Taraflar arasında görülen tedbir nafakası davasının yapılan yargılaması sonunda yerel mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dava dilekçesi ile; davacının ayrı yaşamakta haklı olduğunu belirterek, davacı için aylık 500.00 TL tedbir nafakası ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; süresinde yetki itirazında bulunarak davanın esastan da reddini istemiştir. Mahkemece; davalının yerleşim yerindeki mahkemenin (İzmir) yetkili olduğu gerekçesi ile mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık, TMK. 197/2.maddesine dayanan tedbir nafakası talebine ilişkindir. TMK’nun 201/1.maddesinde; "Evlilik birliğinin korunmasına yönelik önlemler konusunda yetkili mahkeme eşlerden herhangi birinin yerleşim yeri mahkemesidir." Aynı madde son fıkrada; "Önlemlerin değiştirilmesi, tamamlanması veya kaldırılması konusunda yetkili mahkeme, önlem kararını veren mahkemedir. Ancak, her iki eşin de yerleşim yeri değişmişse, yetkili mahkeme eşlerden herhangi birinin yeni yerleşim yeri mahkemesidir." düzenlemeleri yeralmaktadır. Davada, davacı ayrı yaşamakta haklılık iddiasına dayalı olarak tedbir nafakası istemektedir. Dosyada yeralan nüfus kayıtlarından davacının yerleşim yerinin Demirci, davalının yerleşim yerinin İzmir olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, davacı TMK.nun 201/1.maddesi hükmüne göre kendi yerleşim yeri mahkemesinde veya HUMK.nun 9.maddesi (HMK. 6.maddesi) hükmü gereğince davalının yerleşim yeri mahkemesinde dava açma konusunda seçimlik hakka sahiptir. Somut olayda; davacı, davayı kendi yerleşim yeri mahkemesi an Demirci Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi"nde açmıştır. TMK"nın 201/1.maddesi hükmü gereğince davanın açıldığı mahkeme davaya bakmaya yetkilidir. O halde mahkemece, davacının kendi yerleşim yeri mahkemesinde açtığı tedbir nafakası davasında işin esası hakkında inceleme yapılarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, yetkisizlik kararı verilmiş olması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.