2. Ceza Dairesi 2019/11600 E. , 2019/13650 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet, düşme
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
I- Mahkemenin 03/06/2015 tarihli ve 2001/488 Esas, 2001/797 Karar sayılı ek kararına ilişkin o yer Cumhuriyet savcısının temyiz isteminin incelenmesinde;
Hükümlü hakkında, mahkemenin 05/07/2001 tarihli ve 2001/488 Esas, 2001/797 Karar sayılı ilamı ile hırsızlık suçundan kurulan hükmün temyiz edilmeksizin kesinleşmesinden sonra, mahkemenin 17/06/2005 tarihli ve 2001/488 Esas, 2001/797 Karar sayılı ek kararı ile uyarlamaya ilişkin kurulan hükmün hukuken geçerliliğini korumakta olduğu, hükümlünün anılan ek karar yönelik temyiz ve eski hale getirme mahiyetindeki 11/05/2015 tarihli istemi üzerine dosyanın incelenmek üzere Yargıtay’a gönderilmesi yerine mahkemenin 03/06/2015 tarihli ve 2001/488 Esas, 2001/797 Karar sayılı 2. ek kararı ile, uyarlama yargılamasında dava zamanaşımının söz konusu olmadığı hususu da gözetilmeden, kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşürülmesine dair verilen karar hukuken geçersiz olup, o yer Cumhuriyet savcısının hukuken geçersiz ve infaz kabiliyeti bulunmayan karara yönelik konusu bulunmayan temyiz isteminin istem gibi REDDİNE,
II- Mahkemenin 17/06/2005 tarihli ve 2001/488 Esas, 2001/797 Karar sayılı ek kararına ilişkin hükümlünün temyiz ve eski hale getirme isteminin incelenmesinde;
Yokluğunda verilen uyarlamaya ilişkin 17/06/2005 tarihli ek kararın, tebligat sırasında cezaevinde bulunan hükümlüye tebliğ edilirken, tebliğ edilen karar içeriği okunup, anlatılma suretiyle tebliğ edilmesinde yasal zorunluluk bulunması karşısında; cezaevi idaresince hükümlü hakkında düzenlenen 20/07/2005 tarihli tebliğ ve tebellüğ belgesi içeriğine göre, tebliğ işlemi, CMK"nın 35/3. maddesinde öngörülen usule uygun olmadığı ve geçersiz olduğu anlaşıldığından, hükümlünün öğrenme üzerine sunduğu 11/05/2015 tarihli temyiz isteminin süresinde olduğu belirlenerek yapılan incelemede;
Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
1- 5252 sayılı Kanun"un 9/1. maddesi, 01/06/2005 tarihinden önce kesinleşmiş hükümlerle ilgili olarak 5237 sayılı TCK’nın lehe olan hükümlerinin derhal uygulanabileceği hallerde duruşma yapılmaksızın da karar verilebileceğini öngörmüşse de; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 27/12/2005 gün ve 162/173 sayılı kararında açıklandığı gibi lehe olan yasanın belirlenmesi herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmasını, takdir hakkının kullanılmasını gerektiriyorsa veya sonraki yasa ile cezanın kişiselleştirilmesine ilişkin hükümlerin uygulanması olanağı doğmuşsa yargılamasının duruşmalı yapılması zorunludur. Evrak üzerinde inceleme yapılabilmesi ise ancak belirtilen bu haller dışında söz konusu olabilecektir. Hükümlü hakkında lehe olan yasanın saptanabilmesi için takdir hakkının kullanılması gerekeceğinden duruşma açılıp uyarlama yargılaması yapılarak karar verilmesi gerekirken evrak üzerinde yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- 5237 sayılı TCK’nın 7/2 ve 5252 sayılı Kanun’un 9/3. maddesi uyarınca sanık yararına olan hükmün önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümlerinin olaya uygulanarak ortaya çıkacak sonuçların birbiriyle karşılaştırılması suretiyle bulunacağı gözetilip, anılan Kanun’un 141 ve 142. maddelerinde tanımlanan hırsızlık suçu ile 765 sayılı TCK"nın 491/4. maddesinde yer alan suçun öğelerinin farklı olduğu nazara alınıp; somut olayda, hükümlü ...’in temyiz dışı diğer hükümlü ... ile birlikte, suç tarihinde şüphe nedeniyle gündüz kabul edilen zamanda, mağdura ait iş yerinin mağdurun beyanına göre muhkem ve sağlam olmayan aliminyum doğrama kapısını zorlayıp açarak iş yerine girip, iş yerinden toplam 265,00 TL değerinde 1 adet 37 ekran televizyon, çatal kaşık bıçak takımı, 1 adet su ısıtıcısı ve 1 adet rondoyu çalması ve olaydan sonra yakalandığında yer gösterme ile çalınan eşyaların iadesini sağlaması şeklinde gerçekleşen eyleminin, 765 sayılı TCK"nın 491/4, 523, 81/2 maddeleri ile 5237 sayılı TCK"nın 142/1-b, 168/1. maddelerinde düzenlenen hırsızlık suçunun yanı sıra, aynı Kanun’un 116/2, 119/1-c maddelerine uyan iş yeri dokunulmazlığını bozma suçunu da oluşturduğu gözetilerek, 765 sayılı TCK ile 5237 sayılı TCK’nın ilgili maddeleri uyarınca ayrı ayrı uygulamalar yapılıp, cezalar belirlenerek, sonuç cezaların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle lehe yasanın belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, denetime olanak vermeyecek şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, hükümlünün temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 18/09/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.