Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/17019
Karar No: 2018/1951
Karar Tarihi: 20.03.2018

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2015/17019 Esas 2018/1951 Karar Sayılı İlamı

16. Hukuk Dairesi         2015/17019 E.  ,  2018/1951 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; duruşma için belli edilen gün ve saatte temyiz eden ... vekili Avukat ... ile aleyhine temyiz istenilen ... vd. vekili Avukat ... geldiler. Gelenlerin yüzlerine karşı duruşmaya başlandı. Tarafların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. Süresi içinde inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Kadastro sonucunda...Köyü çalışma alanında bulunan 102 ada 6 ve 57, 103 ada 50 parsel sayılı 581.96, 893.38, 69,26 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacılar ... ve arkadaşları, miras yoluyla gelen hakka dayalı olarak taşınmazların tarafların kök murisleri 1875 doğumlu ... adına tescili istemiyle dava açmışlar, yargılama sırasında taşınmazların baraj yapımı nedeniyle Hazine tarafından kamulaştırıldığını bu nedenle kamulaştırma bedelinden davacıların miras paylarına tekabül eden miktarın belirlenerek davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesini talep etmişlerdir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazların muris ... mirasçıları adına (isim ve payları belirtilmeksizin) verasetteki payları oranında tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ile davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece çekişmeli taşınmazların tarafların kök murisinden kaldığı usulüne uygun bir taksimin olmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak karar verilmez. Davacılar taşınmazların kök muris 1875 doğumlu ..."e ait iken 1950 yılında ölümüyle mirasçılarına kaldığını, usulüne uygun bir taksimin olmadığını öne sürerek eldeki davayı açmışlardır. Mahkemece yapılan keşifte 3 yerel bilirkişi ve 2 tespit bilirkişisi ve 1 davalı tanığı dinlenmiş, tespit bilirkişileri taşınmazın bulunduğu mahalleyi bilmediklerini, tespitte taşınmazlar başında hazır olmadıklarını bildirmişler, dinlenen yerel bilirkişiler ve davalı tanığı da birbiriyle benzer şekilde beyanlarda bulunarak taşınmazın öncesini bilmediklerini, davalıların murisi ....."dan (kök murisin oğlu) kaldığını söylemişlerdir. Davacı tarafın bildirdiği 3 tanık ile davalı tarafın bildirdiği diğer 2 tanık ise dinlenmemiş, dosya içeriğinden tanıkların dinlenilmesinden vazgeçildiğine dair bir beyana da rastlanılmamıştır. Deliller tam olarak toplanmadan karar verildiği gibi, Mahkemenin hükme esas gerekçesinden taşınmazların kök muristen kaldığı ve taksim yapılmadığı sonucuna nasıl ulaştığı da anlaşılamamaktadır. Diğer yandan, davacılarca eldeki dava ile birlikte bugün temyiz incelemesi yapılan .....Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/171 ve 2011/8 Esas sayılı dava dosyalarında da aynı iddia ve sebeplere dayalı olarak eldeki dosyamızın davalısının kardeşine karşı dava açıldığı ve biri hakkında verilecek karar diğerini etkileyeceği halde,

