14. Ceza Dairesi 2018/2897 E. , 2018/4633 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı (sanıklar... ile...), beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun basit cinsel istismarı (sanık ...), kişiyi hürriyetinden yoksun kılma (sanıklar)
HÜKÜM : Sanıklar... ile..."ın atılı suçlardan, sanık ..."ın ise çocuğun basit cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından mahkûmiyetlerine
İlk derece mahkemesince verilen hükümlerin sanıklar müdafileri, sanıklar......ve müşteki Bakanlık vekili tarafından temyiz edilmesi ve sanık ... müdafiince incelemenin duruşmalı yapılmasının talep edilmesi üzerine, dosya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle, belirlenen tarihte yapılan duruşmaya sanık ... müdafiin katılmadığı anlaşıldığından, incelemenin duruşmasız gerçekleştirilmesine karar verilerek dosya incelendi.
6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunun 20/2. maddesi uyarınca Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının her aşamada ilgili kamu davalarına katılma ve hükümleri temyiz etme hakkının bulunduğu, Bakanlık vekili tarafından sunulan temyiz istemli dilekçede de hükümler temyiz edilerek katılma iradesinin ortaya konulduğu anlaşılmakla, anılan madde hükmü de gözetilerek 5271 sayılı CMK"nın 237/2. maddesi gereğince Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının katılan ve vekilin ise katılan Bakanlık vekili sıfatıyla davaya katılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Sanıklar... ile... haklarında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükümlerin incelenmesinde;
Dosya kapsamına göre sanıklar... ile..."nın, mağdureye yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu cebir, tehdit veya hileyle işlediklerine dair cezalandırılmalarına yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığının anlaşılması karşısında tebliğnamedeki bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiş ve hükümlerden sonra 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesi ile ilgili olarak 24.11.2015 tarihli, 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı ilamıyla verilen iptal kararının infaz aşamasında nazara alınması mümkün görülmüştür.
Delillerle iddia ve savunma; duruşma göz önünde tutularak tahlil ve takdir edilmiş, sübutu kabul olunan fiillerin unsurlarına uygun şekilde tavsif ve tatbikatları yapılmış bulunduğundan, sanıklar müdafileri ile sanıklar...ve... ile katılan Bakanlık vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
Sanıklar... ile... haklarında beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı, sanık ... hakkında ise kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelemesine gelince;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen katılan Bakanlık vekilinin tüm temyiz itirazları ile sanıklar müdafilerinin sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Adli Tıp 6. İhtisas Kurulunun 21.06.2013 tarihli raporunda "mağdurda ruh sağlığını bozacak mahiyet ve derecede olan (travma sonrası stres bozukluğu ve travmatik kişi değişikliği) denilen psikiyatrik bozukluğun tespit edildiği, olay öncesi şüpheli cinsel istismar ve travmatik aile ortamı nedeniyle ruhsal gelişimi bozulan mağdurun daha sonra yaşadığı cinsel istismarın sabit olduğu eylemlerin her birinin ruh sağlığındaki bozulmayı arttırdığının bildirilmesi karşısında, sanıkların eylemlerinin mağdurenin ruh sağlığını ayrıca bozmadığı anlaşıldığından, haklarında 5237 sayılı TCK"nın 103/6. maddesinin uygulanamayacağı gözetilmeden yazılı şekilde sanıklar... ile... haklarında anılan maddenin tatbiki suretiyle cezaların arttırılması ve...hakkında lehe kanun karşılaştırması yapılırken koşulları oluşmadığı halde anılan maddenin nazara alınması,
Oluşa uygun kabule göre, mağdure ırmak kenarında otururken yanına gelen sanık ..."ın gerçekleştirdiği basit cinsel istismar eyleminde atılı suçun işlendiği sırada ve eylemle sınırlı süre ile mağdurenin iradesiyle hareket edebilme imkanının ortadan kaldırılmasının kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu oluşturmayacağı, kişinin vücudunun suçun konusu olması sebebiyle, mağdurenin hareket edebilme özgürlüğü ortadan kaldırılmadan bu suçun işlenemeyeceği, dosya kapsamına göre de sanık ..."ın mağdurenin hürriyetini kısıtlayan başkaca bir hareketinin bulunmaması karşısında, mevcut haliyle eylemin sadece 5237 sayılı TCK"nın 103/1. maddesinde düzenlenen çocuğun basit cinsel istismarı suçunu oluşturduğu gözetilmeden, yazılı şekilde kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan da mahkumiyet kararı verilmesi,
Kanuna aykırı, sanıklar müdafileri ile sanıklar... ve..."ın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 26.06.2018 tarihinde sanıklar... ile... haklarında beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan kurulan hükümler yönünden sanıklar haklarında TCK"nın 103/6. maddesinin tatbiki gerektiğine dair üye ..."ın kısmen karşı oyu ve oyçokluğuyla, sanıklar haklarında diğer suçlardan kurulan hükümler yönünden ise oybirliğiyle karar verildi.
