22. Hukuk Dairesi 2015/23729 E. , 2018/1216 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalıya ait işyerinde yaklaşık on sekiz yıldır çalıştığını, son brüt ücretinin 1.800,00 TL olduğunu, iş sözleşmesinin davacı tarafça emeklilik sebebiyle feshedildiğini ileri ileri sürerek bir kısım alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının işverene karşı etik olmayan söz ve davranışlarda bulunarak eylemli olarak istifa ettiğini, davacının fazla çalışma yapmadığını, dini ve milli bayram günlerinde çalışmadığını beyanla haksız ve hukuka aykırı davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Taraflar arasında davacının belirsiz alacak davasını tamamen ıslah yolu ile tam eda davasına dönüştürüp dönüştürmediği noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Islah, taraflardan birinin usule ilişkin bir işlemini, bir defaya mahsus olmak üzere kısmen veya tamamen düzeltmesine olanak tanıyan ve karşı tarafın onayına tabi olmayan bir usul işlemidir. Bu husus, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 176 maddesinin 1. fıkrasında "Taraflardan her biri, yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir." şeklinde ifade edilmiştir. Islah işlemine sadece bir kez olmak üzere, tahkikatın sona ermesine kadar başvurulabilir (HMK.m.177).
Islah, sözlü veya yazılı olarak yapılabilir. Karşı taraf duruşmada hazır değilse veya ıslah talebi duruşma dışında yapılıyorsa, bu yazılı talep veya tutanak örneği, haber vermek amacıyla karşı tarafa bildirilir.
6100 sayılı Kanun’un “Davanın Tamamen Islahı” başlıklı 180. maddesine göre; “Davasını tamamen ıslah ettiğini bildiren taraf, bu bildirimden itibaren bir hafta içinde yeni bir dava dilekçesi vermek zorundadır. Aksi hâlde, ıslah hakkı kullanılmış sayılır ve ıslah hiç yapılmamış gibi davaya devam edilir”. Şu halde, tamamen ıslahta davacı, davasını baştan (dava dilekçesinden) itibaren ıslah eder ve yeni bir dava dilekçesi verir (HUMK.md.88). Böylece tamamen ıslah ile dava dilekçesi de dahil bütün usul işlemlerinin yapılmamış sayılması söz konusudur ve tamamen ıslah ile talep sonucu ve dava sebebi değiştirilebilir.
Somut uyuşmazlıkta, davacı vekili 20.01.2015 tarihli tam ıslah dilekçesini ve ekinde yeni dava dilekçesini sunarak, belirsiz alacak olarak açtığı davasını HMK m.180 doğrultusunda tam belirli eda/ alacak davası olarak ıslah ettiğini bildirmiştir. Mahkemece, anılan ıslah işlemi, kısmi ıslah olarak değerlendirilmek suretiyle sonuca gidilmiş ise de, davacının usulüne uygun olarak yaptığı tamamen ıslah işleminin kısmi ıslah olarak değerlendirilmesi hatalı olmuştur. Dairemiz uygulamasına göre, belirsiz alacak davası olarak açılan davanın türü kısmen ıslah yolu ile değiştirilemez ise de, tamamen ıslah yolu ile tam eda davası olarak değiştirilebilir. Tamamen ıslah yolunda, davanın başından itibaren bütün usul işlemlerinin yapılmamış sayılması söz konusu olduğundan, davacının sunduğu yeni dava dilekçesinin davalıya tebliği sağlanarak, varsa bu yeni dava dilekçesine karşı yasal süresi içinde cevaplarını, ilk itirazlarını ve delillerini sunması sağlanmalıdır. Dosya kapsamına göre davacının tamamen ıslah dilekçesi ve yeni dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmiş olup, davalının sunduğu cevap dilekçesinin Mahkemece dikkate alınmadığı anlaşılmaktadır. Davalı vekili, 21.04.2015 tarihli duruşmada dilekçe içeriğini tekrarla, tanıklarının dinlenmesini talep etmiş ise de, Mahkemece, kısmi ıslah sonrasında yeniden delil toplanması, tanık dinlenmesi gibi işlemlerin mümkün olmadığı gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiştir. Halbuki somut olayda, davanın tamamen ıslahı söz konusu olduğundan, yapılmış olan tüm usul işlemleri baştan itibaren yok sayılır. Bu sebepledir ki, tamamen ıslahta faiz başlangıç tarihi ve zamanaşımı başlangıç tarihleri yönünden tamamen ıslah tarihi dikkate alınır. Kısacası yeni bir dava açıldığında tarafların sahip olacağı tüm haklara, yeniden, bu defa tamamen ıslah yolu ile sahip olacakları gözönüne alınmalıdır. Bu itibarla, davacının tamamen ıslah dilekçesine karşı, davalının sunduğu cevap dilekçesinin dikkate alınmaması ve bildirdiği delillerin toplanmaması, hukuki dinlenilme hakkının ihlali mahiyetindedir. Davacının tamamen ıslah dilekçesine karşı, davalının savunma hakkını kullanmasına imkan tanındıktan, sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, hatalı hukuki değerlendirme ve eksik inceleme ile karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz sebeplerinin incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 23.01.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.