23. Ceza Dairesi Esas No: 2015/5264 Karar No: 2016/1402 Karar Tarihi: 16.02.2016
Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/5264 Esas 2016/1402 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, bir şirkette pazarlama elemanı olarak çalıştığı dönemde müşterilerden tahsilat yaptığı paraları şirkete vermediği gerekçesiyle \"hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma\" suçunu işlediği iddiasıyla yargılanmıştır. Sanık, tahsilatı teslim ettiğini ve takip formlarını ibraz ettiğini savunmuştur. Ancak, gerçeğin tespiti için muhasebe defteri, ödeme belgeleri ve müşterilerden temin edilecek belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yapılması gerektiği belirtilerek, yazılı şekilde hüküm verilmesi eksik araştırma sonucu doğmuştur. Kararda, TCK'nın 155/2, 62, 50, 52/2-4. maddeleri açıklayıcı şekilde yer almaktadır. Ayrıca, Tebligat Kanunu'nun 10. maddesi ve 6099 sayılı Kanun'un 3. maddesi ile eklenen madde açıklanmıştır.
23. Ceza Dairesi 2015/5264 E. , 2016/1402 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma HÜKÜM : TCK"nın 155/2, 62, 50, 52/2-4. maddeleri gereğince 6.000 TL ve 80 TL adli para cezası
Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: Sanığın yokluğunda verilen mahkumiyet hükmünün, sorgusunda bildirdiği adrese çıkarılan tebligatın adresin yetersiz olması ve muhatabın tanınmaması nedenleriyle iade edilmesi üzerine, 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 10. maddesine 11/01/2011 tarih ve 6099 sayılı Kanunun"un 3. maddesi ile eklenen "bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır" hükmüne göre, tebligatın sanığın mernis adresine çıkarılması gerekirken, usule aykırı olarak sorguda bildirdiği adresine Tebligat Kanunu"nun 35. maddesine göre yapılması karşısında, sanığın temyiz isteminin öğrenme üzerine ve süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede; Sanığın katılan şirkette pazarlama elemanı olarak çalıştığı dönemde görevi gereği şirketin mal verdiği müşterilerden yaptığı bir kısım tahsilatı şirkete vermediği ve bu şekilde hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediği iddia ve kabul olunan olayda; Sanığın aşamalardaki savunmalarında şirket adına yaptığı tahsilatı teslim ettiğini belirterek tahsilata ilişkin takip formlarını ibraz ettiğini ve şirkette finans sorumlusu olarak çalışan tanık ..."nin alınan beyanında sanık tarafından teslim edilip kayda girmeyen tahsilat bulunmadığını ifade etmesi karşısında, gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından; katılan şirkete ait muhasebe defteri ile sanıkça sunulan ödeme belgeleri ve müşterilerden temin edilecek ödeme belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması ve toplanan tüm delillerin sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirinin gerektiği gözetilmeden eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 16/02/2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.