    birleştirilerek
    görülmesi gerektiği düşünülmemiştir. Bundan ayrı olarak davacılar, dava dilekçesinde taşınmazların kök murisin tüm mirasçıları adına tescili istemiyle dava açmışlar, yargılama sırasında yalnızca davacıların payları oranında tescilini istemişler, bilahare de taşınmazların baraj yapımı nedeniyle kamulaştırıldığını, bedelin bankaya bloke edildiğini belirterek miras payları oranında bedelin kendilerine ödenmesi istemiyle ıslah talebinde bulunmuşlar ve tamamlama harcını da dosyaya yatırmışlardır. Keşif sonucunda fen bilirkişisi tarafından düzenlenen raporda da çekişmeli taşınmazlar hakkında kamulaştırma bedelinin tespiti ve Hazine adına tescili istemiyle davalar açıldığı bildirilmiştir. Tapu Müdürlüğünün eldeki dosya ile aynı gün temyiz incelemesi yapılan 2011/8 Esas sayılı dosya arasına gönderilen yazısından bölgede yapılan kamulaştırma sonucunda kamulaştırma bedeli tespitine dair mahkeme ilamlarına göre taşınmazların Hazine adına tesciline karar verildiği, bedellerinin bankaya bloke edildiği ve kararın kesinleştiği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca; Mahkemece kamulaştırma sonucunda oluşan tapu kayıtları getirtilmeksizin, çekişmeli taşınmazların halen davalı adına tapuda kayıtlı olmaması halinde tapu kaydının iptaline karar verilmesinin bir hüküm ifade etmeyeceği, kamulaştırma sonucunda bloke edilen bedelin davalı tarafa ödenmiş olması halinde, dava ıslah ile birlikte bedele dönüştüğünden bedel yönüyle hüküm kurulması gerektiği, bedelin halen bankada bulunuyor olması halinde ise davacılar yönüyle miras paylarıyla sınırlı olarak mülkiyetin tespitine dair hüküm kurulması gerektiği düşünülmeksizin; üstelik dosya içinde kök murise ait birbiriyle çelişen 2 ayrı mirasçılık belgesi bulunmasına rağmen hükümde hangisine atıf yapıldığı belirtilmeden ve davacıların tescil istemlerinin miras paylarıyla sınırlı olduğu göz önünde bulundurulmadan, talebi aşar şekilde tüm mirasçılar adına tescil hükmü kurulması dahi isabetsizdir.
    O halde; öncelikle, çekişmeli taşınmazlara ait güncel durumu gösterir tapu kayıtları getirtilmeli, kamulaştırma sonucunda taşınmazların tapu kaydının kamulaştıran kurum adına oluşup oluşmadığı; kamulaştırma sonucunda davalı tarafa ödenmesi gereken bedelin akıbetinin ne olduğu saptanmalı, yukarıda anlatılan ve davacılar tarafından aynı iddia ve sebeplerle açılan diğer dava dosyalarıyla birleştirilmelidir. Önceki yerel bilirkişiler dışında kök murisin öldüğü 1950 yılı ve öncesini bilebilecek şekilde yerel bilirkişiler tespit edilmeli, bundan sonra anılan dava dosyalarının birleştirmesi sonucunda tüm taşınmazlar başında 3 kişilik yerel bilirkişi kurulu, tarafların tanık listesinde bildirmiş oldukları tanıklarının tümü hazır olduğu halde keşif yapılmalı, keşifte yerel bilirkişiler ve tanıklar usule uygun şekilde ayrı ayrı dinlenerek, taşınmazların kimden nasıl kaldığı kim ya da kimler tarafından nasıl kullanıldığı, kök muristen kaldığının anlaşılması halinde mirasçıları arasında usulünle uygun şekilde taksim yapılıp yapılmadığı, hangi mirasçıya taksim karşılığında neyin verildiği sorulup olaylara dayalı olarak cevaplar alınmalı, beyanlar arasında çelişki olması halinde usulüne uygun şekilde ve gerektiğinde yüzleştirme yapılarak giderilmeye çalışılmalıdır. Fen bilirkişisinden keşfi izlemeye rapor alınmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek taşınmazların kök murise ait olduğu ve ölümüyle mirasçıları arasında yapılmış usulüne uygun bir taksimin bulunmadığının sonucuna varılması ve getirtilen tapu kayıtlarına göre halen davalı adına tescilli olduğunun belirlenmesi halinde davacıların miras payları oranında adlarına tesciline, tapu kaydının kamulaştırma neticesinde Hazine adına tescil edilmiş olması ve bedelinin de davalı tarafa ödenmiş olması halinde ödenen bedelin davacıların miras payı oranında davalıdan tahsiline, bedelin ödenmediğinin halen bankada bloke olarak durduğunun anlaşılması halinde ise taşınmazlar üzerinde davacıların miras payları oranında adlarına aidiyetin tespitine dair karar verilmesi gerektiği düşünülmelidir.
    Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup davacılar vekili ve davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, Yargıtay duruşması için belirlenen 1.630,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak, duruşmada kendisini vekil ile temsil ettiren davalı tarafa verilmesine, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 20.03.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi