11. Ceza Dairesi 2016/8279 E. , 2018/6700 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi usul kanununa muhalefet
HÜKÜM : ... hakkında: Beraat
Sanıklar ... ve ... haklarında: Mahkumiyet
A)-Sanık ... hakkında defter ve belge ibraz etmemek suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne ilişkin sanık müdafiinin temyiz talebinin incelenmesinde;
1-Sanığa defter belge isteme yazısının 04.01.2012 tarihinde tebliğ edildiği, suç tarihinin 20.01.2012 olduğu ve hükmolunacak temel cezanın alt sınırının suç tarihi itibarıyla 5904 sayılı Kanunun 23. maddesi ile değişik 213 sayılı Kanun"un 359/a-2. maddesince 18 ay olduğu gözetilmeden, sanık hakkında temel cezanın 6 ay olarak belirlenmesi suretiyle eksik ceza tayin edilmesi,
2-Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 03.02.2009 gün ve 2008/250-13 sayılı kararında açıklandığı üzere, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 5271 sayılı CMK’nın 231/6-c madde ve bendinde işaret olunan, zarar kavramının kanaat verici basit bir araştırma ile belirlenebilir, ölçülebilir maddi zararlara ilişkin olduğu, manevi zararların bu kapsama dahil edilmemesi gerektiği, zarar koşulunun ancak zarar suçlarında dikkate alınması gereken bir unsur olduğu; defter ve belge ibraz etmeme suçunda sözü edilen maddenin aradığı anlamda somut bir zarardan söz edilemeyeceği dikkate alındığında; ileride bir daha suç işlemeyeceği yönünden mahkemeye kanaat geldiğinden cezası ertelenen ve suç tarihlerinde engel adli sicil kaydı bulunmayan sanık hakkında yasanın aradığı objektif ve subjektif şartlar karar yerinde tartışılmadan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, ceza miktarı itibarıyla sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına,
B)- 2007 ve 2008 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme suçundan sanık ..."ın beraatine yönelik katılan vekilinin, sanıklar ... ve ..."ın mahkumiyetine ilişkin hükümlere yönelik sanıklar müdafinin temyiz talebinin incelenmesinde;
Sanıklardan ..."in, davaya konu şirketin kurucusu olduğunu, şirketteki hissesini 2007 yılında devrettiğini, devir tarihinden sonra şirketle bir ilgisinin kalmadığını, sahte fatura düzenlemediğini savunması; sanık ..."ın, kağıt vs. toplayarak geçimini sağladığını, sanık ..."ın sigortalı iş bulacağını söyleyerek kendisinden nüfus cüzdanını aldığını ve birlikte notere giderek orada ve iş yerinde bir takım belgelere imza attırdığını, vergi mükellefi olmadığını, ticari işlerden anlamadığını, herhangi bir fatura düzenlemediğini, söz konusu iş yerinde 15 gün çaycılık yaptığını savunması; sanık ..."ın ise, mükellef şirkete 2007 yılında ortak olarak girdiğini, diğer sanık ..."ın damadı olduğunu, kendisinin sadece kağıt üzerinde ortak olduğunu, şirketin asıl sahibinin o olduğunu, faturaları kendisinin düzenlemediğini, hiç bir faturada imzasının olmadığını savunması karşısında; suçun unsurlarının ve maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti için;
1- Sahte fatura düzenleme suçunda, suçun maddi konusunun fatura olması; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu"nun 230. maddesinin 1. fıkrasında, faturalarda bulunması zorunlu olan bilgilerin neler olduğunun belirtilmesi, aynı Kanunun 227. maddesinin 3. fıkrasında ""Bu Kanuna göre kullanılan veya bu Kanunun Maliye ve Gümrük Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılır"" hükmünün yer alması; suç konusu faturaların dosya içinde bulunmadığının ve getirtilip duruşmada incelenmediğinin anlaşılması karşısında; sanıkların 2007 ve 2008 takvim yıllarında düzenlediği iddia olunan faturalardan, her takvim yılına ait kanaat oluşturacak sayıdaki asıllarının veya onaylı örneklerinin getirtilerek incelenmesi ve 213 sayılı Kanunun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içerip içermediğinin tespit edilmesi,
2- Faturaların zorunlu bilgileri içerdiğinin tespit edilmesi durumunda;
a) Faturaların sanıklara gösterilerek yazı ve imzaların kendilerine ait olup olmadığının sorulması,
b) Sanıkların faturalardaki yazı ve imzaların kendilerine ait olmadığını söylemesi halinde; yazı ve imza örnekleri temin edilerek, faturalardaki yazı ve imzaların sanıklara ait olup olmadığı konusunda uzman bir kurum veya kuruluştan rapor alınması,
c) Faturalardaki yazı ve imzaların sanıklara ait olmadığının anlaşılması halinde ise;
aa)Faturaları kullandığı belirlenen mükellefler hakkında karşıt inceleme raporu düzenlenip düzenlenmediğinin ilgili vergi dairesinden sorularak, düzenlenmiş ise onaylı örneklerinin getirtilmesi,
bb) Aynı mükellefler hakkında dava açılıp açılmadığının araştırılması; dava açılmış ise, dosyalarının getirtilerek incelenmesi ve bu davayla ilgili belgelerin onaylı örneklerinin çıkartılarak dosya içine konulması,
cc) Faturaları kullanan mükellef yetkililerinin CMK"nın 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatılarak tanık sıfatıyla dinlenmesi; kendilerinden, sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıklarının, sanıkları tanıyıp tanımadıklarının sorulması,
d) Gerektiğinde, faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi için;
aa) Faturayı düzenleyen şirkete ait mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyelerinin, teslim ve tesellüm belgelerinin, bedelinin ödendiğine ilişkin ticari teamüle uygun ve kanıtlama yeterliliği olan banka hesaplarının ve kasa mevcuduyla uyumlu geçerli belgelerin olup olmadığının araştırılması,
bb) Daha sonra, faturaları düzenleyen şirket ile kullanan şirket ve kişilerin ticari defterleri ve belgeleri üzerinde karşılıklı bilirkişi incelemesi yaptırılması,
Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanıkların hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hükümler kurulması,
3- Kabule göre de;
a) Sahte fatura düzenleme suçunda her takvim yılında işlenen suçların birbirinden ayrı ve bağımsız suçları oluşturduğu, ancak aynı takvim yılı içerisinde farklı zamanlarda düzenlenen sahte fatura eylemlerinin bir bütün halinde zincirleme sahte fatura düzenleme suçunu oluşturacağı cihetle; her takvim yılındaki eylemlerin ayrı ayrı zincirleme biçimde işlenmiş suçları oluşturduğu gözetilmeden, hangi takvim yılından hüküm kurulduğu belirtilmeksizin ve suçları sabit görülen sanıklar hakkında zincirleme suç hükümleri uygulanmaksızın yazılı şekilde her sanık için tek hüküm kurulması,
b) Sonuç ceza kısa süreli olmadığı halde TCK"nın 53. maddesinin 4. fıkrasına aykırı olarak aynı maddenin 1. fıkrasındaki hak yoksunluklarının uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Yasaya aykırı, sanıklar müdafinin ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, ceza miktarı itibarıyla sanıkların kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 11.09.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.