1. Hukuk Dairesi 2015/6623 E. , 2018/56 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, mahkemece, davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Taraflar arasında görülen dava, inanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı, kredi temin edilmesi ve kredi ödemesi bittikten sonra taşınmazın iade edileceği konusunda davalı ile anlaştıklarını ve kayden maliki olduğu 11 parsel sayılı taşınmazda bulunan 3 numaralı bağımsız bölümü davalıya devrettiğini, kredi ödemelerini yaptığını; ancak davalının anlaşmalarına aykırı davranıp taşınmazı iade etmediğini ileri sürerek, davalı adına olan tapu kaydının iptali ile adına tesciline, mümkün olmadığı taktirde taşınmaz bedelinin davalıdan tazminine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, dava konusu taşınmazı davacıdan satın aldığını, inanç sözleşmesi bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın inançlı işleme dayalı olarak açıldığı; ancak iddianın yazılı delil ile kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Çekişme konusu taşınmaz ,davacıya aitken 02.09.2005 tarihinde davalıya temlik edildiği, davalının da 04.10.2012 tarihinde dava dışı ...ya devrettiği kayden sabittir.
Bilindiği üzere; inanç sözleşmesi, inananla inanılan arasında yapılan, onların hak ve borçlarını belirleyen, inançlı muamelenin sona erme sebeplerini ve devredilen hakkın, inanılan tarafından inanana geri verme (iade) şartlarını içeren borçlandırıcı bir muameledir. Bu sözleşme, taraflarının hak ve borçlarını kapsayan bağımsız bir akit olup, alacak ve mülkiyetin naklinin hukuki sebebini teşkil eder.
Taraflar böyle bir sözleşme ve buna bağlı işlemle genellikle, teminat teşkil etmek ve iade edilmek üzere, mal varlığına dahil bir şey veya hakkı, aynı amacı güden olağan hukuki muamelelerden daha güçlü bir hukuki durum yaratarak, inanılana inançlı olarak kazandırmak için başvururlar.
Uygulamada mesele, 5.2.1947 tarih 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı ile ilişkilendirilip, bu karar dayanak yapılmak suretiyle çözüme gidilmektedir.
Öte yandan, tapu iptal ve tescil davaları kayıt maliki adına açılır ,eldeki dava tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel istemiyle 07.10.2013 tarihinde açılmış,oysa taşınmaz dava tarihinden önce 04.10.2012 tarihinde dava dışı Sultani Uslu’ya temlik edilmiştir.
Dava tarihi itibarıyla davalı kayıt maliki olmadığından tapu iptali ve tescil talebinin reddi doğrudur.
Davacının bu yöne ilişkin temyiz itirazı yerinde görülmediğinden reddine.
Davacının, bedel yönünden temyiz itirazına gelince, davacı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca iddialarını kanıtlar nitelikte yazılı delil ibraz edememiştir;ancak yemin deliline dayandığı gibi davalı tarafça temin edilen kredi borcunun tarafından ödendiğini iddia etmiştir.
Gerçekten de kredi davacı tarafından ödendiyse bunun HMK’nin 202.maddesi uyarınca delil başlangıcı olduğu kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca, öncelikle davalı tarafından temin edilen kredinin davacı tarafından ödenip ödenmediğinin bankaya sorularak saptanması, davacı tarafından ödenmiş ise ödeme belgeleri yazılı delil başlangıcı olarak kabul edilip, bu yönde inceleme ve araştırma yapılması, aksi takdirde davacıya yemin deliline dayanıp dayanmadığının sorulması, bedel konusunda varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken noksan soruşturmayla yetinilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davacının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 08.01.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.