11. Hukuk Dairesi 2016/12898 E. , 2018/6247 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada ... . Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 14/07/2016 tarih ve 2013/80-2016/522 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş olduğu anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 09/10/2018 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkiline ait üzüm bağının davalı nezdinde sigorta örtüsü altına alındığını, don olayı nedeniyle bağın zarar gördüğünü, davalının gerçek zararı ödemekten kaçındığını ileri sürerek, şimdilik 3.000,00 TL belirsiz zararın yargılama sırasında belirlenecek miktar üzerinden, zararın meydana geldiği tarihten (hasat tarihi 01.09.2011) itibaren yasal faiziyle tahsilini talep etmiş, 20.06.2016 tarihli dilekçesiyle harcı tamamlamak suretiyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 29.638,22 TL’nin tahsilini istemiştir.
Davalı vekili, 14.04.2011 tarihinde don hasarı ihbarı üzerine düzenlenen ekspertiz raporunda poliçedeki 21 kg. değil de 15 kg. verim değeri oluştuğunun tespit ediliğini, verim değeri üzerinden poliçeler zeyil edilerek sigortalıya ödeme yapıldığını, davacıya ait bağda belirlenen verim düşüklüğünün ölükol hastalığı ve mildiyösünden kaynaklandığını, tespit raporunu kabul etmediklerini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, 21/09/2015 havale tarihli rapora itibar edilerek davacının don nedeniyle zarar miktarının omca başına beklenilen verimi 15 kg olup, bağ omcalarının meydana gelen don olayından dolayı gördüğü %33 zarar nedeni ile davacıya verilmesi gereken tazminat tutarının muafiyet ve müşterek sigorta uygulaması yapıldıktan sonra 29.638,22 TL olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile davacının toplam 29.638,22 TL zararının 3.000,00 TL"si için 01/09/2011 tarihinden, 26.638,22 TL"si için ıslah tarihi olan 20/06/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki (2) nolu bendin, davalı vekilinin aşağıdaki (3) nolu bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir
2-Dava, bitkisel ürün sigorta poliçesine dayalı tazminat istemine ilişkindir. Davacı vekili dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 3.000,00 TL’nin hasat tarihi olan 01.09.2011 tarihinden itibaren yasal faiziyle tahsilini talep etmiş, 20.06.2016 tarihli dilekçesiyle harcı tamamlamak suretiyle 29.638,22 TL’nin tahsilini istemiştir. Mahkemece ıslahla arttırılan 26.638,22 TL için ıslah tarihi olan 20/06/2016 tarihinden itibaren faize hükmedilmiş ise de Devlet Destekli Bitkisel Ürün Sigortası Genel Şartları’nın “Tazminatın Ödenmesi” başlığı altında yer alan B.7. maddesinde kesinleşmiş hasar miktarının en geç 30 gün içinde sigortalıya ödeneceği ve tazminatın her halükarda hasat tarihinden önce ödenmeyeceği düzenlenmiş olup bu itibarla ıslahla arttırılan kısım yönünden de hasat tarihi olan 01.09.2011 tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmesi doğru görülmemiş, kararın davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
3- Davalı ... vekili, davanın reddini istemiş, tazminat hesabı yapılacaksa da Devlet Destekli Bitkisel Ürün Sigortası Genel Şartları hükümlerinin nazara alınması gerektiğini ve poliçede yer alan muafiyet ve müşterek sigorta oranında indirim yapılması gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece alınan 21.09.2015 havale tarihli bilirkişi raporuna davalı vekilinin muafiyet indiriminin sigorta bedeli üzerinden hesaplanması gerekirken hasar bedeli üzerinden yapılmasının ve müşterek sigorta indiriminin hatalı olduğu yönündeki itirazı üzerine ek rapor alınmasına rağmen mahkemece gerekçeleri açıklanmadan 21.09.2015 tarihli kök rapora göre karar verilmiş ise de Devlet Destekli Bitkisel Ürün Sigortası Genel Şartları’nın “Tazminat Hesabı Başlıklı” B.5. maddesinin 2. fıkrasında muafiyeti geçmeyen hasarların ödenmeyeceği, tazminat hesabında hasar miktarının poliçede belirtilen muafiyeti aşan kısmının esas alınacağı, sigorta bedeli üzerinden hesaplanan muafiyet tutarı indirildikten sonra kalan zarar miktarı üzerinden müşterek sigorta tutarı hesaplanarak tazminat tutarından indirileceği...” hükmü düzenlenmiştir. Bu itibarla mahkemece tazminat hesabının Genel Şartların B.5. maddesi uyarınca yapılması gerekirken genel şart hükmüne uyulmadan hesaplama yapılan rapora itibar edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir.
Ayrıca davalı vekili, prim iadesi yapıldığını, iade edilen meblağın hükmedilecek tazminat tutarından indirilmesi gerektiğini savunmuş, davacı taraf ise bu konuya ilişkin bir yanıt vermemiştir. Mahkemece, bu husus üzerinde durularak, prim iadesi yapılmış ise iade edilen tutarın tazminat tutarından indirilmesi gerekirken, bu konuda olumlu ya da olumsuz bir değerlendirmede bulunulmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle de davalı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ :Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine; (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.630,00 TL duruşma vekalet ücretinin taraflardan alınarak yekdiğerine verilmesine, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 11/10/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.