8. Hukuk Dairesi 2014/4990 E. , 2015/11300 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : . İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İstihkak
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire"ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
K A R A R
Davacı üçüncü kişi vekili, İstanbul 7. İcra Müdürlüğü‘nün 2010/ 28180 sayılı takip dosyasında yazılan talimat uyarınca Malatya 2. İcra Müdürlüğü"nün 2012/51 sayılı Talimat dosyasında yapılan 14.3.2012 günlü hacze konu mahcuzların davacı üçüncü kişiye ait olduğunu, mahcuzların faturalarının bulunduğunu, haciz adresinin ve mahcuzların borçlu şirket ile ilgilisinin bulunmadığını belirterek istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı alacaklı vekili; borçlu şirket ile davacı 3.kişi şirket arasında organik bağ bulunduğunu, haciz esnasında borçlu adına düzenlenmiş sipariş formu bulunduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesi gerekliğini savunmuştur.
Davalı borçlu, haciz yapılan adresin, davacı 3.kişi adına olduğunu, davaya itirazı olmadığını beyan etmiştir.
Mahkemece toplanan delillere, vergi kayıtları ve vergi yoklama fişlerine göre, haciz adresinde 16/03/2009 tarihinden bu yana davacının öncesinde soba vs.satımı sonrasında da elektronik eşya işiyle iştigal edildiği, aile tarafından işletilen veya çalıştırılan bir dükkan görüntüsü mevcut olmakla birlikte, kayıtlardaki hukuki duruma göre söz konusu işyerinin sahibinin davacı olduğu, haciz tutanağında sipariş formları üzerinde borçlu ... isminin yazılı olduğu ve bu belgelerin ... tarafından alınıp yırtılarak sonrasında ... işyerinden gittiği belirtilmiş ise de bu durumun başlı başına söz konusu işyerinin borçlu tarafından işletildiği anlam ve sonucunu oluşturmadığı, borçlunun servis şoförlüğü dışında geri kalan zamanında ailesinin çalıştırdığı bu dükkanda yardım maksadıyla bulunduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, üçüncü kişinin İİK"nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı "istihkak" davası niteliğindedir.
Dosyadaki bilgi ve belgelere göre, haciz talimatında, bildirilen, "Cezmi Karatay Cd. No:51" adresinde yapılan hacizde hazır bulunan dava dışı ... borçlunun uzaktan akrabası olduğunu, borçlunun "Dabakhane Mah. No: 12" adresinde, Umut Elektronik ünvanlı işyeri bulunduğunu beyan etmiştir. Anılan beyana istinaden icra edilen, dava konusu haciz, borçlunun huzurunda yapılmıştır. Ayrıca, Haciz sırasında borçlu adına düzenlenmiş sipariş formları bulunmuş olup, anılan belgelerin borçlu tarafından yırtıldığı haciz tutanağında belirtilmiştir. Bu halde İİK"nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesi borçlu, dolayısıyla da davalı alacaklı yararınadır. Karinenin aksinin davacı 3.kişi tarafından ispat edilmesi gerekir. Ne var ki, ispat yükü altında olan ve karinenin aksini her türlü delille kanıtlama olanağına sahip olan davalı üçüncü kişi şirketin dayandığı her zaman temini mümkün olan ve borcun doğumundan sonraki tarihi taşıyan fatura ile adi nitelikli kira sözleşmesi karinenin aksini ispata yeterli olmadığı gibi, söz konusu faturalara konu malların ayırt edici özelliği belirtilmediğinden hacze konu mahcuzlara ilişkin olup olmadığı kesin bir şekilde tespit edilememiştir. Davacı tarafından sunulan vergi levhası ise beyana dayalı olarak düzenlenen her zaman temini mümkün belgelerdendir. Bundan ayrı, beyan ve nüfus kayıt bilgilerine göre davacı üçüncü kişi ile borçlunun kardeş olması nedeni ile aralarında akrabalık ilişkisi bulunduğu da açıkça anlaşılmaktadır. Bu koşullarda İstihkak iddiası kanıtlanamamış olup istihkak iddiasının, alacaklıdan mal kaçırmak amacıyla danışıklı olarak ileri sürüldüğünün ve muvazaalı işlemler yapıldığının kabulü gerekir. Bu nedenlerle, Mahkemece maddi ve hukuki olgular göz önüne alınarak, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yapılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK"nun 366. ve HUMK"nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK’nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 14.5.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.