14. Hukuk Dairesi 2018/2024 E. , 2018/7711 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 20.07.2010 gününde verilen dilekçe ile ölünceye kadar bakma sözleşmesine dayalı ... iptali ve tescil talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne kısmen reddine dair verilen 17.10.2017 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi bir kısım davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne duruşma talebinin değerden reddine karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, ölünceye kadar bakma sözleşmesine dayalı ... iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı, davalıların murisi ... ile ... 18. Noterliğinde 14.02.2007 günü düzenledikleri ölünceye kadar bakma sözleşmesi uyarınca bakım borcu karşılığı bakım alacaklısı ...un maliki olduğu taşınmazların kendisine devrinin gerektiğini, bakım borcunu yerine getirdiğini ancak ... kayıtlarının devredilmediğini ileri sürerek 105 ada 63, 85, 96, 123; 106 ada 34, 50, 93 ve 177; 107 ada 36 ve 121 ada 35 parsel sayılı taşınmazların adına tescilini istemiş, 24.10.2013 günlü duruşmada da 121 ada 35 sayılı parselle ilgili isteminden feragat etmiştir.
Davalılar ..., ve ..., davacının bakım borcunu yerine getirmediğini belirterek davanın reddini savunmuşlar, davalı ... vasisi duruşmada davanın reddini istemiş, davalılardan ..., ..., ... ve ... davayı ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra 11.09.2012 tarihli duruşmada kabul etmişlerdir.
Mahkemece verilen görevsizlik kararının taraflarca temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 01.11.2011 tarih, 2011/1520 Esas, 5636 Karar sayılı ilamıyla “6100 sayılı HMK"nin 448. maddesi uyarınca tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydı ile anılan Yasa’nın derhal uygulanacağı belirtilmiştir. Bu açıklamaya göre, davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca ve Yargıtay’ın uygulamalarına ve 24.05.1945 tarih ve 1943/21 Esas, 1945/9 Karar sayılı YİBK kararına göre görevsizlik kararı ile birlikte yargılama giderleri ve yargılama giderlerine dahil olan vekalet ücretinin de hüküm altına alınması gerekirken, mahkemenin bu konuda görevli mahkemece değerlendirme yapılması yönündeki kararı doğru değildir. Davalılar ... ... ve ... vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi uyarınca uygulanan 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; 121 ada 35 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın feragat nedeniyle reddine, diğer parseller yönünden davanın kabulüne karar verilmiş olup, bu kararın da taraflarca temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 01.03.2016 tarih 2015/10193 Esas, 2016/2517 Karar sayılı ilamıyla “... 5. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2008/136 Esas, 272 Karar sayılı mirasçılık belgesinden bakım borçlusu davacının da bakım alacaklısı Şükriye Yavuz"un mirasçıları arasında yer aldığı görülmektedir. Davacı dava konusu taşınmazlardaki bakım alacaklısının payının adına tescilini talep etmiş, taşınmazların bakım alacaklısına ait mirasçılık belgesindeki davacı payı oranında davacı adına tesciline karar verilmiştir. Hüküm sonucundan davacının talebi gibi muris payının davacı adına tesciline karar verilip verilmediği açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak biçimde anlaşılmamaktadır. HMK"nin 297. maddesi gereğince hüküm sonucunda taleplerden her biri hakkında taraflara yüklenen borç ve alacaklar açık biçimde gösterilmesi gerekir. Mahkemece verilen kararda infazda duraksamaya neden olacak biçimde davacıya tanınan haklar açık ve tereddüt uyandırmayacak biçimde gösterilmediğinden HMK"nin 297. maddesine uygun bir hükmün varlığından söz edilemez. Bu nedenle, hüküm sonucunda davacıya tanınan haklar ile davalıların yerine getirmesi gerekli borçlar açık ve tereddüt uyandırmayacak biçimde gösterilecek bir hüküm kurulması gerekir. Mahkemece, yukarıda açıklanan hususlar bir yana bırakılarak infazda duraksamaya neden olacak biçimde bir karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabul kısmen reddine; dava konusu 105 ada 123 parsel, 106 ada 93 parsel, 106 ada 177 parsel ve 107 ada 36 parsel sayılı muris ... adına kayıtlı taşınmazların ... kayıtlarının iptali ile davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, dava konusu 105 ada 63 parsel, 105 ada 85 parsel, 105 ada 96 parsel sayılı ... adına kayıtlı taşınmazların ... kaydının iptaliyle ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 1981/107 Esas 1981/118 Karar sayılı ..."a ait veraset ilamında 5/20 oranındaki ...a ait payın davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, kalan 15/20 payın müteveffa ... adına tapuya kayıt ve tesciline, dava konusu 106 ada 34 parsel ile 106 ada 50 parsel sayılı taşınmazların 1/2 hissesi ... adına kayıtlı olduğundan 1/2 payın iptaliyle ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 1981/107 Esas 1981/118 Karar sayılı ..."a ait veraset ilamında 5/20 oranındaki ..."a ait payın davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline kalan 15/20 payın müteveffa ... adına tapuya kayıt ve tesciline, 121 ada 35 parselde kayıtlı konuttaki yasal hisse yönünden davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davalılar ..., ... ve ... vekili temyiz etmiştir.
1-)Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve tüm dosya içeriğine göre davalılar ..., ... ve ... vekilinin aşağıdaki bent dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiş ve reddi gerekmiştir.
2-)6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 308. maddesine göre, davayı kabul, davacının talep sonucuna, davalının kısmen veya tamamen muvafakat etmesidir.
HMK’nin 312. maddesi uyarınca kabul beyanında bulunan davalılar davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilir. Davalı, davanın açılmasına kendi hal ve davranışıyla sebebiyet vermemiş ve yargılamanın ilk duruşmasında davacının talep sonucunu kabul etmiş ise yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilemez. Aynı Kanunun 326/1 maddesi gereğince de kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir.
Somut olaya gelince; davalılar ..., ..., ... ve ...’ın ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra 11.09.2012 tarihli duruşmada davayı kabul etmiş olmaları nedeniyle yargılama giderlerinin tümünden sorumlu olmaları gerekirken, yargılama giderlerinin tamamının davanın reddini savunan diğer davalılar üzerinde bırakılması doğru görülmemiştir. Ancak bu hususlar kararın bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK"nun 438/7 maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1). bentte açıklanan nedenlerle davalılar ..., ... ve ... vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE; (2). bentte açıklanan nedenlerle davalılar ..., ... ve ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6. ve 7. bentlerinde yer alan “(Şükrüye kızı ..., ..., ..., ve ... hariç olmak üzere)” ibaresinin hükümden çıkartılmasına, hükmün DÜZELTİLMİŞ ve değiştirilmiş bu şekli ile ONANMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 13.11.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.