7. Hukuk Dairesi 2014/19548 E. , 2015/12931 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava Türü : Alacak
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Davacı, davalı işyerinde 07/02/2008 - 01/06/2012 tarihleri arasında maden içi işçisi olarak çalıştığını, iş akdinin kendisi tarafından bazı işçilik alacaklarının ödenmediği gerekçesi ile 01/06/2012 de ihtar çekerek feshedildiğini bildirerek kıdem tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
Davalı, davacının devamsızlık yaptığını ve başka bir alacağının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Anayasanın 141"nci maddesi uyarınca, yargı kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerekir. Bu husus 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297"nci maddesinde de hüküm altına alınmıştır. Anılan anayasal ve yasal düzenlemeler gereğince yargıcın, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kararda göstermesi zorunludur. Maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantı da ancak bu şekilde kurulabilecek, ayrıca yasal unsurları taşıyan bu gerekçe sayesinde, kararların doğruluğunun denetlenebilmesi mümkün olacaktır. Kararın gerekçesi ile hüküm fıkrasının birbirine aykırı olmaması gerekir.
Somut olayda kısa kararda ve gerekçeli kararın hüküm fıkrasında bilirkişi raporuna uygun olarak davacının fazla mesai ücreti talebinin reddine ve hafta tatili ücretinin kabulüne karar verilmiştir. Bilirkişi bu hesaplamalarını dosyada bulunan .. raporuna dayalı olarak yapmış, hesaplamalarda tanık beyanlarını dikkate almamış ve takdiri indirimde yapmamıştır. Bilindiği üzere hafta tatili ücreti ancak tanık beyanlarına göre hesaplanırsa, hesaplanan miktar üzerinden takdiri indirim yapılması mümkündür. Belgeye dayalı olarak yapılan hesaplamalarda takdiri indirim yapılamaz. Buna rağmen mahkemece gerekçeli kararda “...Hafta tatil günlerinde çalıştığının ispatı davacı işçiye aittir. Davacının çalıştığı dönemde hafta tatillerinde çalıştığı tanıklarca beyan edilmiş olup, esasen işin niteliği de göz önüne alındığında tanık beyanlarının gerçek olduğu sonucuna varılmış, davacının hak edişinden takdiren hakkaniyet indirimi yapılmak suretiyle bu taleplerinin kabulüne karar verilmiştir.” ifadelerine yer verilerek, hesaplanan hafta tatili ücretinde takdiri indirim yapıldığı belirtilmiştir. Oysa yukarıda da belirtildiği gibi bilirkişi raporunda yer alan hesaplamalar tanık beyanına dayalı olarak yapılmadığı gibi mahkemece de hüküm altına alınan miktar üzerinden herhangi bir takdiri indirim yapılmamıştır. Yani kısa kararda hüküm altına alınan hafta tatili ücreti takdiri indirim yapılmaksızın hesaplanan miktardır. Buna rağmen mahkemenin gerekçeli kararda hafta tatili ücretinden takdiri indirim yaptığını belirtmesi hüküm fıkrası ile gerekçe arasında farklılık oluşturmakta olup, hukuka aykırıdır.
Yapılacak iş; bu aykırılığın giderilmesi suretiyle gerçeğe ve hukuka uygun bir karar vermektir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 24.06.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.