12. Hukuk Dairesi 2018/3365 E. , 2018/7680 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı vekili tarafından ilamlı icra takibine başlandığı, borçlu vekilinin icra mahkemesine başvurusunda, ...... 3. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2010/67 Esas ve 2013/240 Karar sayılı ilamının, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi"nin 2014/4700 Esas, 2014/7256 Karar sayılı ilamı ile 15/12/2014 tarihinde bozulduğu, davalı/alacaklı tarafça bozulan ilama dayanılarak ...... 8. İcra Müdürlüğü"nün 2015/7900 Esas ve 2015/8131 Esas sayılı dosyaları ile iki adet, ...... 4. İcra Müdürlüğü"nün 2015/14291 Esas sayılı dosyası da olmak üzere toplamda üç adet icra dosyası üzerinden icra takibinde bulunulduğu, Yargıtay tarafından bozulan bir mahkeme kararına dayanarak farklı illerde üç ayrı icra takibi başlatan davalı/alacaklının kötü niyetle hareket ederek dürüstlük kurallarına uymadığını ileri sürerek, ...... 8. İcra Müdürlüğü"nün 2015/8131 Esas sayılı dosyasıyla yürütülmekte olan takibin iptaline karar verilmesi amacıyla şikayet yoluna başvurduğu, mahkemece şikayetin süresinde olmadığı, şikayetin süresinde olduğu kabul edilse bile mükerrer bir icra takibinin söz konusu olmadığı, dayanak ...... 3. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin ilamında teminat mektubu tutarı olarak hükmedilen alacağa ilişkin Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda ayrı bir icra takibinde, yine aynı ilamda sözleşmenin feshinden kaynaklanan alacak için ise ayrı bir icra takibi yapılmasında usul ve yasaya bir aykırılık bulunmadığından bahisle şikayetin reddine karar verildiği görülmüştür.
Bir mahkeme kararının gerekçesi, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyar; kısaca, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterir. Tarafların, o dava yönünden, hukuk düzenince, hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay"ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş, hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta bir gerekçe bölümünün bulunması zorunludur. Bütün mahkemelerin ve her türlü kararların gerekçeli olarak yazılması gerektiğini öngören Anayasa"nın 141/3. maddesi ve ona koşut bir düzenleme içeren 6100 sayılı HMK"nun 27 ve 297. maddeleri işte bu amacı gerçekleştirmeye yöneliktir.
Bununla birlikte, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde; hükmün, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri içermesi gerektiği, aynı maddenin 2. fıkrasında ise, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu ifade edilmiştir.
Somut olayda; aynı ilamda yer alan her bir alacak kaleminin ayrı ayrı birden fazla takibe konu edilmesi hususuna yönelik şikayetin kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle, süresiz olarak icra mahkemesi önüne getirilebileceği gibi gerekçe bölümünde hem usul (süre) hem de esastan aynı anda terditli değerlendirme yapılması da doğru görülmemiştir.
Diğer taraftan mahkemece incelenip karar verilen sair şikayetler yanında, takip tarihi itibariyle bozulmuş kararın takibe konu edildiğine yönelik şikayetin de bulunduğu, ancak mahkemece bu konuda bir değerlendirme yapılmadığı görülmektedir.
O halde mahkemece, aynı ilamda yer alan her bir alacak kaleminin ayrı ayrı birden fazla takibe konu edilmesine yönelik şikayetin süreye tabi olmadığı gözetilerek bu talep hakkında ve yine takip tarihi itibariyle bozulmuş kararın takibe konu edilmesine yönelik şikayet hakkında inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre olumlu ya da olumsuz ve tereddüte yer vermeyecek şekilde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca re"sen (BOZULMASINA), borçlunun temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10/09/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.