KARŞI OY
Suç tarihinde on dört yaşı içinde bulunan mağdure hakkında Adli Tıp 6. İhtisas Kurulunca düzenlenen 21.06.2013 tarihli raporda; " ruh sağlığını bozacak mahiyet ve derecede olan (travma sonrası stres bozukluğu ve Travmatik Kişi Değişikliği) denilen psikiyatrik bozukluğun tespit edildiği, olay öncesi şüpheli cinsel istismar ve travmatik aile ortamı nedeniyle ruhsal gelişimi bozulan mağdurun daha sonra yaşadığı cinsel istismarın sabit olduğu eylemlerin her birinin ruh sağlığının bozulmayı arttırdığı" nın bildirilmesi üzerine yerel mahkemece ruh sağlığının bozulduğu kabul edilerek sanıklara TCK"nun 103/2.maddesi uyarınca tayin edilen ceza aynı maddenin 6.fıkrasıyla artırılmıştır. Hükümlerin temyizi üzerine Dairemizce özetle "sanığın eylemi mağdurenin ruh sağlığını ayrıca bozmadığından hakkında 5237 sayılı TCK"nın 103/6. maddesinin uygulanmasının kanuna aykırı olduğu" gerekçesiyle hükümlerin bozulmasına karar verilmiştir. Kanaatimizce bozma kararı yasal değildir. Şöyle ki;
Mağdure hakkında düzenlenen rapora göre ruh sağlığını bozacak mahiyet ve derecede olan travma sonrası stres bozukluğu ve travmatik kişilik değişikliği denilen psikiyatrik bozukluk tespit edilmiştir. Rapordaki açıklamalardan sanıkların eylemi öncesi travmatik aile ortamı ve şüpheli cinsel istismar eylemleri nedeniyle mağdurun ruhsal gelişiminde bozulma olduğu ancak, sanıkların eylemine bağlı olarak ruh sağlığındaki bozulma ayrıca arttığı anlaşılmaktadır. Bir eylem ruh sağlığındaki bozulmayı artırıyor ise, bağımsız ruh sağlığını bozucu etkisi de var demektir. TCK"nun 103/6. maddesine göre artırımın uygulanabilmesi için suçun sonucunda beden veya ruh sağlığının bozulma oluşması yeterlidir. Bozulmanın belirli bir seviyeye ulaşması aranmamıştır. Aksinin kabulü halinde herhangi bir nedenle ruh sağlığı bozulmuş çocuklara yönelik cinsel istismar suçlarında ruh sağlıklarında bozulma artsa veya ağırlaşıp kalıcı hale gelse dahi bu hükmün uygulanma olanağı kalmaz. Bu hatalı yorum, bir mağdurun birden fazla kişinin istismarına maruz kalması olaylarında, ilk suçu işleyip ruh sağlığındaki bozulmayı başlatan sanığa bu hükmün uygulanması, sonradan suç işleyip ruh sağlığındaki bozulmayı artıranlara uygulanmaması sonucunu doğurur. Harici bir nedenle ruh sağlığında bozulma olan çocuklara karşı suç işleyenler 103/6. maddeden muaf tutulmuş olur. Bu durum yasaya, kanun koyucunun amacına ve eşitlik ilkelerine aykırıdır.
Açıklanan nedenlerle yerel mahkemenin uygulamasının yasal ve yerinde olduğu kanaatiyle, sayın çoğunluğun bu konudaki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.