17. Hukuk Dairesi 2016/13841 E. , 2019/8181 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 18.06.2019 Salı günü davacı vekili Av. ... ile davalı ... vekili Av. ... geldiler. Diğer davalı tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraf vekilleri dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili dava dilekçesinde kısaca; müvekkili banka ile davalı ... arasında 21.01.2009 tarihli kredi sözleşmesi imzalandığını,davalının süresi içerisinde gecikmiş taksitlerini ödemediğini, davalı hakkında Aydın 1.İcra Müdürlüğünün 2010/2708Yeni No:2014/25482), 2010/8703, 2010/8704, 2010/8705, Aydın 2.İcra Müdürlüğü’nün 2010/8990 ve 2010/8991 sayılı dosyalarından icra takibi açılarak borçlunun malvarlığının sorgulanması neticesinde malvarlığını alacaklılardan kaçırmak amacıyla 3. kişilere devretmiş olduğunu tespit ettiklerini, davalının kredi taksiti geri ödemelerini yapmayarak, adına kayıtlı taşınmazları elden çıkararak, alacakları zarara soktuğunu beyan ederek davalılar arasında gerçekleşen tasarrufun iptali ile anılan mal üzerinde cebri icra yapabilme yetkisinin tanınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı borçlu ... davayı kabul etmiştir. Davalı ... vekili, davalı borçluya borç verildiğini, alacağına karşılık söz konusu gayrımenkulün devralındığını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu taşınmazların gerçek değerinin satış bedelinden daha düşük olması tarafların teyze çocukları olması davalı ..."un davalı ..."nin borçlarının bulunduğunu bilmesi davalılar arasında muvazaanın varlığını göstermeyeceği, dosyadan dinlenen tanık beyanlarına göre davalı ..."nin davalı ..."a borcu olduğunu davalı ..."a kredi kullandırma amacıyla taşınmazları ..."a devir ettiği, taşınmazların devir amacının bankadan mal kaçırmak olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava İİK 277 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
Bu tür davaların dinlenebilmesi için,davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) (Bu husus davanın görülebilme koşulu olmakla birlikte aciz belgesinin dava açılmadan, dava açıldıktan sonra veya temyiz aşamasında ve hatta hükmün Yargıtay"ca onanmasından (veya bozulmasından) sonra bile sunulma olanağı vardır.)bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
İİK."nun 282. maddesi gereğince iptal davaları borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Ayrıca, kötü niyetli üçüncü şahıslar hakkında da iptal davası açılabilir.
İİK’nın 283/II maddesine göre de iptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ediyorsa, bu değerler nispetinde üçüncü şahıs nakden tazmine (davacının alacağından fazla olmamak üzere) mahkûm edilmesi gerekir. Bu ihtimalde 3. kişinin sorumlu olduğu miktar, elden çıkarılan malın o tarihteki gerçek değeridir. Bir başka anlatımla dava ve tasarrufa konu malı elinde bulunduran şahsın kötü niyetli olduğunun kanıtlanamaması halinde dava tümden reddedilmeyip borçlu ile tasarrufta bulunan şahıs tasarrufa konu malı elinden çıkardıkları tarihteki gerçek değeri oranında ve alacak miktarı ile sınırlı olarak tazminata mahkum edilmeleri gerekir.
Mahkemece yazılı gerekçeler ile davanın reddine karar verilmişse de varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir.
Somut olayda takip dayanağının 21.01.2009 tarihli kredi genel sözleşmesi olduğu, kredi borcunun tahsili için davacı tarafından Aydın 1.İcra Müdürlüğü’nün 2010/2705 (Yeni No:2014/25482), 2010/8703, 2010/8704, Aydın 2.İcra Müdürlüğü’nün 2010/8990 ve 2010/8991 sayılı dosyalarından takip yapıldığı, dava konusu gayrımenkulün davacı alacaklı ile imzalanan kredi sözleşmesinden sonra 18.01.2010 da 291 ada, 6 parselin 16.400 TL e, 806 parselin ise 5100 TL e devrinin yapıldığı, bilirkişi ile tespit ettirilen satım tarihindeki gerçek değerlerinin mislini aşan değerler olduğu, Aydın 1.İcra Müdürlüğü’nün 2014/25482 sayılı dosyadan alınmış 14.04.2015 tarihli kesin aciz vesikasının ibraz edildiği, davaya konu diğer icra dosyalarından geçici veya kesin aciz belgesinin ise ibraz edilmediği, davalılar arasında kuzen ilişkisinin de bulunduğu anlaşılmıştır.
Öncelikle dava konusu 2010/8703, 2010/8704, Aydın 2.İcra Müdürlüğü’nün 2010/8990 ve 2010/8991 sayılı dosyalardan (infazen kapanmamış dosyalardan) davalı borçlunun aciz halinin belirlenip belirlenmediğinin araştırılması, söz konusu eksiklik giderildikten sonra, davalılar arasında kuzen(teyze çocukları) ilişkisinin bulunmuş olması sebebi ile davalı ... ’ın davalı borçlunun durumunu bilen kişi olduğu gözetilerek İİK 280 hükmü değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, infazen kapanmamış dosyalardan aciz halinin olup olmadığı araştırılmaksızın ve İİK 280"e göre tasarrufların iptale tabi olup olmadığı değerlendirilmeksizin yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 2.037,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 18.09.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.