Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/1983
Karar No: 2018/7700
Karar Tarihi: 13.11.2018

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2018/1983 Esas 2018/7700 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2018/1983 E.  ,  2018/7700 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 16.05.2011 gününde verilen dilekçe ile mecra irtifakı kurulması talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair verilen 27.09.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili ve davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, Türk Medeni Kanununun 744. maddesi uyarınca mecra hakkı kurulması isteğine ilişkindir.
    Davacı vekili, müvekkilinin maliki olduğu 141, 142, 148 ve 1242 sayılı parselleri yararına davalılara ait taşınmazlardan su yolu için mecra hakkı kurulmasını istemiştir.
    Davalılar, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair verilen ilk karar Dairemizce, "Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; davacı, maliki olduğu tarla niteliğindeki 141, 142, 148 ve 1242 parsel sayılı taşınmazlarının su ihtiyacını karşılamak amacıyla, davalılara ait tarla niteliğindeki taşınmazlardan mecra irtifakı kurulmasını istemiş ise de; zorunlu su mecra hakkı kurulmasına ilişkin istemlerde, isteği öne süren kişinin zorunlu su mecra hakkı kurulmasına ihtiyacı olup olmadığının saptanması, taşınmazının bu ihtiyacını kendi içinde (örneğin sondaj kuyusu vurulmak suretiyle) karşılama olanağı olup olmadığı hususunun açıklığa kavuşturulması, ayrıca taşınmazın suya ihtiyaç duyup duymadığının da duraksamasız belirlenmesi, belirtildiği gibi su ihtiyacı varsa bunu kendisinin aşırı zahmet ve gidere katlanarak başka yoldan sağlayıp sağlamayacağının tespiti hususları üzerinde değerlendirme yapılması gerekir. Mahkemece bütün bu yönler üzerinde durulmamıştır. Ayrıca, davacı tarafından su yolu mecra hakkı ihtiyaç sahibi olarak bildirilen her parsel için mecra hakkının ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekir. Hüküm fıkrası da infazda tereddüt yaratmayacak şekilde ihtiyaç sahibi her bir parsel için ayrı ayrı olmak üzere, hangi parselden ne kadar miktarda ve genişlikte su yolu geçit hakkı kurulduğu belirtilmek suretiyle oluşturulmalıdır. Diğer taraftan su yolu mecranın bağlandığı taşınmaz bölümünün ... idaresine ait olduğu anlaşıldığına göre davacının su almasına idare tarafından izin verilip verilmediği de ilgili merciden sorulmalıdır. Kabule göre de; kurulan su yolu mecra irtifakı üzerinden davacının su ihtiyacının nasıl karşılanacağı (örneğin beton veya doğal su arkı ya da toprak üstünden veya toprak altından büz döşenerek) hükümde açıklanmamıştır. Bununla birlikte, kendisini vekille temsil ettiren ve aleyhine su yolu mecra hakkı kurulmayan taşınmaz malikleri lehine vekalet ücreti takdir edilmemesi isabetli olmadığı gibi, tespit harici bırakılan yol ve bilirkişice "azmak" olarak nitelendirilen ve yine tespit harici bırakılan taşınmaz, hâzinenin özel mülkiyetinde olmadığından hâzinenin davada pasif dava ehliyeti bulunmadığı halde; yol ve azmaktan su yolu mecra hakkı kurulduğu gerekçesiyle hâzinenin yükümlü taşınmaz maliki olarak kabulü ile yararına geçit bedeline hükmedilmesi de hatalı olmuştur.” gerekçesi ile bozulmuştur.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne ve 141, 1242, 142 ve 148 parseller lehine, 2891 parsel aleyhine mecra irtifakı kurulmasına karar verilmiş ise de bu kararın da taraflarca temyiz edilmesi üzerine Dairemizce, “Aleyhine mecra irtifakı kurulan 143 parsel yönünden bilirkişi tarafından belirlenen ve depo edilen 2.456,00TL bedelin bu parsel malikine ödenmesine karar verilmemiş olması, hükümde davalı “... 1 ...” aleyhine mecra irtifakı tesis edildiği halde hüküm sonucunun 7. bendinde ‘...” aleyhine açılan davanın reddine karar verilmiş olması, hüküm sonucunun üçüncü bendinde 142 parsel lehine mecra irtifakı tesis edildiği halde, bu bendin son cümlesinde “142 parsel aleyhine 86.13 metre uzunluğunda 2 metre genişliğinde” sözcüklerini yazılarak infazda tereddüte yol açacağının gözetilmemesi, ayrıca hüküm sonucunun birinci bendinin son cümlesinde “123, 95 m2 G harfi ile gösterilen alana” denildikten sonra “195 m2 alana” sözcüklerinin yazılması suretiyle hükümde çelişki oluşturulmuş olması doğru görülmemiştir” gerekçesi ile bozulmuştur.
    Taraflarca bozma ilamına karşı karar düzeltme talebinde bulunulması üzerine Dairemizin 07.05.2015 tarih, 2014/1270/ Esas- 2015/5197 Karar sayılı ilamının kaldırılmasına ve hükmün “Aleyhine mecra irtifakı kurulan 143 parsel yönünden bilirkişi tarafından belirlenen ve depo edilen 2.456,00TL bedelin bu parsel malikine ödenmesine karar verilmemiş olması, hüküm sonucunun üçüncü bendinde 142 parsel lehine mecra irtifakı tesis edildiği halde, bu bendin son cümlesinde “142 parsel aleyhine 86.13 metre uzunluğunda 2 metre genişliğinde” sözcüklerinin yazılarak infazda tereddüte yol açacağının gözetilmemesi, ayrıca hüküm sonucunun birinci bendinin son cümlesinde “123, 95 m2 G harfi ile gösterilen alana” denildikten sonra “195 m2 alana” sözcüklerinin yazılması suretiyle hükümde çelişki oluşturulmuş olması, 143 parsel sayılı taşınmaz aleyhine su geçit irtifakı kurulduğu için, 143 parsel sayılı taşınmaz maliki ... yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi, davalılar ... ve ... yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken bu yönde hüküm kurulmaması, dava konusu taşınmazlarda paydaş (ve davanın tarafı) olmayan Hazmiye Kapsız hakkında hüküm kurulması, doğru görülmemiştir.” gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir.
    Hükmü, davalı ... vekili ve davalı ... vekili temyiz etmiştir.
    1) Yapılan yargılamaya, toplanan delilere ve dosya kapsamına göre davalı ... vekili ve davalı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
    2) Davacıya ait taşınmazlar lehine kurulan su yolu mecra irtifakı güzergahı içinde kalan, 06.05.2014 tarihli fen bilirkişi raporu ile 04.04.2014 tarihli heyet raporuna ekli krokide gösterilen tespit harici bırakılan yol ile "azmak" olarak nitelendirilen ve yine tespit harici bırakılan taşınmaz. Hâzinenin özel mülkiyetinde olmadığından, davalı ... yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine ve lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ise de bu hususlar kararın bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK"nun 438/7. maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenle davalı ... vekili ve davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine; (2) numaralı bent uyarınca davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm sonucuna 14. bent olarak “14- Davalı ... yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine,” 15. bent olarak “15- Davalı ... davada kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan ... uyarınca 1.800,00TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı Hâzineye verilmesine” ifadelerinin eklenmesine hükmün DÜZELTİLMİŞ ve değiştirilmiş bu şekli ile ONANMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.11.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi