13. Hukuk Dairesi 2020/1706 E. , 2020/5400 K.
"İçtihat Metni"... vekili avukat ... ile ... vekili avukat ... aralarındaki dava hakkında ... 9. Tüketici Mahkemesinden verilen 09/02/2016 tarih ve 2015/90-2016/97 sayılı hükmün Dairemizin 25/12/2019 tarih ve 2019/5790-2019/13060 sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalı avukatınca kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşuldu.
KARAR
Davacı, davalı bankadan kullandığı kredi nedeniyle kendisinden değişik adlar altında haksız kesintiler yapıldığını ileri sürerek; 5.000,00 TL’nin tahsiline karar verilmesini istemiş, ıslah ile talep sonucunu 23.681,78 TL’na yükseltmiştir.Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, 09.02.2016 tarihli kararla, davanın kabulü ile 5.000,00 TL"nin dava tarihinden 18.681,78 TL’nin ıslah tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş, davalı vekilinin temyiz başvurusu üzerine 05.12.2017 tarihli ek kararla istinaf başvurusu süresinde olmadığından istinaf talebinin reddine karar verilmiş; hükmün davalı tarafından temyizi üzerine Dairemizce ek karar onanmış, davalı bu kez karar düzeltme isteğinde bulunmuştur.
1-Hemen belirtilmelidir ki, asıl karar 09.02.2016 tarihinde Bölge Adliye Mahkemelerinin faaliyete başladığı 20.07.2016 tarihinden önce verildiğinden, eldeki davaya ilişkin kanun yolu denetimi 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa tabi olup, mahkemece, ek karara karşı başvurulacak kanun yolunun istinaf olarak gösterilmesi uygulanacak kanun yolu denetimi bakımından sonuca etkili değildir.
Her ne kadar mahkemece, gerekçeli kararın davalı vekiline 28.03.2017 tarihinde tebliğ edildiği, karara kaşı davalı vekilinin 27.11.2017 tarihinde süresi geçtikten sonra kanun yoluna başvurduğu gerekçesiyle kanun yolu başvuru dilekçesinin reddine karar verilmiş ise de, gerekçeli kararın davalı tarafa tebliğine ilişkin tebligat parçası incelendiğinde, tebligatın elden yapıldığı, kararı elden tebliğ aldığını bildiren ve imzası bulunan kişinin Av. ... olarak yazılı olduğu, Av. ...’ın ise davacı vekili Av. ... tarafından düzenlenen 20.01.2017 tarihli yetki belgesi ile yetkili kılınan avukat olduğu, bu durumda davalı vekiline gerekçeli kararın tebliğine yönelik usulüne uygun bir tebligatın yapıldığının kabul edilemeyeceği anlaşılmakla, mahkemenin davalının temyiz dilekçesinin süre yönünden reddine ilişkin ek kararı hatalı olup, ek kararının onanmasına yönelik Dairemizce verilen karar da maddi hataya dayalıdır. Bu nedenle, davalının bu husustaki karar düzeltme isteminin kabulü ile mahkemenin 05.12.2017 tarihli ek kararı ile bu kararın onanmasına yönelik Dairemizce verilen 25.12.2019 tarih ve 2019/5790 E.-2019/13060 K. sayılı ilamın kaldırılarak asıl karar hakkındaki temyiz talebinin incelenmesi gerekmiştir.
2-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle mahkemenin davalının temyiz dilekçesinin reddine ilişkin 05.12.2017 tarihli ek kararın ve bu kararın onanmasına yönelik Dairemizin 05.12.2019 tarih ve 2019/5790 E.-2019/13060 K. sayılı ilamının kaldırılmasına, 2. bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın ONANMASINA, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 25/06/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.