4. Hukuk Dairesi 2017/900 E. , 2017/7783 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 13/05/2013 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 18/07/2016 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.Mahkemenin, davanın kısmen kabulüne dair 05/03/2014 tarihli ilk hükmü, Dairemizin 13/04/2015 gün, 2014/9154 esas, 2015/4624 karar sayılı ilamıyla; davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuş, davacının karar düzeltme istemi de Dairemizce reddedilmiştir.
Mahkemece, dava dosyası 2016/26 esas numarasına kaydedilerek 06/04/2016 tarihine duruşma günü verilmiştir. Davacı tarafından, Dairemizin bozma ilamının maddi hataya dayandığı gerekçesi ile inceleme talep edilmiş, Dairemizce 03/03/2016 gün, 2016/2545 esas, 2016/2812 karar sayılı ilamıyla maddi hata dilekçesinin reddine karar verilmiştir. Dava dosyası mahalline henüz dönmediği için, 06/04/2016 tarihli celsede; dosyanın Yargıtay"dan dönüşünün beklenmesine karar verilmiştir. Sonraki celse ise; davacı vekilinin mazeret dilekçesi göndermesi nedeniyle, bozma ilamına uyulup uyulmayacağı hususunun, gelecek celse davacı vekilinin beyanı alındıktan sonra karara bağlanmasına hükmedilmiştir. 18/07/2016 tarihli celseye davacı vekili katılmamış, davalının davayı takip ettiğini bildirmesi üzerine, bozma ilamına uyulup uyulmadığı hususunda bir ara karar tesis edilmeksizin, hüküm tefhim edilerek, davanın reddine karar verilmiştir.1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun, bozma sonrası mahkemece yapılacak işlemleri düzenleyen 429/2. maddesinde, “…Mahkeme, temyiz edenden 434 ncü madde uyarınca peşin alınmış olan gideri kullanmak suretiyle, kendiliğinden tarafları duruşmaya davet edip dinledikten sonra, Yargıtay’ın bozma kararına uyulup uyulmayacağına karar verir.” hükmü öngörülmüştür.Bu açık hüküm karşısında, mahkemece tarafların beyanlarının alınmasından sonra yapılacak iş; açıkça bozma nedenlerine uyulması ya da eski kararda direnilmesine dair ara kararı oluşturmak olmalıdır. Zira, mahkemelerin direnme kararları (HUMK"nun 429/II. maddesi) bir davayı sona erdiren (niha-i), temyizi mümkün olan son kararlardan olup; Mahkemece bozmaya uyulması yönünde oluşturulan karar ise, bozma lehine olan taraf yararına usulü kazanılmış hakkın gerçekleşmesine neden olmaktadır. Öte yandan; bir davanın taraflarının o dava yönünden, Mahkemece hangi nedenle haklı veya haksız bulunduklarını anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay’ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş, kuşkuya yer vermeyecek bir açıklık taşıyan direnme ya da uyma kararının bulunması zorunludur (Hukuk Genel Kurulu"nun 16/7/2008 gün 2008/8-492 esas, 2008/505 karar, Hukuk Genel Kurulu"nun 24/12/2008 gün 2008/2-750 esas, 2008/763 karar).Somut olayda; Mahkemece, bozmaya uyma ya da uymama yönünden bir ara karar oluşturulmadan hüküm kurulmuştur. Öncelikle bozma kararına uyulup uyulmaması takdir edilerek, direnme ya da uyma yönünde açıkça bir karar verilmesi gerekirken, bu husus gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmediğinden bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 30/11/2017 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma gereğince karar verilmiş olmasına göre yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün onanması görüşünde olduğumdan sayın çoğunluğun bozma kararına katılmıyorum. 30/11/2017