4. Ceza Dairesi 2017/19646 E. , 2021/3028 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Tehdit, yaralama
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
A-Yaralama eylemlerinden kurulan kararda öngörülen cezaların nitelik ve niceliklerine göre, verildiği tarih itibariyle hükümlerin temyiz edilemez olduğu anlaşıldığından, 5320 sayılı Kanun"un 8/1 ve 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddeleri uyarınca, tebliğnameye uygun olarak, sanık ...’in TEMYİZ İSTEĞİNİN REDDİNE,
B- Sanık hakkında tehdit suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyize gelince;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede,başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Denetim süresi içerisinde kasten işlenerek açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanmasına neden olan suça ilişkin hükümde, kanun yolunun kapalı olduğu ve hükmün kesin olduğu bildirilerek sanığın yanıltılması suretiyle kanun yoluna başvurma hakkının engellenmesi karşısında, bu hükümle ilgili sanığa kanun yollarına başvuru yolunu gösterir bildirime ilişkin tebligat yapılıp yapılmadığı, yapıldı ise temyiz başvurusunun olup olmadığı, hükmün kesinleşip kesinleşmediği araştırılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
2-Yerel mahkemece verilecek hükmün Yargıtay incelemesine tabi olacak ve kesinleşmesi halinde infaza verilecek hüküm olacağı bu nedenle kararın dayandığı tüm kanıtların, bu kanıtlara göre ulaşılan sonuçların, iddia, savunma, tanık anlatımları ve dosyadaki diğer belgelere ilişkin değerlendirmeler ile sanığın eyleminin ve yüklenen suçun unsurlarının nelerden ibaret olduğunun, hangi gerekçeyle hangi delillere üstünlük tanındığının açık olarak gerekçeye yansıtılması gerekirken, açıklanan ilkelere uyulmadan, Anayasanın 141/3 ve 5271 sayılı CMK"nın 34, 230, 232, 289/1-g (1412 sayılı CMUK"un 308/7.) maddelerine aykırı davranılarak gerekçesiz hüküm kurulması,
3- Kabule göre de;
a) Denetim süresi içerisinde kasten işlenerek açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanmasına neden olan kasıtlı suçun, TCK"nın 106/1-1. maddesi uyarınca hükmolunan tehdit suçu olması, 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen bu suç uzlaşma kapsamına alınmış olup, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması karşısında, tehdit suçu yönünden, uyarlama yargılaması yapılıp yapılmadığı araştırılarak, anılan hüküm yönünden uzlaştırma işleminin olumlu sonuçlanmış olması durumunda, sanığın denetim süresinde işlediği başkaca kasıtlı suçlardan mahkum olup olmadığı tespit edilip sonucuna göre, açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanıp açıklanmayacağının değerlendirilmesi zorunluluğu,
b) Sanığın, babasıyla arasında çıkan tartışmada babasını tehdit ettiği, tartışmayı aralamaya çalışan eşini de tehdit ettiğinin iddia ve kabul edildiği olayda, aynı yer, zaman ve olay bütünlüğündeki tehdit eylemleri nedeniyle sanık hakkında TCK’nın 43/2 maddesinin uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığı açıklanıp tartışılmadan sanığın mağdur ve katılana yönelik tehdit eylemlerinden ayrı ayrı mahkumiyetine karar verilmesi,
c) 17/10/2019 gün ve 7188 sayılı Kanun"un 24. maddesi ile 5271 sayılı CMK"nın 251. maddesinde Basit Yargılama Usulü düzenlenmiştir.
Ancak bu düzenlemenin uygulanmasıyla ilgili olarak, 7188 sayılı Kanun"un 31. maddesiyle, 5271 sayılı CMK"ya eklenen geçici 5. maddenin (d) bendi ile; "01/01/2020 tarihi itibariyle kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz" hükmü getirilmiştir.
Konuyu somut norm denetimi yoluyla inceleyen Anayasa Mahkemesi (25/06/2020, 2020/16, 2020/33; R.G. 19/08/2020, Sayı: 31218), sözü geçen geçici 5/d maddesindeki hükmün, "kovuşturma evresine geçilmiş" ibaresinin aynı bentte yer alan, "basit yargılama usulü" yönünden Anayasa"nın 38. maddesine aykırı görerek iptaline karar vermiştir.
Anayasa Mahkemesi kararında, hükme bağlanmış dosyalarla ilgili iptale karar verilmemiş ise de, 5271 sayılı Kanun"un 2/1-(f) maddesince hükme bağlanmış dosyalarla ilgili olarak kovuşturma evresinin kesinleşmeye kadar devam etmesi ve aynı Yasanın 251/3. maddesi gereği mahkûmiyet hükmü verildiği takdirde sonuç cezadan dörtte bir indirim öngörülmesi, bu durumunda temyiz incelemesi devam eden dosyalar bakımından lehe düzenleme getirmesi karşısında,
Anayasa Mahkemesinin iptal kararında; sanık lehine getirilen yeni düzenlemenin, 7188 sayılı Kanunun 31. maddesi gereğince 5271 sayılı CMK"ya eklenen geçici 5. maddesiyle "kovuşturma evresine geçilmiş" dosyalar bakımından uygulanması gerektiğine işaret edildiğinden, temyiz incelemesi yapılan ve 5271 sayılı CMK"nın 251/1. maddesi kapsamına giren suçlar yönünden; Anayasa"nın 38. maddesi ile 5237 sayılı TCK"nın 7 ve 5271 sayılı CMK"nın 251 vd. maddeleri gereğince yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
Bozmayı gerektirdiğinden, sanık ... ve o yer Cumhuriyet savcısının temyiz nedenleri yerinde görülmekle, tebliğnameye uygun olarak HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayıp sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 28/01/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.