Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/15440
Karar No: 2017/5581
Karar Tarihi: 04.05.2017

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/15440 Esas 2017/5581 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2016/15440 E.  ,  2017/5581 K.

    "İçtihat Metni"


    ... vekili avukat ... ile ... vekili avukat ... aralarındaki dava hakkında ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 10/09/2014 tarih ve 2012/288-2014/489 sayılı hükmün Dairemizin 10/02/2016 tarih ve 2014/44578-2016/3899 sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalı avukatınca kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşuldu.
    KARAR

    Davacı, maliki olduğu aracı oto kiralama işi yapan damadına verdiğini ve damadı tarafından dava dışı ...adlı şahsa 25/12/2006 tarihinde kiralandığını, ... tarafından aracın ruhsatının bir fotokopisinin dava dışı..."a verildiğini ve ... adına 28/12/2006 tarihli sahte vekaletname tanzim edildiğini, ..."ın bu vekaletnameyle, ... 2. Noterliği"nin 08/01/2007 tarihli sahte satış sözleşmesiyle aracı davalıya sattığını, gerçekte vekil tayin etmediği ... tarafından sahte vekaletname ile yapılan satışın hükümsüz olduğunu, ... Ağır Ceza Mahkemesinde yapılan yargılama neticesinde ..."ın resmi belgede sahtecilik suçundan cezalandırılmasına karar verildiğini ileri sürerek araç satım sözleşmesinin iptali ile aracın kendisine ait olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, dava konusu aracı galeriden satın aldığını, vekalet ile gerçekleştirilen satışta noterin vekaletnamenin geçerliliğini teyit etmesi sonucu sözleşmenin yapıldığını, aracı edinirken kendisinden beklenebilecek tüm özeni gösterdiğini ve iyiniyetli üçüncü kişi durumunda olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, sahte vekaletname nedeniyle temsil yetkisinden yoksun bir kimsenin başkasını temsilen iyiniyetli üçüncü kişi ile geçerli bir sözleşme yapması mümkün olmadığından satım sözleşmesinin geçersiz olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; davalı tarafından temyiz edilen hüküm Dairemizce onanmış olup, davalı bu kez karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
    Türk Medeni Kanunu"nun 988. maddesi; "bir taşınırın emin sıfatıyla zilyedinden o şey üzerinde iyiniyetle mülkiyet veya sınırlı ayni hak edinen kimsenin edinimi, zilyedin bu tür tasarruflarda bulunma yetkisi olmasa bile korunur" hükmünü öngörmektedir.
    Bir malın zilyedi onu başkasına emanet etmiş olmayıp çaldırma, gasp, unutma gibi bir nedenle elinden çıkarmış bulunuyorsa, üçüncü sahıs böyle bir malı iyi niyetle iktisap etmiş olsa dahi onun iktisabı geçerli değildir. Gerçekten Türk Medeni Kanunu"nun 989. maddesi bu konuda açık düzenleme içermektedir. Taşınırı çalınan, kaybolan ya da iradesi dışında başka herhangi bir şekilde elinden çıkan zilyed, o şeyi elinde bulunduran herkese karşı beş yıl içinde taşınır davası açabilir.
    Görülüyor ki kanun iyi niyetin korunması hususunda emaneten bırakılan mallarla sahibinin elinden rızası olmaksızın çıkan mallar arasında bir ayrım yapmıştır. Bu ayrım şu düşünceye dayanmaktadır; malı başkasına emaneten bırakan kimse az çok risk altına girmiş ve emaneten verdiği şeyin alan tarafından başkasına geçirilmesi tehlikesini göze almış sayılabilir. Oysa bir malı rızası olmadan elinden çıkaran kimsenin böyle bir riske önceden katlandığı söylenemez. Böyle olunca bir malı iyi niyetle iktisap eden üçüncü kişinin menfaati, malı emaneten veren kimsenin menfaatine tercih edilmekte; rızası olmadan malını elinden çıkaran kimsenin menfaatine ise feda edilmemektedir. Sahibinin elinden rızası olmadan çıkan bir şeyi iyi niyetli üçüncü kişi bir açık artırmadan, pazardan veya bu gibi eşyayı satan bir kimseden iktisap ederse asıl mal sahibinin gerek bu şahıs gerekse daha sonraki müktesipler aleyhine açacağı iade davasını kazanabilmesi şöyle bir şarta bağlanmıştır: Böyle hallerde iyi niyetli üçüncü kişinin bu malı iktisap etmesi için verdiği bedel, iadeyi isteyen davacı yani asıl mal sahibi tarafından ona iade edilmelidir. Eğer bu şart yerine getirilmezse mahkeme asıl mal sahibinin açacağı iade davasını kabul edemez. Hukuk Genel Kurulu"nun 25/09/2002 tarih, 2002/4-608 E.,2002/643 K. sayılı ilamı da bu yöndedir.
    Dosya kapsamından; davaya konu edilen aracın davacı tarafından araç kiralama işi yapan damadına verildiği, damadı tarafından da dava dışı şahsa kiralandığı ve aracın bu şahısla birlikte hareket eden kişi tarafından davacıya ait bilgileri içeren sahte kimlik belgesi ile davalıya satıldığı anlaşılmaktadır. Olayla ilgili ceza davası ve dosyaya sunulan deliller birlikte değerlendirildiğinde davalının sahtecilik yapan dava dışı şahıslarla birlikte hareket ederek davacıyı zarara uğratmak istediği yönünde bir delil bulunmadığından iyi niyetli kabul edilmesi gerekir. Kaldı ki mahkemece anılan davalının iyiniyetli olmadığı yönünde bir tespit yapılmamıştır. O halde; davacının araç mülkiyetinin tespiti davasının kabulü için davalının ödediği satış bedelinin davacı tarafından kendisine ödenmesi gerekir. Mahkemece, tüm bu hususlar gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. Kararın bu nedenle bozulması gerekirken, Dairemizce sehven onandığı bu kez yapılan inceleme ile anlaşıldığından, davalının karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemize ait 10.02.2016 tarihli, 2014/44578 esas ve 2016/3899 karar sayılı “onama” ilamının kaldırılmasına, hükmün açıklanan nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının karar düzeltme talebinin kabulüne, Dairemize ait 10.02.2016 tarihli, 2014/44578 esas ve 2016/3899 karar sayılı “onama” ilamının kaldırılmasına, hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 04/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi