14. Ceza Dairesi 2017/9120 E. , 2018/4624 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜM : Mahkûmiyet
İlk derece mahkemesince verilen hükümlerin sanık müdafii tarafından duruşmalı temyiz edilmesi üzerine, dosya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle, belirlenen tarihte sanık müdafiin yerinde görülen talebine istinaden duruşmalı incelemede 02.12.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunla getirilen düzenlemeler de gözetilerek gereği düşünüldü:
Sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
Hükümden sonra 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesi ile ilgili olarak 24.11.2015 tarihli, 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı ilamıyla verilen iptal kararının infaz aşamasında nazara alınması mümkün görülmüştür.
Delillerle iddia ve savunma; duruşma göz önünde tutularak tahlil ve takdir edilmiş, sübutu kabul olunan fiilin unsurlarına uygun şekilde tavsif ve tatbikatı yapılmış bulunduğundan, sanık müdafiin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
Sanık hakkında beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesine gelince;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Adli Tıp 6. İhtisas Kurulunun 21.06.2013 tarihli raporunda "ruh sağlığını bozacak mahiyet ve derecede olan travma sonrası stres bozukluğu ve travmatik kişi değişikliği denilen psikiyatrik bozukluğun tespit edildiği, olay öncesi şüpheli cinsel istismar ve travmatik aile ortamı nedeniyle ruhsal gelişimi bozulan mağdurun daha sonra yaşadığı cinsel istismarın sabit olduğu eylemlerin her birinin ruh sağlığındaki bozulmayı arttırdığının" bildirilmesi karşısında, sanığın eyleminin mağdurenin ruh sağlığını ayrıca bozmadığı anlaşıldığından, hakkında 5237 sayılı TCK"nın 103/6. maddesinin uygulanamayacağı gözetilmeden yazılı şekilde anılan maddenin tatbikine karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları ile duruşmalı inceleme sırasındaki sözlü savunması bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 26.06.2018 tarihinde üye ..."ın beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan kurulan hükümle ilgili TCK"nın 103/6. maddesinin tatbiki gerektiği yönündeki kısmi karşı oyu ve oyçokluğuyla, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hüküm yönünden ise oybirliğiyle karar verildi.
KARŞI OY
Suç tarihinde on dört yaşı içinde bulunan mağdure hakkında düzenlenen Adli Tıp 6. İhtisas Kurulunun 21.06.2013 tarihli raporunda; "ruh sağlığını bozacak mahiyet ve derecede olan (travma sonrası stres bozukluğu ve Travmatik Kişi Değişikliği) denilen psikiyatrik bozukluğun tespit edildiği, olay öncesi şüpheli cinsel istismar ve travmatik aile ortamı nedeniyle ruhsal gelişimi bozulan mağdurun daha sonra yaşadığı cinsel istismarın sabit olduğu eylemlerin her birinin ruh sağlığının bozulmayı arttırdığı" nın bildirilmesi üzerine yerel mahkemece ruh sağlığının bozulduğu kabul edilerek sanığa TCK"nun 103/2. maddesi uyarınca tayin edilen ceza aynı maddenin 6.fıkrasıyla artırılmıştır. Hükmün temyizi üzerine Dairemizce özetle " sanığın eylemi mağdurenin ruh sağlığını ayrıca bozmadığından hakkında 5237 sayılı TCK"nın 103/6. maddesinin uygulanmasının kanuna aykırı olduğu " gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Kanaatimizce bozma kararı yasal değildir. Şöyle ki;Mağdure hakkında düzenlenen rapora göre ruh sağlığını bozacak mahiyet ve derecede olan travma sonrası stres bozukluğu ve travmatik kişilik değişikliği denilen psikiyatrik bozukluk tespit edilmiştir. Rapordaki açıklamalardan sanığın eylemi öncesi travmatik aile ortamı ve şüpheli cinsel istismar eylemleri nedeniyle mağdurun ruhsal gelişiminde bozulma olduğu anlaşılmakta ancak, sanığın eylemine bağlı olarak ruh sağlığındaki bozulma ayrıca artmıştır. Bir eylem ruh sağlığındaki bozulmayı artırıyor ise, bağımsız ruh sağlığını bozucu etkisi de var demektir. TCK"nun 103/6.maddesine göre artırımın uygulanabilmesi için suçun sonucunda beden veya ruh sağlığının bozulma oluşması yeterlidir. Bozulmanın belirli bir seviyeye ulaşması aranmamıştır. Aksinin kabulü halinde herhangi bir nedenle ruh sağlığı bozulmuş çocuklara yönelik cinsel istismar suçlarında ruh sağlıklarında bozulma artsa veya ağırlaşıp kalıcı hale gelse dahi bu hükmün uygulanma olanağı kalmaz. Bu hatalı yorum, bir mağdurun birden fazla kişinin istismarına maruz kalması olaylarında, ilk suçu işleyip ruh sağlığındaki bozulmayı başlatan sanığa bu hüküm uygulanması, sonradan suç işleyip ruh sağlığındaki bozulmayı artıranlara uygulanmaması sonucunu doğurur. Harici bir nedenle ruh sağlığında bozulma olan çocuklara karşı suç işleyenler 103/6.maddeden muaf tutulmuş olur. Bu durum yasaya, kanun koyucunun amacına ve eşitlik ilkelerine aykırıdır.
Açıklanan nedenlerle yerel mahkemenin uygulamasının yasal ve yerinde olduğu kanaatiyle, sayın çoğunluğun bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.