17. Hukuk Dairesi 2016/11419 E. , 2019/8199 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki konut sigortasından kaynaklanan rücuen tazminat alacağına dayalı itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; üst katta bulunan davalının evinde yapılan hatalı onarım ve tamirat nedeniyle davacı şirkete sigortalı konutun mutfak giderinden gerçekleşen geri tepme sonucu konutta hasar oluştuğunu, tespit edilen hasar bedeli 4.423,00 TL"nin sigortalısına ödendiğini belirterek ödenen bedelin tahsili amacıyla Ankara 4. İcra Müdürlüğü"nün 2013/4102 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını ve borçlunun haksız ve kötü niyetli itirazı neticesinde takibin durduğunu bildirerek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; dava konusu olayda kusuru bulunmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, boruların genel anlamda tüm apartman için yenilenmesi ve değiştirilmesi için site yönetiminin işlem yapmasının gerektiği, davacı ... şirketine sigortalı 4 nolu bağımsız bölümde tıkanma sonucu geri tepen suyun sebebiyet verdiği maddi zarardan davalının sorumlu tutulamayacağının tüm dosya kapmasıyla anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, konut sigorta poliçesi gereği sigortalısına ödeme yapan davacının ödediği bedelin, zarardan sorumlu olduğu ileri sürülen davalıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Davacı ..., bu davayı sigortalısının halefi olarak açtığına göre, görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu"nun
22.03.1944 tarihli 37 Esas ve 9 Karar sayılı kararında bu husus “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak, sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklinde vurgulanmaktadır.
634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu"nun 19. maddesinde, her kat malikinin ana gayrimenkule ve diğer bağımsız bölümlere, kusuru ile verdiği zarardan dolayı diğer kat maliklerine karşı sorumlu olduğu hüküm altına alınmıştır. Aynı Kanun"un Ek 1. maddesinde ise kat mülkiyetinden kaynaklanan her türlü uyuşmazlığın değerine bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemesi"nde çözümleneceği öngörülmüştür.
Somut olaya bakıldığında; davacının sigortalısının maliki olduğu dairenin bulunduğu ana taşınmazın, kat mülkiyeti kurulmuş bir taşınmaz olduğu; davacı ... şirketince sigortalanan konutun üst katında bulunan davalının kombi tesisatı ve tesisat tıkanıklığını giderme çalışmaları sonucu pis suların sigortalı konuttan geri tepmesiyle sigortalı konut içinde hasara sebep olduğu iddiasıyla kat maliki olan davalıya husumet yöneltildiği görülmektedir. Bu durumda, ana taşınmazda kat mülkiyeti kurulmuş olması nedeniyle, davada Sulh Hukuk Mahkemesi"nin görevli olduğu açıktır.
Görev kuralları, kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında mahkemece re"sen gözetilmesi gereken hususlardandır. Bu durumda mahkemece, davada Sulh Hukuk Mahkemesi"nin görevli olduğu gözetilerek, HMK"nun 114/1-c maddesine göre, görevsizlik nedeniyle HMK"nun 115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde işin esasının incelenerek hüküm tesisi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma neden ve şekline göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 18/09/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.