16. Hukuk Dairesi 2018/614 E. , 2018/1911 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucunda Sofular Köyü çalışma alanında bulunan temyize konu 105 ada 49 parsel sayılı 269,11 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle...mirasçıları adına verasete iştiraken tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., miras yoluyla gelen hakka dayanarak dava konusu taşınmazın yarı payının kendisi ve kardeşleri adına (... Yaka mirasçıları adına) tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, 105 ada 49 parsel sayılı taşınmazın yarı payının tapu kaydının iptaline, Karadeniz Ereğli 1. Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 26.03.2013 tarih ve 2013/87, 326 Esas, Karar sayılı veraset ilamı uyarınca ... Yaka mirasçıları adına (davacı ve kardeşleri adına) verasete iştiraken tesciline karar verilmiş; hüküm, bir kısım dahili davalılar ... ve müşterekleri tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı ..., davalı taraf ile aynı kök murisin soyundan gelmelerine rağmen temyize konu 105 ada 49 parsel sayılı taşınmazdan kendisi ve kardeşleri adına hisse verilmediğini iddia ederek, taşınmazın 1/2 hissesi yönünden tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmıştır. Davalı ... ise, taşınmazın kök murisleri ...’den geldiğini, 80 yıl önce babası... ile davacı tarafın murisleri olan dedeleri ... taşınmazları taksim ettiğini, o zamandan beri tarafların kendilerine taksimle düşen yerleri nizasız ve fasılasız olarak kullandıklarını savunmuştur. Mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişiler ve tespit bilirkişileri, temyize konu taşınmazın tarafların kök murisi ...’den geldiğini, davacı tarafın murisi olan dedeleri ...in 1932 yılında vefat etmesi üzerine taşınmazın, davacının babası ile davalıların babaları ... oğlu Aziz tarafından kullanıldığını, bu kişilerin ölümleri ile de mirasçıların hak sahibi olduğunu, bu anlamda tespitin sadece davalı taraf adına yapılmış olmasının yanlış olduğunu, taşınmazda davacı tarafın da hakkının bulunduğunu beyan etmişlerdir. Mahkemece, davacı tarafın iddiasını ispatladığı gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; yapılan inceleme, araştırma ve uygulama hüküm vermeye elverişli bulunmamaktadır. Temyize konu taşınmazın, tarafların kök murisi ...’den geldiği dosya kapsamıyla sabit olup, ihtilaf kök murisin ölümünden sonra mirasçılar arasında taksim yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise, temyize konu taşınmazın taksimen kime düştüğü noktasında toplanmaktadır. Ne var ki; Mahkemece bu husus açıklığa kavuşturulmamış, mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişiler ve tespit bilirkişilerinin soyut nitelikteki beyanları ile yetinilmek suretiyle hüküm kurulmuştur. Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece, kök muris ...’in ölüm gününde terekesine dahil olan tüm taşınmazlar belirlenerek, bu taşınmazlara ait kadastro tutanakları, kadastro tespitleri kesinleşmiş ise, kadastro sonucu oluşan tapu kayıt örnekleri getirtilmek suretiyle dosya ikmal edildikten sonra, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları ve teknik bilirkişi huzuruyla yeniden keşif yapılmalıdır. Yapılacak keşifte yerel bilirkişi ve tanıklardan kök muris ...’in terekesinin tüm mirasçıların katılımı ile taksim edilip edilmediği, taksim edilmiş ise taşınmazın kime isabet ettiği, taraflara birlikte ya da ayrı ayrı isabet edip etmediği, taşınmazın kim tarafından, ne şekilde kullanıldığı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı; yerel bilirkişi ve tanık sözleri terekeye dahil taşınmazların tespit tutanakları ve kadastro tespitleri kesinleşmiş ise, kadastro sonucu oluşan tapu kayıtları ile denetlenmeli; yerel bilirkişi ve tanık sözleri arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak yöntemince giderilmeye çalışılmalı; teknik bilirkişiden keşfi takibe imkan verir rapor alınmalı; bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi, kabule göre de; davacı tarafın kök muristen gelen miras payı 1/3 olduğu halde, Mahkemece davacının davasını kanıtladığı kabul edilmek suretiyle, davacının talebinin taşınmazın 1/2 hissesi yönünden kabul edilmiş olması da isabetsizdir. Temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 19.03.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.