17. Hukuk Dairesi 2018/1100 E. , 2019/8206 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin davalı ..."dan olan alacağının tahsili için 10.10.2012 tanzim tarihli 22.100,00-TL tutarlı bonoya dayalı olarak Sivas 2. İcra Müdürlüğünün 2012/10006 sayılı dosyası üzerinden icra takibine geçildiğini ve takibin kesinleştiğini, davalı ..."ın icra takibi başladıktan sonra babasından miras kalan ... mahallesi ... Sk. No: 4/D ... ada 3 parsel özel apartmanı altında bulunan taşınmaz üzerindeki miras payını kız kardeşi olan davalı ... "a mal kaçırma amaçlı olarak satış sureti ile devrettiğini, şu an davalı ... adına kayıtlı bulunan taşınmazın sırf müvekkilinden mal kaçırmak ve icraya konulan bononun tahsiline engel olmak amacıyla satış yolu ile elden çıkartıldığını belirterek İİK.nın 278 vd. maddeleri uyarınca davalılar arasında yapılan tasarrufun iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... , davalı ..."ın kendisinin dayısı olduğunu, ancak dedesi evlatlık aldığı için ağabeyi olarak gözüktüğünü, diğer davalının davacıdan borç para aldığını, ... ile mirasçı olarak hissedar oldukları dükkan ve evler olduğunu, davalı ..."ın tüm hisselerini kendisinin üzerine devir ettiğini, annesini de
kefil olarak gösterdiğini, evini de ipotek ederek borç altına girdiği için hissesini kendisine devir ettiğini, kendilerinin de daha sonra evi sattıklarını ve yine onun borçlarına harcadıklarını, yetmediğinden kendi evlerini de sattıklarını, bu nedenle mağdur olduklarını belirterek davanın reddini istemiştir.
Dahili davalı ... davaya karşı 24/06/2014 tarihli duruşmadaki beyanında, kendisinin sadece emlakçıdan dükkanı satın aldığını, tarafların arasındaki mevzuuyu bilmediğini beyan etmiştir.
Mahkemece, borçlu hakkında usulüne uygun düzenlenmiş aciz vesikası bulunmadığı ve dava şartı gerçekleşmediğinden HMK"nın 115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğu nedeni ile davanın usulden reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
1-Dava, İİK"nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
T.C. Anayasası"nın 36/1 maddesinde "Herkes meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı merciileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir" düzenlemesine; 6100 Sayılı HMK"nun 27. maddesinde "Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Bu hak; yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını içerir" düzenlemesine yer verilmiştir.
Bir davanın görülmesi için taraf teşkilinin sağlanması esas olup, hakimin bu hususu re"sen gözetmesi gerekir. Yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanıp tartışılabilmesi, davanın süratle sonuçlandırabilmesi, öncelikle tarafların yargılamanın aşamalarından haberdar edilmesi ile mümkündür.
Adil yargılanma hakkının kapsamında yer alan savunma haklarının etkin biçimde kullanılmasını teminen konulan yasal düzenlemelerden biri de, davada esaslı işlem olan bilirkişi raporlarının taraflara tebliğine ilişkin düzenlemedir. 6100 sayılı HMK"nun 280/1 maddesi "Bilirkişi, raporunu, varsa kendisine incelenmek üzere teslim edilen şeylerle birlikte bir dizi pusulasına bağlı olarak mahkemeye verir; verildiği tarih rapora yazılır ve duruşma gününden önce birer örneği taraflara tebliğ edilir" hükmünü öngörmektedir. Anılan tüm bu yasal düzenlemelerde, davada taraf olanların haklarının
korunması amaçlanmış olup tarafların yargılama süreçlerine etkin katılımının sağlanması ise, mahkemece yapılan tüm tebligatların usulüne uygun olması ile sağlanabilecektir.
Somut olayda, davalı ...’ın mernis adresine dava dilekçesi, tensip zabtı ve duruşma davetiyeleri gönderilmiş, tebliğler Tebligat Kanunu"nun 21. maddesine göre tebliğ edilmiş gözükse de davalının tebliğ yapılan adresinde hiçbir zaman ikamet etmediği, mazbatada her defasında “taşınmış” olarak not düşülerek tebligatların mahalle muhtarına teslim edildiği, davalı hiçbir zaman duruşmalara iştirak etmediği gibi yargılama sırasında da yapılan araştırmada mernis adresinin en son yurtdışı (Belçika) olarak görüldüğü, buradaki adresine gerekçeli karar ile davacının temyiz dilekçesi tebliğ edilmek istense de ... Başkonsolosluğu ile yapılan yazışma sonucunda mahkemeye gönderilen 07.02.2018 tarihli yazıda davalıya ait herhangi bir belgeye rastlanılmadığı dolayısıyla davalıya tebligatların yapılamadığı anlaşılmıştır.
Bu durumda mahkemece, yukarıda anılan yasal düzenlemeler gereği, davalı ...’a dava dilekçesi ve eklerinin tebligat yasasınca usulüne uygun şekilde tebliği ile davalının savunma hakkını kullanması ve dava dilekçesine karşı varsa itirazlarını bildirmesinin sağlanması, itirazlarının değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, usulünce yapılmış tebligatlar olmadan ve davalının savunma haklarını da kısıtlar biçimde yargılamaya devam edilip yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
2-Bozma ilamının kapsam ve şekline göre; davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 18.09.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.