Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/11788
Karar No: 2018/6253
Karar Tarihi: 11.10.2018

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/11788 Esas 2018/6253 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2016/11788 E.  ,  2018/6253 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Taraflar arasında görülen davada ... . Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 16/04/2015 gün ve 2012/398-2015/202 sayılı kararı bozan Daire’nin 28/03/2016 gün ve 2015/13159-2016/3420 sayılı kararı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
    Davacı vekili, davalı şirkete belirli aralıklarla geri ödenmek üzere borç para verdiğini, verdiği paraların zaman zaman davalı şirketin resmi maliye makbuzuna alındı şeklinde yazılarak resmi yazılı giriş yapılarak verildiğini, zaman zaman davalı şirketin muhasebe bilgisayar kayıtlarına işlenmek kaydı ile verildiğini, ancak müvekkilinin parasını halen alamadığını, davacının davalı şirkete çeşitli bankalardan krediler çekerek borç para verdiğini ancak zamanında davalı şirketten alacağını alamayınca bankalara ödemeleri kendisinin yapmak zorunda kaldığını, davacının dönem dönem parasını davalı şirketten talep edince her defasında geçiştirildiğini, müvekkilinin davalı şirkete olan alacağının bir kısmını belgeleyen davalı şirkete ait resmi maliye makbuzlarının olduğunu ileri sürerek, şimdilik 5.000,00 TL alacağın faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, vekili, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, davanın kabulüne, 303.900,00 TL alacağın 5.000,00 TL"lik kısmına dava tarihinden, kalan kısmına ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline dair verilen kararın davalı vekilince temyizi üzerine karar Dairemizce bozulmuştur.
    Bu kez davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
    Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK 442. maddesi gereğince REDDİNE, aşağıda yazılı bakiye 14,00 TL karar düzeltme harcının ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK 442/3. maddesi hükmü uyarınca takdiren 314,79 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyenden alınarak Hazine"ye gelir kaydedilmesine, 11/10/2018 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
    KARŞI OY
    Uyuşmazlık, davacı tarafından dava dilekçesinde belirsiz alacak davası olarak nitelendirilen davanın, mahkemece kısmi dava olarak kabulü ve yargılamanın bu nitelemeye uygun sonuçlandırılıp sonuçlandırılamayacağına ilişkindir.
    6100 sayılı HMK 33. maddesinde "Hakimin, Türk Hukukunu re"sen uygulayacağı", HMK 107/1 maddesinde "Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkansız olduğu hallerde alacaklının, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar yada değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabileceği", HMK 109/1 maddesinde "talep konusunun niteliği itibariyle bölünebilir olduğu durumlarda, sadece bir kısmınında dava yoluyla ileri sürülebileceği" düzenlenmiş,
    Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu"nun 04.06.1958 tarih 1958/15-6 sayılı kararında da ".... hakimin bir davada sadece tarafların ileri sürdükleri maddi vakıalar ve netice-i taleplerle bağlı olup dayandıkları kanun hükümleriyle ve onların hukuki tavsifleriyle bağlı olmadığı ve kanunları re"sen tatbik ederek iddia ve müdafaadaki netice-i talepleri karara bağlamakla mükellef bulunduğu .... öngörülmüştür.
    Somut uyuşmazlıkta, davacı davalı şirkete zaman zaman borç para verdiğini, ancak davalıca borcun tediye edilmediğini bildirerek alacak miktarı yargılama sırasında belirlenmek üzere şimdilik 5.000,00 TL alacağın davalıdan tahsiline karar verilmesi istemi ile belirsiz alacak davası olarak nitelendirmek suretiyle eldeki davayı açmış,
    Yargılama sırasında dava değeri 303,900,00 TL olarak ıslah edilmiş,
    Mahkemece ıslah gibi karar verilmiş,
    Davalı vekilinin temyizi üzerine sayın çoğunluk görüşü doğrultusunda "davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı, oysa davanın alacak davası olarak açılmasında davacının hukuki yararının bulunmadığı, davanın kısmi dava olarak da kabulünün mümkün olmadığı" gerekçesiyle yerel mahkeme kararı bozulmuştur.
    Sayın çoğunluğun bozma gerekçesine katılamıyoruz.
    Uyuşmazlıkta davacı borç verdiği paranın istirdadını talep etmektedir ki, davacı borç verdiği parayı tam ve kesin olarak belirleyebilecek durumda olduğundan açılan davanın HMK 107/1 maddesinde ifade edilen belirsiz alacak davası olarak nitelendirilmesi mümkün değildir.
    Davacı dava dilekçesinde maddi vakıaları açıklayarak alacağını şimdilik 5.000,00 TL talep ettiğinden hakim HMK 109/1 maddesine uygun şekilde davayı kısmi dava olarak nitelendirmiş olup mahkemenin kabulü HMK 33. maddesi ile 04.06.1958 tarihli içtihadı birleştirme kararına da uygun bulunmaktadır.
    Nitekim HGK 02.03.2016 gün 2014/15-439 E, 2016/207 Karar sayılı kararda da aynı hususa değinilmiştir.
    Sonuç olarak hukuki nitelendirilmesini hakimin yapacağı, maddi vakıaların davacı tarafından dilekçede açıklandığı eldeki alacak davasını açmakta davacının hukuki yararı bulunduğundan, mahkemece davanın kısmi dava olarak nitelendirilmesinde yasaya aykırı bir husus olmamakla davacının karar düzeltme isteminin kabulü ile işin esası hakkında inceleme yapılması gerekirken, yazılı gerekçeyle davacının karar düzeltme itirazının reddi yönündeki çoğunluk görüşüne katılmıyoruz.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi