Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/8315
Karar No: 2018/7674
Karar Tarihi: 12.11.2018

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/8315 Esas 2018/7674 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2016/8315 E.  ,  2018/7674 K.

    "İçtihat Metni"

    14. Hukuk Dairesi
    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 25.09.2014 gününde verilen dilekçe ile inançlı işleme dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 22.10.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Dava, inanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil ikinci kademede tazminat istemine ilişkindir.
    Davacı vekili, davalının müvekkilinin kızı olduğunu, davalı adına kayıtlı 3183 ada, 22 sayılı parsel üzerinde bulunan 2 Nolu bağımsız bölümü gerçekte müvekkilinin satın aldığını, ancak müvekkilinin işleri nedeniyle taşınmaz kaydı kızının üzerine yapıldığını, taşınmaz bedeli olan 114.550,00TL"yi satış günü müvekkilinin ödediğini ve ödemeye ilişkin dekontların bulunduğunu, dava konusu taşınmazın tapusunun iptali ile müvekkili adına tapuya tesciline, olmadığı takdirde taşınmazın bedeli olan 114.650,00TL"nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp müvekkiline verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
    İnançlı işlemler, inananın teminat oluşturmak veya yönetilmek üzere mal varlığı kapsamındaki bir şey veya hakkını, inanılana devretmesi ve inanılanın da inanç anlaşmasındaki koşullara uygun olarak inanç konusu şeyi kullanmasını, amaç gerçekleştiğinde ise belirlenen şekilde inanana iade etmesini içeren işlemlerdir.
    İnançlı bir işlem ile inanan, sahibi olduğu bir mülkiyet veya alacak hakkını inanılana kazandırıcı bir işlemle devretmekte ancak borçlandırıcı bir sözleşme ile de onu bazı yükümlülükler altına sokmaktadır.
    İnançlı işlemin taraflarını, inanan ve inanılan oluşturur. Bir hakkı ya da nesneyi, güvendiği bir kişiye inançlı olarak devreden kimseye “inanan” adı verilir. Devredilen hak veya nesneyi, kendisine ait bir hak olarak kendi yararına, doğrudan doğruya ve dolayı olarak kullanan kişiye de “inanılan” denir. İnananın, inanılana inançlı olarak kazandırdığı hak ya da nesne ise “inanç konusu şey” olarak nitelenir. İnançlı bir işlemde, kazandırıcı işlemin tarafları ile borç doğuran anlaşmanın tarafları aynıdır.
    İnançlı işlemde inanılan, hakkını kullanırken kararlaştırılan koşullara uymayı, amaç gerçekleşince veya süre dolunca hak veya nesneyi tekrar inanana (veya onun gösterdiği üçüncü kişiye) devretmeyi yüklenmektedir. İnançlı işlem, kazandırmayı yapan kişiye yani inanana belirli şartlar gerçekleşince, kazandırmanın iadesini isteme hakkı sağlayan bir sözleşmedir. Bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde bunun dava yoluyla hükmen yerine getirilmesi istenebilir.
    İnanç sözleşmesi, 05.02.1947 tarihli ve 20/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca ancak, yazılı delil ile kanıtlanabilir. Bu yazılı delil, tarafların getirecekleri ve onların imzalarını taşıyan bir belge olmalıdır.
    Açıklanan nitelikte bir yazılı delil bulunmasa da, yanlar arasındaki uyuşmazlığın tümünü kanıtlamaya yeterli sayılmamakla beraber bunun vukuuna delalet edecek karşı tarafın elinden çıkmış (İnanılan tarafından el ile yazılmış fakat imzalanmamış olan bir senet veya mektup, daktilo veya bilgisayarla yazılmış olmakla birlikte inanılanın parafını taşıyan belge, usulüne uygun onanmamış parmak izli veya mühürlü senetler gibi) yazılı delil başlangıcı niteliğinde bir belge varsa inanç sözleşmesi “tanık” dahil her türlü delille ispat edilebilir.
    Yazılı delille veya yazılı delil başlangıcı yoksa inanç sözleşmesinin ikrar, yemin gibi kesin delillerle de ispat edilmesi olanaklıdır. Davacının yemin deliline dayanması halinde mahkemenin davacıya bu hakkını hatırlatması gerekir.
    Bu ilkeler ışığında somut olaya gelince;
    Dava konusu 3183 ada, 22 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki 2 Nolu bağımsız bölüm 08.02.2011 tarihinde 2762 yevmiye no"lu resmi senet ile dava dışı satıcı ... adına kayıtlıyken 94.500,00TL bedel ile davalı adına satış yoluyla intikal etmiştir.
    Davacı vekili tarafından; dava konusu taşınmaza ilişkin 07.02.2011 ve 09.02.2011 tarihlerinde 2 defa ayrı ayrı (102.550,00TL ve 12.100,00TL ) davalı hesabına "ev satış bedeli" açıklaması ile ... Bankasından para yatırıldığı belirtilerek dava konusu taşınmazın kendisi tarafından gönderilen paralarla satın aldığını ve tapu kaydının davalı adına oluşturulduğunu, tapunun davacıya devredilmesine davalının yanaşmadığını ileri sürmüştür.
    Yanlar arasındaki uyuşmazlık dava konusu taşınmazın davacı tarafından gönderilen paralarla satın alınıp alınmadığı ve dolayısıyla yanlar arasında inanç ilişkisi bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
    Dosyadaki bilgi ve belgelere göre davacının, davalıya gönderdiği paraya ilişkin 07.02.2011 tarihli dekontta açıkça "ev satış bedeli" yazdığı anlaşılmaktadır.
    Bu durumda mahkemece tanık delili ve tarafların göstermiş oldukları diğer deliller de göz önüne alınarak davada dayanılan 07.02.2011 ve 09.02.2011 tarihli ödeme belgelerinin yazılı delil başlangıcı sayılıp sayılamayacağının değerlendirilmesi, ondan sonra çekişmenin esası hakkında bir hüküm kurulması gerekirken, davanın reddi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.11.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi