22. Hukuk Dairesi 2017/38289 E. , 2018/1259 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkilinin, davalı bankanın İzmir, Malatya ve Erzurum şubelerinde çalıştığını, 3600 prim ödeme gün sayısını doldurduğundan emekli olmak için işten ayrıldığını, fakat işverenliğin kıdem tazminatını ödemediğini, müvekkilinin çalıştığı sürede her gün mesai bitiminden sonra iki - üç saat fazla çalıştırıldığı halde fazla çalışma ücreti ödenmediğini belirterek kıdem tazminatı ve fazla çalışma alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, zamanaşımı itirazı ile birlikte davacının istifa ederek işten ayrıldığını, emekli olmak amacı ile ayrılmadığını, davacının fazla çalışma yapmadığını ve fazla çalışma ücreti alacağının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve bu karar davalı tarafça temyiz edilmiştir. Temyiz incelemesi sonucunda; Dairemizce sair hususların reddi ile, fazla mesai konusunda, tanık beyanlarına göre davacının haftanın beş günü 08:30-22:00 saatler arasında, bir saat 30 dakika ara dinlenme ile cumartesi günleri ise 11:00-18:00 saatleri arasında, bir saat ara dinlenmeyle toplamda onbir saat fazla mesai yaptığı belirtilerek hesaplama yapıldığı, hükme esas alınan bilirkişi raporunda fazla çalışma konusunda hesap yapılırken, davalının zamanaşımı def’inin göz önünde bulundurulduğu, ancak davacı tanıklarının davacı ile birlikte çalıştıklarını beyan ettiği sürelerin dışında 2011 yılı öncesi için de hesaplama yapıldığı, davacının tüm çalışma dönemi açısından davacı tanıklarının anlatımlarına varsayıma dayalı olarak değer verilerek fazla çalışma yapıldığının kabul edilmesinin hatalı olup tanık beyanları doğrultusunda tanıkların davacı ile birlikte çalıştıklarını bildirdikleri sürelerle sınırlı olarak fazla çalışma ücreti alacağının hesaplanması gerektiği, belirsiz alacak davası açıldığı için kıdem tazminatı alacağı yönünden hukuki yarar yokluğundan davanın usulden reddi gerektiği belirtilerek bozma kararı verilmiştir.
Mahkemece, bozmaya uyulmasına karar verilmiş ve yapılan yargılama sonrasında aldırılan ek bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Bozmaya uyulmakla bozma lehine olan taraf yönünden usulü müktesep hak oluşur ve bozmaya uygun araştırma yapılması zorunluluğu doğar. Mahkemece, bozmaya uyma kararı verildiği halde fazla çalışmanın yine tüm dönem açısından hesaplanması, kıdem tazminatı yönünden hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekirken esastan reddine karar verilmesi hususları nazara alındığında bozma kararının gereklerinin yerine getirilmediği anlaşılmaktadır. Bozma kararımızda da açıkça belirtildiği gibi, 2011 yılı öncesi için fazla mesai ispatlanmadığından hesaplanmamalı, yani sadece tanıkların tanıklık ettikleri dönem için fazla mesai hesaplanmalı, bozma kararında belirtilen çalışma saatleri dikkate alınmalı, kıdem tazminatı açısından da belirsiz alacak davası açıldığı için hukuki yarar yokluğundan dava usulden reddedilmelidir. Nitekim, bozma kararının gereklerinin yerine getirilmesi gerekirken yazılı şekilde sonuca gidilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine 24/01/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.