17. Hukuk Dairesi 2016/19557 E. , 2019/8197 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki işyeri sigortasından kaynaklanan rücuen tazminat alacağına dayalı itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; davacı şirkete sigortalı işyerinde sıva üzerinden geçen binaya ait gider borusunun patlaması ile maddi hasar meydana geldiğini, hasarın kat maliklerin ortak kullanımındaki borudan meydana gelmesi ve davalıların da kat maliki olması sebebi ile davalıların tapudaki mevcut hisseleri oranında sorumlu olduklarını belirterek kat malikleri aleyhine hisseleri oranında ilamsız icra takibi
başlatıldığını ve borçluların itirazı neticesinde takibin durduğunu bildirerek itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalılardan ...,... ve ... için ödeme yapmış olmaları ve davacı tarafça dava atiye bırakıldığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına; davalılardan ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında husumet yokluğundan davanın reddine; kiraya veren ...
... "ın mirasçısı ... acısından davanın kısmen kabulü ile taşınmaz üzerindeki mülkiyet hissesi oranında (3/16) oranında 3.488,09 TL"nin davalı ..."dan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, işyeri sigortasından kaynaklanan rücuen tazminatı içeren icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı vekili; binaya ait sıva üzerinden geçen gider borusunun patlaması sonucu sigortalı işyerinde maddi hasar meydana geldiğini, hasar nedeninin binaya ait atık su gider borusu olması sebebiyle ortak yerlerden kaynaklanan bu hasarın giderilmesinde tüm kat maliklerinin malik olmaları nedeniyle arsa payları oranında kusursuz sorumlulukları olduğunu beyanla rücuen tazminat talebinde bulunmuştur.
Dava dışı ... Otomotiv Hiz. İth. İhr. San. Ve Tic. Ltd. Şti. ile davalılar ..., ..., ..., ... ve ... (... mirasçıları) arasında sigortalı işyerine ait 01.06.2008 tarihli kira sözleşmesi imzalanmıştır.
Yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda; borunun tıkanması sonuçu oluşan yüksek basınçla temizlenen "TE" kapağının patlaması sonuçu hasar meydana geldiği, kusursuz kiracının uğradığı zarardan kiralayanların hisseleri oranında sorumlu olduğu, kat malikleri kurulunun oybirliği ile vermiş olduğu bir muvafatkaname olmadan davalı ... ve bir kısım davalılar murisi ... tarafından hasarın meydana geldiği mecurda ortak yerlere müdahalenin söz
konusu olduğu, bir kısım davalılar murisi ..."ın binanın ortak kullanım alanlarına yaptığı tadilat nedeniyle diğer kat maliklerinin oybirliği ile verdiği bir muvafatname olmadığı, ortak yer niteliğindeki alan için kat malikleri ile sözleşme yapılmadığından ve mevcut kira sözleşmesi için kat malikleri kurulu tarafından oybirliği ile alınmış bir karar da bulunmadığından davacı ... şirketinin kiralayan konumundaki davalılara kusuru oranında rücu hakkı bulunduğu, diğer kat maliklerine ise rücu hakkı bulunmadığı tespit edilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, mahkemece rapor hükme esas alınarak ..."ın mirasçıları kiraya veren davalılar ..., ..., ... açısından ödeme yapmış olmaları ve davacı tarafça dava atiye bırakıldığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına; kiraya veren ..."ın mirasçısı ... açısından davanın kısmen kabülü ile taşınmaz üzerindeki mülkiyet hissesi oranında (3/16) oranında talebin kabulüne; ortak yer niteliğindeki alan için kat malikleri ile sözleşme yapılmadığından ve mevcut kira sözleşmesi için kat malikleri kurulu tarafından oybirliği ile alınmış bir karar da bulunmadığından diğer davalılar kat malikleri yönünden reddine karar vermiştir.
Somut olayda, sıva üzerinden geçen binaya ait gider borusunun patlaması nedeniyle oluşan hasarda haklarında açılan dava reddedilen diğer kat malikleri davalılarca alınmış bir karar olmadığı gerekçesiyle sorumluluklarının olmadığını söylemek mümkün değildir. Gerekli yasal işlemleri yapmamaları (örneğin, gerekli birimlere şikayette bulunmamak gibi) yönünden bu davalılar bakımından müterafik kusur bakımından bir değerlendirme yapılması ve varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile husumetten red kararı verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
2-Kabule göre de; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297/2. maddesi; "Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir." hükmünü amir olup, hüküm fıkrasının tarafların taleplerini karşılayacak şekilde açık ve maddeler halinde infazda tereddüt yaratmayacak şekilde oluşturulması gerekirken,
anılan kanun hükmüne aykırı olacak şekilde, itirazın iptali şeklinde açılan davanın hüküm fıkrasının (3) nolu bendinde; "Kiraya veren ..."ın mirasçısı ... acısından davanın kismen kabülü ile taşınmaz üzerindeki mülkiyet hissesi oranında (3/16) oranında 3.488,09 TL"nin davalı ..."dan alınarak davacıya verilmesine" şeklindeki ifadeler ile yukarıda anılan yasanın 297. maddesi hükmüne aykırı ve infazda tereddüt uyandıracak biçimde, alacak davası şeklinde hüküm kurulması, hüküm fıkrasının açık, şeffaf, uygulanabilir ve gerekçe ile uyumlu olma, talepleri tek tek karşılama ilkesine aykırı olması nedeniyle ayrı bir bozma nedenidir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 18/09/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.