E. , 2014/4697 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiş, davacı vekili tarafından duruşma istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat ... geldi. Davalı vekili gelmedi. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı avukatı dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Uyuşmazlık eser sözleşmesi ilişkisinden kaynaklanmış olup, davada sözleşme konusu işin 09.10.2001 tarihinde tamamlanarak davalı idareye geçici kabul talebinde bulunulduğu, davalı idarenin sözleşmeye aykırı olarak geçici kabulün yapılmasını imalâtın su tutması ve yükümlülüğünde olmayan sözleşme kapsamı dışındaki başka işlerin bitirilmesi şartına bağlayarak ötelediği, neticede geçici kabulün 01.05.2007 tarihinde yapılarak kesin hesabın 2001 yılı fiyatlarıyla çıkarıldığı, ödemenin de 04.05.2011 tarihinde yapıldığı, 2001 yılı ile ödemenin yapıldığı 2011 yılı arasındaki veya en azından 2001 yılı ile geçici kabulün yapıldığı 2007 yılı arasındaki fiyat farkı ve malzeme fiyat farkı alacaklarının ödenmesi gerektiği iddia edilerek ve fazla haklar saklı tutularak şimdilik 15.000,00 TL fiyat farkı ile 5.000,00 TL malzeme fiyat farkı alacaklarının 01.05.2007 geçici kabul tarihinden itibaren yasal faiziyle tahsili ve muarazanın men"i istenmiş, 29.01.2013 günlü ıslah dilekçesi ile fiyat farkı alacağı 745.476,51 TL artırılarak 760.476,51 TL"ye, malzeme fiyat farkı alacağı da 411.349,33 TL artırılarak 416.349,33 TL"ye çıkarılmış, talep edilen alacaklara 31.12.2007 tarihinden itibaren yasal faiz talep edilmiştir. Mahkemece alınan bilirkişi raporlarına göre davacının geçici kabulün yapıldığı 2007 yılının fiyatlarıyla fiyat farkı alacağına hak kazandığı kabul edilerek KDV dahil 760.476,51 TL fiyat farkı alacağının davalıdan tahsiline, malzeme fiyat farkı alacağına ilişkin istemin ise reddine karar verilmiş, karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Mahkemece hüküm altına alınan alacağın KDV"ye tekabül eden kısmına faiz yürütülmemiştir. KDV alacağı iş bedeline dahil olduğundan fatura düzenlenip düzenlenmemesine bakılmaksızın bu alacağa da temerrüt tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekir. Mahkemece alacağın bu kısmına faiz yürütülmemesi doğru olmamıştır.
3-Mahkemece KDV dışındaki alacak yönünden 01.01.2008 tarihinden itibaren faiz yürütülmüştür. Faize başlangıç alınan tarihin kesin hesabın yapıldığı bütçe yılının son gününü takip eden gün olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece alacağa uygulanan faiz temerrüt faizi olup bütçe yılının son gününü takip eden gün borçluyu temerrüde düşüren bir gün değildir. Sözleşme ilişkisinin kurulduğu ve davanın açıldığı tarihlerde yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 101/1. maddesine göre muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarıyla temerrüde düşeceğinden temerrüt ihtar keşide edilmişse ihtarla tanınan sürenin sonunda oluşur. Aynı maddenin ikinci bendine göre de borcun ifa edileceği gün taraflarca müttefiken tayin edilmişse kararlaştırılan tarihte temerrüt oluşur. Aksi halde temerrüt dava dilekçesinde talep edilen kısım yönünden dava tarihinde, ıslahla artırılan kısım yönünden ise ıslah harcının yatırıldığı tarihte oluşur. Somut olayda dava tarihinden önce davalı borçlunun ihtarla temerrüde düşürüldüğü iddia ve ispat edilemediğinden faizin hüküm altına alınan alacağın 15.000,00 TL’lik kısmı yönünden dava tarihinden, kalanı yönünden ise ıslah tarihinden başlatılması gerekirken, temerrüt tarihinin belirlenmesinde yanılgıya düşülerek geçici kabulün yapıldığı bütçe yılının son gününü takip eden günün faize başlangıç yapılması usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Kararın yukarıda 2. bentte yazılı nedenle davacı, 3. bentte yazılı nedenle davalı yararına bozulması gerekirse de, yapılan yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılamaya ihtiyaç göstermediğinden 6100 sayılı HMK’nın geçici 3. maddesinin yollaması ile 1086 sayılı HUMK’nın 438/VII. maddesi uyarınca belirtilen yönlerden düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.
SONUÇ:Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlerle taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. ve 3. bentlerde yazılı nedenlerle kabulü ile kararın hüküm kısmının ilk paragrafının üçüncü satırındaki “644.471,62 TL’ye 01.01.2008” rakam ve tarihlerinin karardan çıkarılarak yerine “Alacağın 15.000,00 TL’sine 27.05.2011 dava tarihinden, 745.476,51 TL’sine de 29.01.2013 ıslah” cümlesinin yazılmasına, kararın değiştirilmiş bu şekliyle taraflar yararına DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 1.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davalı idareden alınarak Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan davacıya verilmesine, davalı idare Yargıtay’daki duruşmada vekille temsil olunmadığından yararına vekâlet ücreti verilmesine yer olmadığına, ödedikleri temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz eden taraflara geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 03.07.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.